AK Parti ve MHP kanadının DEM Parti’ye yönelik hamleleri ve ‘terörsüz Türkiye için iş birliği’ mesajları nedeniyle son günlerde adı konmamış bir yumuşama ortamı yaşanan Türkiye, 23 Ekim’de Ankara’daki terör saldırısıyla sarsıldı.
Resmi otoritelerin PKK üyesi olduğunu açıkladığı Ali Örek ve Mine Sevjin Alçiçek adlı iki terörist Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’yi (TUSAŞ) hedef aldılar. Milli muharip uçak ve HürJet gibi önemli savunma sanayii ürünlerini ortaya çıkaran tesiste beş kişiyi öldürdüler, 22 kişiyi yaraladılar.
Siyaset sahnesinde yapılan hamlelerle eş zamanlı düzenlenen saldırı endişelere yol açtı. Güvenlik ve istihbarat zafiyeti olduğuna ilişkin eleştiriler sürerken T24 yazarı Tolga Şardan saldırının öncesine dair edindiği bilgileri aktardı.
Buna göre teröristler bir gün önce kapıda keşif yapmışlar, bölgedeki taksi durağındaki şoförlerden birinin numarasını dahi almışlar:
“(…) Öncelikle her iki teröristin, TUSAŞ’ın G1 kapısına yönelik eylemden bir gün önce saldırı için keşif yaptıkları belirlendi.
İki terörist, bir gün önce yine aynı taksi durağına gelerek bir taksiye binip, çantasız ve yüksüz biçimde TUSAŞ’ın G1 kapısına gelip aynı taksi ile döndüler. Bu arada kiraladıkları taksicinin telefon numarası aldılar. Daha sonra tekrar aramak için.
Ertesi gün, yani eylemden önce telefon numarasını arayıp taksiciye ulaşmak istediler. Ancak taksici telefonu açmadı. İlk günkü taksiciye ulaşamayınca yolun karşısına geçerek duraktaki yolcu sırasını bekleyen Murat Arslan’ın aracına binip eylem için yola çıktı, iki terörist.
Yolda Arslan’ı katlettiler. Beraberinde getirdikleri silahlar ve mühimmatları kullanarak vahim eylemi gerçekleştirdiler.
Murat Arslan, kardeşiyle birlikte taksicilik yaparak geçimlerini sağlıyorlardı. Kader, aynı durakta beraber çalıştığı meslektaşının telefonunu açmaması nedeniyle kendisini iki teröristle karşılaştırdı.
Hiçbir şeyden habersiz aldığı iki müşterinin katletmesiyle ülke tarihinin en dikkat çeken terör eylemlerinden birisinin kurbanı oluverdi Arslan. Tıpkı, eşinin evlilik yıldönümü için gönderdiği çiçeği almak için nizamiyeye gelen Başmühendis Zahide Güçlü Ekici gibi. Kalite kontrolörü Cengiz Coşkun, personel Hasan Hüseyin Cambaz ve özel güvenlik görevlisi Atakan Şahin Erdoğan gibi.”
Olayın büyümesini önleyen detay
Şardan olay yerine ilk gelen güvenlik ekibinin Ankara Emniyeti’ne bağlı özel harekat polisleri olmasına da ayrıca dikkati çekti.
Ankara – İstanbul karayolundaki günlük rutin arama noktasında görev yapan özel harekatçılar, ihbar sonrası kısa süre sonra tesise girip özel güvenlikçilerle çatışan teröristlere müdahale etmişlerdi.
“Özel Harekâtçıların yakında olması olayın belki de büyümesini önledi” diyen gazeteci, şöyle devam etti:
“TUSAŞ yerleşkesinin Ankara’nın dışında olması göz önüne alındığında merkezden polis ya da jandarma ekiplerinin sevk edilmesinde yaşanılacak gecikmenin, olayın daha büyümesine neden olması kaçınılmazdı.”