“Oturup yazmaya başladığımda, hiçbir şeyin olmasını amaçlamam. Ne olursa olsun yazdıklarımı dinlerim. Yazdığım her şeyin kendi yasalarıyla yönetilen bir evreni olmalı. Ben de tamamen o evren içinde olmak ve oraya bağlı kalmak zorundayım.”
Bu sözler, 2023 Nobel Edebiyat Ödülü’nün kazananı Norveçli yazar Jon Fosse’ye ait. İsveç Kraliyet Bilim Akademisi, dün saat 14.00’te Norveçli yazar Jon Fosse’nin “Söylenemeyeni dile getiren yenilikçi oyunları ve düzyazıları için” Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görüldüğünü açıkladı.
Kararın gerekçesi olarak da “Onun Norveççe Nynorsk dilinde yazdığı ve çeşitli türlere yayılan muazzam eserleri, çok sayıda oyun, roman, şiir koleksiyonu, deneme, çocuk kitabı ve çeviriden oluşmaktadır. Bugün dünyada en çok sahnelenen oyun yazarlarından biri olmakla birlikte, düzyazılarıyla da giderek daha fazla tanınmaktadır” denildi.
Öğrencisi Karl Ove Knausgaard
Norveç edebiyatının dünya edebiyatına armağan ettiği en önemli yazarlardan biri olarak anılıyor Fosse. Neredeyse 40 yıldır yazan Fosse’nin eserleri 50’den fazla dile çevrildi, oyunları tüm dünyada binden fazla kez sahnelendi. Hayatında daima yazmak vardı. Geçimini yazarak kazandı. Bir dönem gazeteci olarak çalıştı. Yazmak üzerine eğitimler de verdi. Hatta öğrencilerinden biri de Norveç edebiyatının en popüler isimlerinden Karl Ove Knausgaard idi.
Yazıyla kurduğu ilişkiyi şöyle anlatmıştı:
“Yazarken yaşadıklarımın, hayatta yaşadıklarımdan daha büyük olmasa da büyük bir etkisi var. Yazmak, uyanıkken rüya görmek, kendini dinleyerek ilerlediğin kontrollü rüya haline sokmak gibi…”
Fosse; roman, öykü ve çocuk kitapları başta olmak üzere birçok türde yazdı. Lakin farklı türlerde eserler ortaya koymasına rağmen uluslararası alanda daha çok oyun yazarı kimliğiyle tanınıyor. Henrik Ibsen’den sonra en çok sahnelenen Norveçli oyun yazarı olarak tarihe geçecek kadar büyük bir başarısı var.
Aslında bu hayatının bir ironisi. Çünkü Fosse tiyatro yazmayı hiç istememiş. Yönetmen Kai Johnsen ısrarı üzeri yazdım. Ama bu ısrar da yıllar sürmüş. Fosse’nin romanlarını okuyan Johnsen onun iyi bir oyun yazarı olacağından emin olunca ısrarlarına başlamış. Fosse ilk başta kabul etmemiş. Ta ki ilk romanının yayınlanmasından 10 yıl sonrasına kadar…
1993’te ilk kez bir tiyatro metni yazıyor Fosse. Belki başlarken hiç istememişti ama tiyatro oyunu yazarlığı ona uluslararası bir ün getirdi. Zaten kendisi de yıllar sonra “Kariyerimdeki en büyük vahiydi” dedi. Sonra da Nobel Edebiyat Ödülü’nün kapısını araladı.
Fosse’nin en büyük korkusu: ‘Ya yazamadan ölürsem?’
Ancak yine hayatın ironisine bakın ki tüm dünyaya tiyatro yazarı olarak ün salan Fosse’un başyapıtı üç ciltlik romanı ‘Septoloji’ kabul ediliyor. Fosse, ‘Septoloji’ ile çok sayıda ödül kazandı, ayrıca Uluslararası Booker Ödülü ve Amerikan Ulusal Kitap Ödülü için kısa listeye alındı.
