Aydınlığa en yakın an gecenin en zifiri karanlığıdır. Sonra yavaş yavaş gökyüzü milyonlarca yıldır olduğu gibi aydınlanmaya başlar. Ama bu, İstanbul’da bir başkadır. Çünkü, mevsim fark etmeksizin önce martıların sesini duyarız. Sonra buna günün en erkencilerini bir yerlere yetiştirecek şehir hatları vapurları, banliyö trenleri ve otobüslerin sesleri eşlik eder. Gerisi mâlum; bildiğimiz kalabalık. Bunları İstanbul’da yaşayan pek çok insan tanıklık etmiştir. Etmese de Ara Güler’in siyah beyaz fotoğraflarından görmüştür.
Serginin ilhamı 18 yaşında yazdığı bir yazı
bomontiada’daki Ara Güler Müzesi’nde açılan İstanbul Uyanıyor sergisi, fotoğrafçının bir şehrin sabahlarına dair tanıklığını ölümsüzleştiriyor. Ara Güler’in 18 yaşındayken yazdığı ‘İstanbul’da Sabah’ yazısından yola çıkarak 1950 ve 1960’lı yıllarda çektiği fotoğraflardan oluşan sergi 9 Kasım’da ziyarete açıldı. 55 fotoğrafın yer aldığı sergide daha önce hiç görmediğimiz İstanbul kareleri de var.
Arşiv ve sınıflandırma konusunda eşine az rastlanır derecede titiz biri olan Ara Güler pek çok fotoğrafına saat, tarih ve yer adını not düşmüş. Ancak belki o anki yoğunluktan bazı fotoğraflara dair hiçbir bilgi yok. İşte burada devreye Ara Güler Müzesi’nin uzmanları giriyor. Adeta birer kent tarihçisi ya da Sherlock Holmes gibi çalışıp fotoğrafın her köşesinden ipucu çıkarmaya çalışıyorlar.
Güler Apartmanı’ndaki karanlık odadan çıkanlar
Ara Güler Müzesi’ndeki sergi Sultanahmet, Eminönü, Haliç, Galata, Taksim, Polonezköy, Paşabahçe, Ayvansaray ve Arnavutköy gibi İstanbul’un farklı bölgelerinde çekilmiş fotoğraflardan oluşuyor. Şehrin en erken uyanan ya da belki de en geç uyuyan isimsiz sakinlerine odaklanan fotoğraflar hem bir içsel yolculuk hem de bir empati hali yaratıyor. Ara Güler’in Galatasaray’daki Güler Apartmanı’nda stüdyoya çevirdiği dairesinde özenle banyosunu yaptığı fotoğraflar İstanbul’un yaşadığı değişimin de belgesi.
Tıpkı diğer Ara Güler fotoğraflarında olduğu gibi bir şiirsellik barındıran bu karaler yılın en uzun gecelerini yaşadığımız şu dönemde bir türlü aydınlanmayan günlerin bundan 60 yıl önceki izdüşümünü de yansıtıyor. Tabii fırıncılar, hamallar ve temizlikçilerin başrolde olduğu fotoğraflar Ara Güler’in perspektifinin zamansızlığını da bir kez daha gözler önüne seriyor.
4 Mayıs 2025’e kadar bomontiada’daki Ara Güler Müzesi’nde ücretsiz ziyaret edebileceğiniz sergi, Ara Güler’in derya deniz arşivinin elbette çok küçük bir parçası. Buna rağmen her sabah İstanbul’da aynı kaderi paylaşan milyonlarca insanın yaşadıklarının da en az 60 yıl önceki bir yansıması.