MUTLU HAYATLAR!
BİR ZAMANLAR GELECEK: 2121
Kaç zamandır sinema dünyasının gündeminde Serpil Altın’ın yönettiği ‘Bir Zamanlar Gelecek: 2121’. Çünkü bu topraklardan çıkan bir bilim kurgu filmi olarak dünyada nice festivali dolaşıyor ve tabii ki merak da ediliyor. Altın’ın senaryosunu Korhan Uğur’la yazdığı film, Türk sinemasında biraz da komediyle harmanlanmış örneklerine rastladığımız Türk işi bilim kurgu filmlerinden değil. Dünya bilim kurgu mirasına sırtını dayayan distopik bir gelecekte geçen ‘hakiki’ bilim kurgulardan.
21 yüzyılın sonlarındayız… İklim kriziye insanlık başa çıkamamış ya da bu krize karşı umursamazlık sürmüş, genç nesil de bir devrim yaparak yönetimi ele geçirip bir çıkış yolu bulmuş. Bulunan yol da yeraltında yaşamak ve böylece insan neslinin soyunun kurumasını engellemek. Zor zamanlar ve sıkı bir sistem kurulmuş. Ama bu sistem baskıcı ve itaatkar insanlar istiyor. Güya sebep de her şeyin sınırlı olması. Fatura yaşlı nesle kesilmiş. İşte böyle bir sistemde, yeraltında bir ailenin hikayesini izliyoruz filmde. Burada kural şöyle: Yeni bir can gelecekse aileye, sınırlı imkanlar nedeniyle ailenin en yaşlısı ölmek zorunda.
Selen Öztürk, Çağdas Onur Öztürk, Ayşenil Şamlıoğlu’nun rol aldığı film kuşak çatışmasından aile içi hiyerarşiye, sistem birey ilişkisiden totaliter rejimlerin çıkmazlarına uzanan bir skalada bilim kurgunun hakkını veren bir yapım. Haftanın öne çıkan yapımlarından olduğu gibi, Türk sinemasında yılın en dikkat çekici filmlerinden biri. Türe meraklı olanlara tavsiye ederim.
GELECEĞE BİR NOT BIRAK: RUSYA’DAN SEVGİLERLE
YÜZYIL İLERİ / Guest From the Future
Haftanın bir diğer bilim kurgu filmi Rusya’dan… Aleksandr Andryushchenko’nun yönettiği film macerayı da işin içine katan bilim kurgulardan. 2124 yılındaki Alisa annesini izlerini sürüp 2024 Moskova’sına gelir. Lakin gelecekle pek ilgilenmeyen Kolya ile yolları kesişir. İkilinin aslında yapacak çok işi vardır. Uzay korsanlarından evreni geri almak, zamanın akışını düzeltmek gibi…
Genel olarak Hollywood’un gelecek tasavvurunu izliyoruz ya bu sefer Ruslar’ın penceresinden bakıyoruz geleceğe. Ama anlıyoruz ki geleceğin kaos getireceği konusunda herkes hemfikir. Ve yeni bir gelecek kurmanın yolu da biraz sevgiden geçiyor. Genç izleyicileri hedefleyen film, aksiyon, macera hattında, Rus yapımı olsa da Hollywood anlatısına sırtını dayayan bir yapım. Türü sevenler için farklı bir seçenek!
KAÇIN DÜNYA İSTİLA EDİLİYOR!
SESSİZ BİR YER: BİRİNCİ GÜN / A Quiet Place: Day One
Haftanın üçüncü bilim kurgu filmi bir devam filmi aslında. Hatırlanırsa 2018 yapımı, John Krasinski’nin yönettiği ‘Sessiz Bir Yer’ dünyayı istila edip sesle avlanan uzaylılardan kaçmaya çalışan bir ailenin hikayesini anlatıyordu ve bilim kurgudan ziyade daha çok gerilim anlatısıyla öne çıkıyordu. Hikayesi ve kurduğu atmosfer seyircide karşılık bulunca devam filmi geldi.
Michael Sarnoski’nin yönettiği üçüncü film serinin kulvarının dışına çıktığı gibi hikayenin başına dönüyor ve uzaylıların dünyayı nasıl istila ettiğini anlatıyor. Tabii ki dünya istilasına New York’tan bakılıyor. Doğduğu şehre dönüp pizza yemek isteyen Samira ile kedisi ve tesadüfen tanıştığı Eric’in bu istila gününde neler yaşadığı anlatılıyor filmde. Michael Bay’in de el attığı yapım yine geleceğimizi karartan ama mücadeleyle hayatta kalabileceğimize bizi ikna etmek isteyen bir film. Kadroda ise Oscarlı Lupita Nyong’o, