Alman Yahudisi Curt Bloch sığındığı çatı katında bir dergi yarattı. 95 sayılık bu dergi Holokost'un hiç bilinmeyen bir tanıklığı oldu. Bu arşiv şimdi Bloch'un torunu aracılığıyla Berlin'de kapılarını açan bir sergiye dönüşüyor.

Curt Bloch Hollanda’nın Almanya sınırına yakın şehri Enschede’de tek pencereli bir çatı katında yaşıyordu. Alman Yahudisi Bloch Nazi işgali sırasında hayatta kalmaya çalışan insanlardan biriydi. Saklanarak sanki yokmuş gibi davranarak hayata tutundu Bloch. Ancak onu hayata bağlayan başka bir şey vardı: Kalem, kağıt, gazete ve kitaplar…

Yahudiler kendi aralarında yiyecek içecek gibi temel gereksinimlerini karşılayabilecek bir dayanışma ağı kurmuştu. Bloch’un şansı yukarıda saydığımız materyallere de ulaşabilmesiydi. Tüm bunlar ona kendi yayınını oluşturma ve dolayısıyla hayatta kalma fırsatı da verdi. Bloch Ağustos 1943’ten özgürlüğüne kavuştuğu Nisan 1945’e kadar ‘Het Onderwater Cabaret’ ismiyle 95 sayıya ulaşan bir dergi yarattı.

Curt Bloch. Fotoğraf: NY Times

Dergide Nazileri ve Hollandalı işbirlikçileri hedef alan ilginç sanat eserleri, şiirler ve şarkılar yer alıyordu. Alman ve Hollandalılar Nazi propagandasıyla alay ediyor, savaş haberlerine yanıt veriyor ve savaş zamanındaki yoksunluklara dair kişisel bakış açıları sunuyorlardı. Bloch hiciv yoluyla Hitler ve Goebbels başta olmak üzere büyük faşist liderleri eleştirdi. Bloch ve dergiye katkı sunan sınırlı sayıdaki insan yarattıkları bu yayınla bir yerlerde saklanan ve hayatta tutunmaya çalışan Yahudilere ulaşmayı başardı.

Bloch savaştan kurtulduktan sonra dergilerini de toplayıp New York’a göç etti. Kariyerine sanatçı ya da şair olarak devam etmedi. Ancak hayata tutunmasına ve birçok Yahudiye güç vermesine vesile olan dergileri daima kitaplığındaydı. Bloch’un şu an 64 yaşında olan kızı Simone Bloch büyürken aile evindeki dergileri gördüğünü hatırlıyor. Her ne kadar o zamanlar dergilerin anlamını ve önemini anlamamış da olsa babasının bazı geceler dergileri çıkarıp bir şeyler okuduğunu hatırlıyor.

Bloch’un dergilerinin her baskısının tek bir kopyası vardı. Tahminlere göre her baskı 20-30 kişi tarafından okunabiliyordu.

Simone’un kızı Lucy ise dedesinin dergilerine daha farklı gözle bakmayı seçti. Onların özel günlerde kapakları açılacak dergiler olmaktan çok daha fazlası ve değerli bir arşiv olduğunu fark etti. Hatta aile geçmişlerini araştırmak için araştırma bursu alarak Almanya’ya gitti. Gittikçe elindeki dergilerin ne kadar değerli olduğunu fark etti. Bu dergiler Holokost’u belgeleyen keşfedilmemiş nadir edebi çalışmalardı. Daha fazla insana ulaştırmak için Gerard Groeneveld’in kaleme aldığı ‘Sualtı Kabaresi: Curt Bloch’un Hiciv Direnci’ adlı kitabın Hollanda’da yayınlanmasını sağladı. Yakında ‘My Verses Are Like Dynamite’ adlı bir sergi de açılacak.

‘Curt Bloch’s Het Onderwater Caberet’ adlı bir başka sergi ise Şubat ayında Berlin Jüdisches Museum’da olacak. Serginin küratörü Aubrey Pomerance serginin önemini ‘Bu denli nadir çalışmaların öne çıkması çok anlamlı. Gizlenerek yaratılan yazıların büyük çoğunluğu yok edildi. Elimizdeki bu dergiler çok kıymetli’ diyerek anlatıyor.

Sergi ve kitap Bloch’un yaşamının pek çok yönünün aydınlatılmasına vesile olmanın yanı sıra Holokost’un bilinmeyen bir tanıklığını da kamuoyuyla buluşturmuş oldu. ‘Curt Bloch’s Het Onderwater Caberet’ sergisi dergilerin yaratılmasından 80, Bloch’un ölümünden yaklaşık elli yıl sonra ziyarete açılıyor. 95 adet özel basım derginin yanı sıra bunların kapaklardan oluşan kolajlar da görülebilecek. Ve dergide yayınlananlardan seçilmiş şiirler de seslendirilecek.

📌Sergi 9 Şubat – 26 Mayıs 2024 tarihleri arasında Berlin Jüdisches Museum’da.

Ahmet Güneştekin’in en kapsamlı sergisi 2024’te Artİstanbul Feshane’de açılacak