Ordu’nun Aybastı ilçesinde savcıyla restoran sahibi arasında çıkan yer ve servis tartışması arbedeye dönüştü. Yaşananların ardından 3 kişi gözaltına alındı. Peki savcı gücünü kötüye mi kullandı, yoksa bu olayda mağdur mu oldu? Cevaplar burada.

Türkiye dün sabah güne Ordu Ünye’de bir savcının ailecek gitmek istediği bir lokantada boş masa olmamasına sinirlenerek mekan sahiplerini ve çalışanlarını gözaltına aldırdığına dair haberle başladı.  Haberi okuyan herkes bir kez daha güç sahibi birinin gücünü kötüye kullanmasına tanık olunduğunu düşündü. Zaten başka türlü böyle bir olay neden haber olsundu? Kimi lokantalarda sık sık boş masa bulunmuyor, bu sebeple tartışmalar da çıkıyor ama hiçbiri medyaya yansımıyor.

Dün sabah ilk gelen haberlerde, Ordu’da Ünye Adliyesi’nde görevli savcı Mücahid Şamil Koca’nın pazar akşamı Aybastı Perşembe Yaylası’ndaki Güleç Izgara adlı lokantaya gittiği, ancak mekanın dolu olması nedeniyle görevlilerin savcıya yarım saat sonra gelmesini söylediği anlatılıyordu. Haberin devamında şunlara yer veriliyordu:

“Mekândan ayrılmasının ardından 45 dakika sonra yeniden dönen savcı Koca oturacak yer olmaması nedeniyle sinirlendi. Çalışanlar savcıya pazar günü olmasından dolayı yoğun olduğunu, bir saat sonra yer olacağını söyledi. Bunun üzerine sinirlenen savcı Koca çalışanlarla tartışmaya başladı. Tartışma sırasında savcının ‘Ağzınıza s*çacağım’, ‘Hepinizi süründüreceğim’ dediği iddia edildi.

Mekânın sahibinin gelmesinin ardından tartışma daha da büyüdü. Savcının mekânın sahibine ‘Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?’, ‘Ben savcıyım, hepinizin burnundan getireceğim’ dediği ileri sürüldü. Tartışmanın büyümesinin ardından savcı jandarmayı çağırdı. Jandarmanın gelmesinin ardından savcı tehditlerini sürdürdü. Ardından mekânın sahiplerinin de aralarında olduğu 15 kişiyi gözaltına aldırdı.”

Peki savcı nasıl anlattı aynı olayı?

Haber bu haliyle ansızın büyük bir tartışmanın konusu oldu. Yalnız haberde bir sorun vardı: Savcının görüşleri ve olayın onun açısından anlatımı yoktu.

Bir süre sonra pazar gecesi aslında yemek yemek için oldukça geç bir saatte yaşanan olaylarla ilgili açılan soruşturmada savcı Mücahid Şamil Koca’nın verdiği ifade medyaya yansıdı.

Savcı Koca, verdiği ifadede, tavsiye üzerine mekâna gittiğini belirterek, şunları söyledi:

“Henüz masaya oturmadan sipariş vermeden geri dönmeyi de hesap ederek şu an hatırlamadığım işletme çalışanına ‘Sipariş versek kaç dakikada hazır olur?’ diye sordum. O da bana ‘yaklaşık 20 dakikada çıkar’ dedi. Üst kata çıkmak istedik ancak yukarıda temizlik olduğunu söyleyerek görevli bize alt katta bulunan yuvarlak masayı hazırlatabileceğini söyledi. O esnada bizi duyduğunu düşündüğüm, kasada duran ve adını sonradan soruşturma kapsamında öğrendiğim Yücel Güleç isimli şahıs ‘yaklaşık 30 dakika yemeğin hazırlanması sürer’ dedi Biz de ailemle birlikte işletme çalışanlarının agresif tavırlarından hem üst kata çıkarmamaları hem de süreyle ilgili farklılık belirttikleri için işletmeden çıkmak istedik ve ailemle birlikte kimseye bir şey demeden çıktık.”

Başka mekâna gittiklerini, ancak hem diğer mekânların boş olması sebebiyle hem de verilen öneri üzerine yeniden aynı mekâna döndüklerini anlatan Koca, şöyle devam etti:

“Güleç Izgara isimli işletmenin önünde eşim hariç diğer aile fertleri bekledi. Biz eşimle Güleç Izgara isimli işletmeye girdik ve yaklaşık 2 dakika önce önerdikleri yuvarlak masaya oturmak istedik. Bu kez de orada çalışan bir görevli bize sipariş verip vermediğimizi sordu. Ben de şimdi vereceğimizi söyledim. Bunun üzerine çalışan da bana 1 saat beklememiz gerektiğini söyledi. Ben de bunun üzerine ‘neden1 saat, az önce 20-30 dakika demiştiniz, 3 dakikada ne oldu’ diye sordum. Garson da bana yeni bir sipariş aldıklarını söyledi. Ben de işletme çalışanlarının tavrının tutarsız ve insanlarla dalga geçer şekilde olduğunu düşündüğüm için ‘buranın bir yetkilisi yok mu, konuşmak istiyorum’ dedim ve kasada duran Yücel Güleç isimli şahsın yanına geçtim. Bu kez kendisine ‘Ben Ünye Cumhuriyet Savcısıyım, kolluktan burayı önerdiler. Sizin yaptığınız ayıp değil mi?’ dedim.  Kendisi direkt olarak agresif bir tavır sergileyerek ‘Sen neden şimdi kimliğini söylüyorsun ki? Ben de 28 yıllık bir şeyim’ dedi ama şu an hatırlamıyorum. Sesimizin yükseldiğini duyan diğer işletme çalışanları gelince az önce bana süre söyleyen çalışanları gördüm ve Yücel Güleç isimli şahsa çalışanları göstererek ‘bu 20 dakika, bu 1 saat, sen de 30 dakika dedin, dalga mı geçiyorsunuz’ dedim. O da bana ‘sen niye ikide bir dükkâna girip çıkıyorsun’ dedi. Ben de ‘müşteriyim tabii ki girip çıkarım’ dedim.”

