Amos, antik dönemde Karia Khersonesos olarak anılan Bozburun Yarımadası’nın önde gelen antik kentlerinden biri. Marmaris’in 20 kilometre güneybatısında Asarcık Tepesi’ndeki antik kentte Geleceğe Miras Projesi kapsamında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Gürbüzer başkanlığında kazı çalışmaları devam ediyor.
Muğla’daki antik kentteki amfi tiyatro ve çevresinde yapılan kazılarda ise sona gelindi. Kazı başkanı Doç. Dr. Gürbüzer Bozburun Yarımadası’nda amfitiyatrosu bulunan tek kentin Amos olduğunu hatırlattı, çalışmaların güncel durumunu anlattı:
“İlk adım olarak da çalışmalarımıza tiyatroda başladık. Tiyatro hem kent mimarisi açısından hem de kentin tarihi açısından önemli bir yapı. Bozburun Yarımadası’nda 10’u aşkın kent var ve bu kentler içinde tiyatrosu olan tek kent Amos. Bu önemli bir mimari özellik, hem kentin kültürel hem de ekonomik gücünü göz önüne sermesi açısından.”
Muğla’nın Marmaris ilçesinde bulunan ve geçmişi 2 bin 200 yıl öncesine kadar uzanan Amos Antik Kenti.
Kazı ekibi tiyatroyu gün yüzüne çıkartmak ve turizme kazandırmak istiyor. İki yıl önce başlayan çalışmalar da mutlu son da yakın. Sahne binası neredeyse tamamen ortaya çıkarıldı. Antik dönemdeki bütün yapılar sağlam zemin üzerine oturtulmak zorunda olduğundan ana kaya düzlemleri üzerine inşa edildi.
Tiyatronun sahne ve tepe noktasının iki ayrı koya hakim olmasının önemini ve cazibesini arttırdığını, panoramik görselliğin herkesi etkilediğini söyleyen Gürbüzer ana kaya kütlesindeki düzleme çalışmaları sırasında buranın küçük çaplı bir taş ocağı olarak kullanıldığını da tespit ettiklerini açıkladı.
Amos Antik Kenti’ndeki kazı çalışmalarında önemli yapılar ayağa kaldırılıyor.
Tiyatro dışından doğuya doğru kazıların devam ettiğini söyleyen Gürbüzer tiyatronun güneyindeki sarnıcın da kazılacağını söyledi: “Tiyatronun güney bitişiğinde çapı yaklaşık beş buçuk metreyi bulan bir sarnıç bulunuyor. Kazılarına başlayacağız. Amos gibi tepe üstüne inşa edilmiş yerleşimlerin en önemli ihtiyacı şüphesiz ki su. En pratik çözüm sarnıçtır ve hayati bir önemi vardır. Arkeologlar için de önemli bir veri kaynağı teşkil ederler yani önemli depozitlerdir binlerce yıllık süreçte. Arkeolojik veri anlamında bize neler sunuyor göreceğiz. Tiyatroyla olan ilişkisi nedir, bu soruya yanıt bulmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
