Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Funda Evcili Toplumsal Bilgi ve İletişim Derneği ile Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) toplumsal farkındalığı artırmak için üç yıl önce başlattığı ‘Dijital Şiddet ile Mücadele’ projesi kapsamında çevrim içi şiddetin kadın ve erkekler üzerindeki etkisi hakkında açıklama yaptı.
Doç. Dr. Funda Evcili kadın ve kız çocuklarının özellikle sosyal medyada çevrim içi şiddete maruz kaldığını söyledi. Proje kapsamındaki araştırma sonucunda çevrimiçi şiddetin en önemli türlerinden birinin ‘ısrarlı takip’ olduğunu belirten Doç. Dr. Evcili şunları anlattı:
“Özellikle çevrim içi şiddet açısından değerlendirdiğimizde kadınlar ve genç kızlar önemli risk grubu. Şiddet türlerine baktığımız zaman çevrim içi ısrarlı takip, sömürü, taciz ya da deepfake pornografi gibi çeşitli içeriklerle kadın ve genç kızlar hedef alınıyor. Dünya genelinde ve Türkiye’de özellikle kadınların çevrim içi şiddete uğrama potansiyeli erkeklerden çok daha yüksek. Dünyada ve Türkiye’de kadınlar erkeklere oranla 27 kat daha fazla bu şiddete maruz kalıyor. Türkiye’de her iki kadından biri çevrimiçi platformlar üzerinden tehdit, taciz ve herhangi bir nefret içerikli söylemle yüz yüze kaldığını söylüyor.” Doç. Dr. Evcili “Ek olarak kadınların yüzde 46’sı ısrarlı çevrim içi takibe maruz. Israrlı çevrim içi takipten kastettiğim, günümüzde popüler dilde ‘stalklama’ denen şey. Bu ısrarlı takibi yapan kişilere de ‘stalker’ deniyor. Stalker ya da işte çevrim içi ortamlarda ısrarlı takip yapanlar genel anlamda elde ettikleri bilgileri, görselleri ya da kadını huzursuz edebilecek her türlü içeriği onun güvenliğini tehdit edecek, güvenlik hissini zayıflatacak şekilde kullanıp şiddet uygulamış oluyor.”
‘İntiharla sonuçlanabilir’
Çevrim içi şiddetin kadınlar üzerindeki etkisinden de bahseden Doç. Dr. Evcili “Çevrim içi şiddet olgusuna maruz kalmak kadınlar için çok travmatize edici. Özellikle durumdan utanma, sosyal anlamda kendini izole etme, duygu durumunda bozukluk, fiziksel semptomlar gösterme ihtimalleri yüksek. Şiddetin tür ve boyutuna göre mevcut durumun daha komplike hale geldiğini söyleyebiliriz. Olguların intiharla sonuçlanma ihtimali olduğundan bahsetmek de mümkün” dedi.
Çevrim içi şiddetin kadınlar üzerindeki en olumsuz etkisinin kadınların çevrim içi platformlardan kendilerini geri çekmesi olduğunu söyleyen Doç. Dr. Evcili şöyle dedi:
“Biz her ne kadar internet kullanımını ve çevrim içi platformları sanki sadece haberleşme amaçlı kullansak da aslında dijital mecralar insan hayatına önemli katkılar sağlıyor. Küreselleşme, bilgiye ulaşma, yaratıcılığın teşvik edilmesi, istihdam olanaklarından yararlanma ya da sanat ve kültürel faaliyetler yapıp bunu başkalarıyla paylaşma. Kadının yaşadığı şiddet yüzünden çevrim içi platformlardan kendini geri çekmesi bu fırsatların da kaçırılması demek. Bu nedenle kadınların özellikle çevrim içi platformlarda şiddetten uzak tutulması için öncelikle güvenlik önlemleri alması gerekiyor. Gerektiğinde yasal bildirimde bulunmaktan kaçınmamak ve yaşanan şiddet olgusundan birincil derecede kendini suçlu tutmamak çok önemli.”