“Bu nasıl rezillik, insanlarla siz dalga mı geçiyorsunuz?’ diye sitemde bulundum”

“Bunun üzerine şu an hatırlamadığım orada duran bir çalışan agresif tavırlarla el kol hareketi yaparak ‘Sen ne diyorsun’ şeklinde hitaplarda bulundu. Ben ve eşim işletme çalışanlarının tavrından rahatsız olarak işletmenin dışına çıktık. Bu esnada önlüğünden yine işletme çalışanı olduğunu düşündüğüm ve ismini sonradan öğrendiğim Erkan Güleç isimli şahsı gördüm ve ona da yine ‘Bu nasıl rezillik insanlarla siz dalga mı geçiyorsunuz? Hepiniz ayrı saatler söylüyorsunuz’ diye serzenişte bulunurken üzerime yürüdü. Onu orada bulunan çalışanlar ayırdı. Bu esnada yine ismini sonradan öğrendiğim Abdülsamet Arpacı isimli şahıs çok hızlı bir şekilde işletmenin içinden üzerime koştu, ancak yine orada bulunan şahıslar ve çalışanlar onu da tuttular. Ben ona odaklanmışken arkamdan sağ kulağıma bir yumruk yedim, fakat kimin vurduğunu fark etmedim. O esnada orada bir kargaşa çıktı. Bu kargaşada kayınvalidem Selime Kırım ve kucağındaki 9,5 aylık kızım yere düştü. Sonrasında ise yine ismini sonradan öğrendiğim Ercan Güleç isimli şahıs da yine işletme içinden koşarak üzerime yürüdü, ancak onu da tuttular. Daha sonrasında olay yerinden ayrıldık ve Jandarma’ya bilgi verdim. Olaylar sakinleştikten sonra olay esnasında çıkan kargaşa nedeni ile 9,5 aylık kızımın başından yaralanmış olduğunu gördüm ve kayınvalidemin de kalçasında ağrı olduğunu öğrendim.”

Olayla ilgili ortaya çıkan kamera kayıtları da, savcının ifadesinin son bölümünde anlattığı saldırıyı doğrular nitelikte olduğu için mekan sahibi ve bazı çalışanlar gözaltına alındı. Savcının 9,5 aylık kızının göz çevresinin morarmış görüntüleri de var.

Kısacası şu: Savcı ve ailesi, pazar gecesi dışarıya yemeğe çıkmak istemiş, yörenin meşhur bir ızgara salonuna gitmiş, orada yer bulamamış. Gece zaten vakit geç gibi duruyor. Eğer medyaya yansıyan kamera görüntülerindeki saat doğru zamanı gösteriyorsa neredeyse 23 olmuş saat. Belli ki savcı ve ailesinin kan şekeri düşmüş, ızgara salonu sahip ve çalışanları ise yoğunluktan ötürü hayli yorgunlar.

Bir pazar gecesi rahatlaması peşinde olan bir ailenin tadının kaçması, bir minik bebeğin yaralanması ve üç kişinin geceyi nezarethanede geçirmesi, bütün Türkiye’nin haberdar olduğu, hatta üstüne büyük siyasi teorilerin yazıldığı bir olaya dönüşmüş durumda.

Başsavcılıktan açıklama

Konuyla ilgili soruşturmayı yürüten Fatsa Cumhuriyet Başsavcılığı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bazı sosyal medya hesaplarında ve medya organlarında ‘mekanda boş yer olmamasına sinirlenen Cumhuriyet Savcısı mekanın sahibi ve çalışanlarını gözaltına aldırdı’ şeklinde paylaşım ve haberlerin yapıldığı görülmekle, olaya ilişkin kamuoyunun bilgilendirilmesi amacıyla basın açıklaması yapılması uygun görülmüştür. Ordu ili Aybastı ilçesi Perşembe Yaylası mevkiinde 4 Ağustos 2024 tarihinde saat 20.45 sıralarında Ünye Cumhuriyet savcısının ailesi ile birlikte lokantaya gittikleri, lokanta çalışanları tarafından servis süresi olarak her seferinde farklı süre verilmesi üzerine Cumhuriyet Savcısı ile işletme sahibi arasında bu husustan kaynaklı tartışma yaşandığı, tartışma esnasında işletme çalışanlarının Ünye Cumhuriyet Savcısının üzerine yürüdükleri ve yumruk attıkları, saldırı esnasında Cumhuriyet Savcısının kayınvalidesinin ve kucağında bulunan 9 aylık bebeğinin yere düşerek yaralandıkları, olaya ilişkin Aybastı Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ile kamera kayıtları ve tanık beyanlarından olaya karıştıkları tespit edilen 3 şahsın gözaltına alındığı, soruşturma işlemlerinin usul ve yasa çerçevesinde hassasiyetle yürütüldüğü hususu, kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur.”