Türk edebiyatının çınarlarından Adalet Ağaoğlu, doğum günü 23 Ekim’de Boğaziçi Üniversitesi'nde anıldı. Ölümünden önce eşyalarını ve kitaplarını Boğaziçi Üniversitesi’ne bağışlayan yazarın 28 kitabı artık üniversite tarafından yayımlanacak.

“Bizim Halim’le çocuğumuz yok. Birbirimize çok bağlı olduğu erkek kardeşlerim ve çocukları arsında yayın dünyasını bilen de yok. Şimdi düşündüm ki evin içi binlerce kitapla dolu. Ben genellikle ölenden çok ölemeyenlere, geride kalmak çok güç. Bu kitapların işine yaramasını istedim, geride kalanların da başına bela olacaktı, ne yapacaklarını bilemeyeceklerdi…”

Böyle diyor Türk edebiyatının en önemli yazarlarından Adalet Ağaoğlu yedi yıl önce konuştuğu bir videoda.

Bu isteği onu harekete geçirdi, takvimler 2001 yılını gösterirken Boğaziçi Üniversitesi’ne gitti ve genel kitap bağışıyla arşivinin ilk adımlarını attı. Bir yıl sonra ise kitaplığındaki imzalı kitapları üniversiteye bağışladı. Ve geriye son bir şey kaldı. Bir yazar odası… Ağaoğlu bir de yazar odası olsun istedi.

Böylece takvimler 2010’u gösterirken kitaplarının ilk baskıları, eserleri üzerine yapılmış ikincil kaynak çalışmalar, çevirileri, radyo oyunları; çocukluk, aile, gençlik, diğer yazarlarla olan fotoğrafları, yazarın masası, daktilosu, ödülleri, plakları gibi özel eşyalarının yanı sıra yazarın eşi ve arkadaşlarıyla yazışmalarının yer aldığı bir oda oluşturuldu. Üstelik kontrolcü tavrıyla bilinen Ağaoğlu bu odanın tasarımında da bizzat yer aldı. Söz konusu odanın tasarımını, kendi evindeki tasarımına benzer şekilde yapılmasını istediği biliniyor.

Yazar tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne bağışlanan (2010) kişisel arşivi, Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi’nde yazarın kontrolünde tasarlanan bir odada.

Bu arşiv odasında neler var derseniz. Başrol mektuplarda ve yazarın kişisel notlarında. Örneğin mektuplardan birinde Selim İleri, Ağaoğlu’nu 1975 yılında ‘Yüksek Gerilim’le kazandığı Sait Faik Hikaye Armağanı için şöyle kutluyor: “Sevgili Adalet Ağaoğlu, kutlarım sizi! Yıllar sonra armağan istediğim bir yapıta verildi. Çok sevinçliyim…” Sevgi Soysal ise 1973’te arkadaşına kendisine gönderdiği hediyeler için teşekkür ediyor. Anlıyoruz ki bu hediyelerden biri “çıtkırıldım porselen bir heykelcik.”Dahası da var Doğan Hızlan, Hilmi Yavuz, Muhsin Ertuğrul ve Aziz Nesin gibi isimler ile Ağaoğlu’nun mektuplarına sızıyoruz bu arşivle.

Ağaoğlu’nun yeni adresi Boğaziçi Üniversitesi Yayınları

Boğaziçi Üniversitesiyle böyle özel bir ilişkisi olan Adalet Ağaoğlu, ölümünden dört yıl sonra yeni bir adreste okurlarıyla buluşacak. Ölümünden önceüç bini aşan kitaptan oluşan kütüphanesiyle bazı kişisel eşyalarını Boğaziçi Üniversitesi’ne bağışlayan yazarın 28 kitabı, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi tarafından yeniden yayımlanacak. Yazarın 95. doğum günü vesilesiyle dün (23 Ekim) Boğaziçi Üniversitesi’nde özel bir etkinlik düzenlendi.

Ağaoğlu külliyatının ilk yayını ‘Dar Zamanlar’ serisiyle başladı

Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı ve Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi Yayın Kurulu Başkanı Prof. Dr. Berat Açıl da Ağaoğlu’nun kitaplarını yayımlamanın Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi için de çalışmalarının kaldığı yerden devam edişini temsil ettiğini söyledi. Yayınevi etapta yazarın en tanınan kitaplarını okurla buluşturdu. Bu kapsamda ‘Ölmeye Yatmak’, ‘Bir Düğün Gecesi’, ‘Hayır’ ve ‘Dert Dinleme Uzmanı’ romanlarından oluşan Dar Zamanlar Serisiyle başladı. Dört kitap bir seri olarak yayımlandı. İlerleyen bir buçuk yıllık süreçte külliyatın tamamının yayımlanması planlanıyor.

Basılı Kaynaklar ve Koleksiyon Geliştirme Şube Müdürü Emine Hatun Gür.

‘Bu çalışma bizler için de büyük bir sorumluluk’

Adalet Ağaoğlu Araştırma Odası  ve Ağaoğlu arşivinin arkasındaki isim ise Basılı Kaynaklar ve Koleksiyon Geliştirme Şube Müdürü Emine Hatun Gür. 10Haber’e konuşan Gür, Araştırma Odası ile Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi bünyesinde yer alan yazara ait eser, fotoğraf, haber ve eşyalarıyla ilgili bilgi verdi:

“Adalet Ağaoğlu yazın yaşamı boyunca Türkyie’nin toplumsal değişimlerini mektuplarında, yazılarında ve romanlarında izleri var. Türkiye tarihiyle ilgili notlar, şaşırtıcı bilgilerle dolu zengin bir koleksiyon var elimizde. Biz bir envanter çıkardık. Belgeleri ve tüm materyalleri kategorilere göre sınıflandırdık. Bu alanda çalışan araştırmacılar bize geldiğinde özel izinler vererek aynı oda içinde arşivlerden yararlanmalarına da imkan sağlıyoruz. Ayrıca arşivle ilgili dijitalleşme süresi de devam edecek. Arşiv birimi artık kütüphane biriminin bünyesinde. Bu alanda çalışan hocalarımızla bir araya gelerek çalışmalarımıza devam edeceğiz. Böylesine değerli bir yazarın arşivini korumak ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak bizler için de büyük bir sorumluluk…”

Raf Gezgini: Başkomser Nevzat’ın dünü ve bugünü