Türkiye’nin ayrılıkçı terör örgütü PKK ile mücadelesinde en kritik konulardan biri, 30 yılı aşkın bir süreden beri devam eden Irak sınırındaki kontrolsuzluk.
Irak PKK’nın üslendiği ve lider kadrosunun bulunduğu ana ülke. Çoğunlukla sarp dağlardan oluşan Türkiye-Irak sınırı, 1992 yılından beri iki ülke arasında büyük bir sorun. Çünkü bu sınırda, geçmişte temel sorun kaçakçılık olduğu için Türkiye ve Irak sınırdaki geçiş noktalarını kendi aralarında paylaşmış ve sınırı kontrol eder durumdaydı. Ama 1992’de Irak tarafı bu kontrolları sona erdirdi ve sınır boyundaki karakollarını kapattı.
Irak tarafının bu karakolları kapatmasıyla PKK’nın Kuzey Irak’tan Türkiye’ye sızmaları ve saldırıları da arttı. Türkiye uzun yıllar bo sorunu çözemedi, defalarca yapılan ‘Sınır ötesi harekatlar’ da işe yaramadı, PKK her seferinde buradan sızmaya devam etti.
Ancak Türkiye son yıllarda ‘Pençe-Kilit’ adını verdiği kapsamlı bir operasyonla sınır güvenliğini Irak topraklarında sağlamaya başladı ve buralarda kalıcı üsler oluşturdu. Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri yer yer derinliği 25 kilometreye kadar varan ve tamamı Irak toprakları içinde yer alan geniş bir alanda PKK’yı durdurmaya çalışıyor, oldukça başarılı da oldu.
Ancak tabii bu durum, başka bir egemen devletin toprağında kalıcı biçimde asker bulundurmayı gerektiriyordu. Bunun Irak’taki merkezi hükümetin tepkisine neden olmaması mümkün değildi. Nitekim hu tepkiler de yıllardır geliyor. Türkiye her seferinde Bağdat’taki hükümete, ‘Sizin topraklarınızda gözümüz yok, sınır güvenliğini siz sağlayın yeter’ dedi. Şimdi en sonunda bu çabalar sonuç vermeye başladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın aylarca Türkiye ve Irak arasında mekik dokudu. ‘Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması’ oluşturuldu ve üç toplantı yapıldı. Bu hazırlık sürecinde Bağdat yönetimi işbirliğine sıcak baktığının işareti olarak PKK’yı yasaklı örgütler listesine aldı. Nisanda da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 12 yıl sonra bölgeyi ziyaret etti. Bu ziyaretten sonra Irak basını Bağdat’ın Türkiye sınırında Zaho’da iki askeri üs kurduğunu duyurdu.
Dün Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması’nın dördüncü toplantısı Ankara’daydı. Toplantıda önce Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin görüştü. Sonra da heyetler arasında toplantıya geçildi.
Görüşmeden sonra Bakan Fidan Iraklı mevkidaşıyla ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Fidan Türkiye ve Irak arasında ‘askeri, güvenlik işbirliği ve terörle mücadeleye dair mutabakat zaptı’yla birlikte 27 anlaşma imzalandığını duyurdu. Irak Dışişleri Bakanı Hüseyin “Bu iki ülkenin tarihindeki ilk mutabakat zaptıdır” dedi.
İki merkez kurulacak, Başika üssü Irak’a devredilecek
Anlaşmayla Bağdat’ta Ortak Güvenlik Koordinasyon Merkezi kurulacak. Bu merkez sadece terör değil insan kaçakçılığı, narkotik gibi konularla ilgili de işbirliği yapacak.
Başika’da bulunan Türkiye’ye ait üs de Irak Silahlı Kuvvetleri’ne devredilecek. Burada ‘Türkiye-Irak Ortak Eğitim ve İşbirliği Merkezi’ faaliyet gösterecek.
Musul yakınlarındaki üs 2015’ten bu yana Türkiye’nin kontrolünde. Türkiye bu üsse IŞİD’in Irak’ın önemli bir bölümünü ele geçirdiği dönemde Irak silahlı kuvvetlerine eğitim ve destek amacıyla asker göndermiş, ancak sonra buradaki varlığı kalıcı hale gelmişti.
Irak’ta önceki hükümetler Türkiye’nin üssü boşaltmasını istemiş, bu reddedilmişti.
Fidan: Terörle mücadeledeki anlayış birliğini sahada somut adımlarla ilerletmeyi arzu ediyoruz
Fidan şunları söyledi: ”Irak tarafının yasaklı örgüt kararını uyarınca PKK iltisaklı üç siyasi parti hakkında kapatma kararı almasından duyduğumuz memnuniyeti dile getirdik. Ayrıca bir süredir müzakeresini yaptığımız askeri, güvenlik, iş birliği ve terörle mücadele dair mutabakat zaptı taslağı üzerinde görüşmelerimizi yoğunlaştırdık. Şu anda tarihi bir gelişmeyi de ayrıca ilan etmek istiyorum. Söz konusu mutabakat zaptı az önce Savunma Bakanlarımız tarafından imzalandı. Bu anlaşmada öngörülen ortak koordinasyon ve eğitim merkezleri maharetiyle iş birliğimizi bir üst seviyeye taşıyacağımıza inanıyoruz.