Antalya’nın batısındaki Kumluca kıyılarında yürütülen sualtı kazılarında daha önce 100 bakır külçeye ulaşılmıştı. Metropolitan’da bir, Atina’da dört adet adet sergilenen külçelerin benzeri olan bakır paralardan 30’u gün yüzüne çıkarıldı. Bölgede devam eden çalışmalarda külçelerin ardından şimdi de binlerce yıllık batıklara ulaşıldı. Böylece bölgede varlığı tespit edilen batık gemi sayısı 365’e yükseldi. Kazılarda 2023 genelinde farklıl çağlara ait 15 gemi batığına ulaşıldı. Kumluca Orta Tunç Çağı Batığı Kazı Başkanı Doç. Dr. Hakan Öniz ve ekibi, su altı kazı çalışmalarının yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanlığının izinleriyle Antalya ve Mersin kıyılarında su altı arkeolojisi yüzey araştırmaları da gerçekleştirdi.
Dünyanın bilinen en eski batığı Antalya’da
İleri teknoloji sonar cihazları ve robotların yardımıyla zorlu şartlarda gerçekleştirilen çalışmayla Antalya kıyılarında 15 yeni gemi batığı keşfedildi. Dünyanın bilinen en eski batığı olarak nitelenen Kumluca Orta Tunç Çağı Batığı’ndaki kazıların yanı sıra amforalar yüklü yeni gemi batıklarına ulaşılması heyecan yarattı. Bu keşiflerle 12 yılda bölgede ulaşılarak envantere kaydedilen gemi batığı sayısı 365 oldu.
Aynı zamanda Akdeniz Üniversitesi Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü Akdeniz Sualtı Kültür Mirası Anabilim Dalı Başkanı da olan Doç. Dr. Hakan Öniz, yaptığı açıklamada, bu yıl 45 gün süren su altı arkeolojisi yüzey araştırmalarında Antalya açıklarında önemli batıklara ulaştıklarını söyledi. Araştırmalarda ileri teknolojiyi kullandıklarını ifade eden Öniz, “Dünyanın en modern arkeoloji gemilerinden biriyle çalışma yürüttük. İleri seviye sonar cihazlarıyla su altı robotlarıyla çalıştık. Dalgıçlar olarak aletli dalış teknolojisiyle çalışma yaparak önemli sonuçlara ulaştık ” dedi.
Doç Dr. Hakan Öniz, bir batığın kazısının bazen 10 yıl sürdüğünü, arkeologlar için en eski batığın önemli olduğunu ifade etti. Her batığın üç boyutlu modellemelerini yaptıklarını aktaran Öniz, “Bazı batıklarda gemiler kıyıya çarparak 5 metrede batmış bazıları 45-50 metre derinliklerde. Kıyıya çarpan gemiler bazen 2 bin yıl boyunca fırtınaya maruz kalıyor. Geminin kargosu, ahşabı dağılıyor. Çok derinlerdeki batıkları fırtına etkilemediğinden geminin boyutları ve kargosu hakkında fikir sahibi olabiliyoruz” dedi. Yaşadıkları zorlukları da ifade eden eden Öniz, batıkları dalga, fırtına ve deniz canlılarının olumsuz etkilediğine dikkati çekerek, “Karayip Korsanları filmindeki gibi gemi bulmamız mümkün olmuyor’ dedi.