Aizanoi Antik Kenti binlerce yıllık Anadolu tarihine ışık tutuyor. Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesindeki antik kentte restorasyon çalışmaları tamamlanan konaklarla Osmanlı ve Roma kültürünün bir arada yansıtılıyor. Anadolu’daki en iyi korunmuş antik yapılarından Zeus Tapınağı’na ev sahipliği yapan ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde de yer alan antik kentte, harabe durumda bulunan Osmanlı döneminde inşa edilmiş yedi tarihi konak aslına uygun biçimde restore edildi.
Aizanoi Antik Kenti’nde kazılar devam ediyor
Yapılan araştırmalara göre Aizanoi Antik Kenti’nin adı Zeus’un kızı su perisi Erato ile Kral Arkas’ın oğlundan gelmekte. İlk yerleşimlerin en az dört bin yıl öncesine kadar uzandığı Kütahya’daki antik kent, altın çağını Roma döneminde yaşamıştı. Antik kentteki ünlü Zeus Tapınağı’nın yanı sıra özellikle Roma döneminde inşa edilen yapılara dair izler 19. yüzyılın başlarında tespit edilse de 1926 yılında başlatılan arkeolojik kazılarla ortaya çıkmıştı. İlk dönem kazıların ardından 1970’lerden itibaren gerçekleşen geniş kapsamlı arkeolojik kazılar günümüzde de devam etmekte.
Altın çağını Roma döneminde yaşan Aizanoi Antik Kenti, Doğu Roma (Bizans) ve Osmanlı döneminde de yerleşim yeri olma özelliğini sürdürdü. Antik kentte tiyatro, stadyum ve hamam gibi tarihi yapılar da ortaya çıkarılıyor. Osmanlı döneminde de yerleşimin devam ettiği bölgede zaman içerisinde sivil mimari eserleri inşa edilmişti. Burası aynı zamanda dünyada bilinen ilk borsaya da ev sahipliği yapan yer olma özelliği de taşıyor. Bölge Hıristiyanlık döneminde Roma’nın önemli dini merkezlerinden de biri oldu.
Aizanoi Antik Kenti’nin bulunduğu bölgenin hem kentsel hem de arkeolojik sit alanı kapsamında olduğunu belirten Kütahya Valisi Ali Çelik, “Bölge aynı zamanda bir yaşam alanı. Dolayısıyla yıllara sari olarak o kültürel birikim, arkeolojik birikimle bütünleşmiş. Konaklar da Osmanlı dönemine ait. 1900’lü yılların başlarından 1930’lara kadar devam eden bir süreçteki mimari yapılar, buranın kentsel dokusunu oluşturmuş. Burada Zeus Tapınağı’nın karşısındaki tarihi konaklarda bir kahve içme imkanı çok değerli olacak. Hem o ambiyans hem kendimize ait olanı görüp bizden önceki medeniyetleri de izleyebilmek ve bunu canlı izleyebilmek çok değerli.” dedi.