‘Septoloji’, Fosse’nin bugüne kadar yazdığı en uzun metin. 1250 sayfalık kitap yedi bölümden oluşuyor. Birçok yayınevi kitabı üç cilt olarak yayınladı. Yazarın bu kitap üzerinde beş yıl çalıştığı biliniyor. Ve verdiği bir röportajda en büyük korkusunu şöyle anlatıyor:
Septolojiyi bitirmeden ölmekten korkuyordum. Söylemem gereken bir şey vardı ve bunu söylemek gibi bir görevim varmış gibi hissetmiştim. Bu çılgınca gelebilir, ama bitiş çizgisine ulaşamamaktan korkuyordum. Hepimiz yok olacağız ve sağlığımın ve gücümün dayanmayacağından korktum. Ama ben hep böyleydim; ilk kitaplarımı yazarken, yazmayı bitirmeden ölmekten endişelendiğimi bile hatırlıyorum.
Üç ciltlik bir başyapıt:’Septoloji’
Roman, Tanrı hakkında çok düşünen ve alkolle mücadele eden bir sanatçının kendiyle konuştuğu monolog şeklinde. Fosse’ye göre ‘Septoloji’ bugüne kadar yazdığı tüm oyunları ve romanlarından birçok unsur taşıyor. Kitabın her bölümü, aynı cümleyle açılıyor ve aynı dua ile sona eriyor.
Bu kitabın yazarın hayatında önemli bir yeri var zira Fosse çok uzun bir süre boyunca kaygılarından kurtulmak için içki içmiş. 2012 baharında birkaç ay boyunca 24 saatlik içme seansları sonrasında durması gerektiğini fark etti. 2012 de ise içkiyi bıraktı ve Katolik yaşam tarzını benimsedi. O günleri, “Evet, bu bir değişiklikti. Ben sorumluluğu aldım ve geminin rotasını değiştirdim” diyerek anlattı.
Bu roman yazarın kendi hayatından ne kadar etkilenmişti? Fosse yanıtlasın:
Temel yönleriyle benim hayatıma yakın fakat elbette tamamen yeniden inşa edildi. Ama onunla flört ediyordum! Ana karakterin at kuyruğunda gri saçları var, benim gibi. İki siyah kadife ceketi var. Artık benim de bir çiftim var. Önce bu kadife ceketler hakkında yazdım ve sonra kendime de aldım! Canlandırma yaptığım hayatlar benimkilerin olası versiyonları.
Fosse, kariyerinin en önemli eseri ‘Septoloji’yi yazdıktan sonra tiyatro oyunları yazmaya, üretmeye de devam ediyor. 2020’den bu yana üç yeni oyunun prömiyeri yapıldı. Jon Fosse’un en son romanı ‘Kvitleik’ /A Shining’ 2023 baharında yayınlandı.
Nobelli yazar , henüz dumanı üzerinde tüten ödülü için bir açıklama yapmadı. Ancak daha önce aldığı bir ödül sorulduğunda, ödüllendirme hakkındaki fikirlerini şöyle anlatmıştı:
Bugüne kadar birçok ödül aldım, her biri için çok mutluyum. Sanki tüm hayatımı boşuna geçirmediğimi kanıtlıyorlar, en azından başkaları için ya da bazıları için iyi olabilecek bir şey yazdım, ya da en azından umudum öyle.
Müjde: ‘Septoloji’ Türkçeye çevrilecek
Jon Fosse’nin Türkçeye çevrilen üç romanı var. Üçü de Monokl Yayınları tarafından yayımlandı: ‘Üçleme’, ‘Melankoli’ ve ‘Sabahtan Akşama.’
Nobel Edebiyat Ödülü açıklandığı sırada Monokl Yayınları’nın Genel Yayın Yönetmeni Volkan Çelebi’ye de ulaştık. Fosse’nin Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmasından ötürü büyük sevinç ve heyecan duyduğunu belirten Çelebi, Nobelli yazarı kitaplanı yayınmala serüveni 10Haber’e anlattı: ” Karl Ove Knausgaard’ın ünlü ‘Kavgam’ kitabını yayınladıktan sonra ustası yayınlamak istedik ve bu amaçla Jon Fosse’nin kitaplarını Türkçeye çevirdik. Bu kararımız ne kadar doğru olduğunu bir kez daha anladık.”
Çelebi, 10Haber aracılığıyla müjdeyi de verdi. Mevcut kitapların yeni baskı hazırlıklarına başlamanın yanı sıra Fosse’nin başyapıtı ‘Septoloji’nin yakında Türkçe yayınlanacağını duyurdu.