Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başında bulunduğu ve kamunun en önemli kuruluşlarını bünyesine alan Türkiye Varlık Fonu’ndaki (TVF) 25 milyon dolarlık yolsuzluk soruşturmasında iddianame hazırlandı. Varlık Fonu’nu 25 milyon dolar zarara uğrattığı belirlenen ve tutuklanan eski başkan Mehmet Bostan hakkında tahliye edildikten sonra tüm suçlardan kovuşturmaya yer yok kararı verildiği ortaya çıktı.
Kamu bankalarından THY’ye, BOTAŞ’tan ÇAYKUR’a kadar birçok devasa kurumu bünyesinde barındıran Varlık Fonu’nda yıllardır denetiminin yetersiz olduğuna vurgu yapılıyor. Üstelik yabancı yatırımcının gelmesi beklenen Borsa İstanbul da Varlık Fonu’na bağlı…
CHP TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin hazırladığı 138 sayfalık raporda da Varlık Fonu’nun Hazine ile ilişkisinin açık ve şeffaf olmadığına değinilmişti. Raporda, Varlık Fonu bünyesine geçen şirketlerin milyarlarca lira zarar ettiğine dikkat çekilmişti.
Varlık Fonu’ndaki en büyük yolsuzluk iddiası ise 22 Eylül 2016 tarihine aitti. Resmen 7 Kasım 2016’da kurulan TVF, henüz yönetim kurulu üyeleri dahi belirlenmeden Mehmet Bostan tarafından büyük bir sözleşmeye imza attı. Sözleşmeye göre Mineks İnternational, McKinsey&Company, NewOak Capital, Allen&Associates şirketlerinin bulunduğu konsorsiyum TVF’ye yurt dışından 75 milyar dolar fon getirme vaadinde bulunuyordu. Ama bunun için konsorsiyuma bir ön ödeme gerekiyordu, o da 25 milyon dolar olacaktı.
Dev sözleşmenin imzalandığı tarihte ise Mehmet Bostan henüz resmi olarak TVF’nin başkanı değildi. Mehmet Bostan’ın ataması resmi olarak 15 Kasım 2016’da yapıldı. Sözleşmenin imzalandığı tarihte TVF’nin yönetim kurulu üyeleri de belirlenmemişti.
Sözleşmeye göre, konsorsiyuma TVF tarafından ilk aşamada 15 milyon dolar, ikinci aşamaya geçişin hızlandırılabilmesi için birinci aşama başlamadan önce de 10 milyon dolar ödenecekti. Ödeme yapılması gereken ve adına fatura kesme yetkisi bulunan şirket Allen&Associates idi.
Örtülü ödenekten alınan 25 milyon dolar farklı şirkete verildi
Ancak Mehmet Bostan başkanlığındaki TVF, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’ın verdiği onayla örtülü ödenekten 25 milyon dolar aldı ve bunu konsorsiyum içindeki diğer şirketlerden Mineks İnternational’ın hesabına 21 Aralık 2016 tarihinde yatırdı. Mineks İnternational’ın yönetim kurulu başkanı ise Londra’daki iş çevrelerine yakınlığıyla bilinen Bülent Göktuna’ydı. Zaten bütün proje onun projesiydi.
Ancak aradan geçen sürede konsorsiyumdan Türkiye’ye vaat edilen 75 milyar dolardan eser yoktu. Varlık Fonu kasasından çıkan 25 milyon dolar ise geri getirilemedi.
Henüz bir yetkisi yokken sözleşme imzalayan ve sözleşmeye aykırı bir şekilde başka bir şirkete tek seferde 25 milyon dolar gönderen Mehmet Bostan, 18 Eylül 2017’de görevden alındı.
Binalı Yıldırım’ı işaret etti: Talimatıyla hareket ettim
Olaydan 6 yıl sonra, Devlet Denetleme Kurumu’nun raporunun ardından 2022 yılında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Mehmet Bostan, Bülent Göktuna ve avukatı Burhan Asaf Şafak hakkında soruşturma başlatıldı.
Soruşturmadan bir yıl sonra Bostan, Göktuna ve Şafak “Kamu Kurum Ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık”, “Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerlerini Aklama Ve Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma ve Kurulmuş bir örgüte üye olma” suçlarından tutuklandı.
Eski başkan Mehmet Bostan ifadesinde, dönemin başbakanı Binali Yıldırım’ın talimatıyla hareket ettiğini 25 milyon doların ödendiği tarihte Varlık Fonu’nun böyle bir parası olmadığını örtülü ödenekten paranın alındığını söyledi.
Mehmet Bostan, 25 milyon doların ödendiği Mineks İnternational’ın yönetim kurulu başkanı Bülent Göktuna ismini Binali Yıldırım’ın yönlendirdiği Salih Orakçı’dan öğrendiğini belirtti. Salih Orakçı ise bir dönem Binali Yıldırım’ın danışmanlığını yapan, Sedat Peker’in gündeme getirdiği “SPK’da rüşvet” skandalında ismi geçen biriydi.
Parayı veren kurtarıldı parayı alan yargılanacak
Tutuklanan Mehmet Bostan ve avukat Burhan Asaf Şafak bir ay içerisinde Bülent Göktuna ise 6 ayda serbest bırakıldı. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Bülent Göktuna ve avukatı Burhan Asaf Şafak hakkında “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kurulmuş bir örgüte üye olma suçundan” kovuşturmaya yer yok kararı verdi. Göktuna ve avukatı hakkında “Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık, Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı değerlerini Aklamak” suçlamaları üzerine soruşturma devam ettirildi.
Ancak Mehmet Bostan hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, tüm suçlamalardan kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Karardan iki gün sonra Bülent Göktuna ve Burhan Asaf Şafak hakkında iddianame hazırlandı.
10 Haber’in ulaştığı iddianamede, Devlet Denetleme Kurulu ve Cumhurbaşkanlığı şikayetçi olarak yer alırken Bülent Göktuna ve Burhan Asaf Şafak’ın “Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık, Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı değerlerini Aklamak” suçunu işlediği iddia edildi.
İddianamede, Varlık Fonu’nun dolayısıyla Mehmet Bostan’ın sözleşmeye aykırı bir şekilde 25 milyon doları tek seferde Bülent Göktuna’nın şirketine ödediği belirtildi.
Bülent Göktuna’nın şirketi Mineks İnternational’ın, 25 milyon dolarlık ödemenin ardından konsorsiyumda yer alan McKinsey’e 12 milyon dolar gönderdiği ifade edildi. MASAK tarafından yapılan incelemede ise Bülent Göktuna’nın yurt dışına yapılan para transferlerinde 25 milyon dolarlık ödemenin ardından artış yaşandığının tespit edildiğine ve bunun şüpheli olduğuna dikkat çekildi.
Ancak aynı MASAK raporunda Mehmet Bostan’ın da yurt dışı para transferlerinde benzer şüpheye dikkat çekilmesine rağmen Varlık Fonu’nun eski başkanı dosyada sanık yapılmadı. Dosyadan geriye ise Mehmet Bostan’ın soruşturma sürecinde verdiği “Binali Yıldırım’ın talimatıyla hareket ettim” sözleri ve örtülü ödenekten alınıp adeta “hiç” edilen 25 milyon dolar kaldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianame ise İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıklar 18 Eylül’de hakim karşısına çıkacak.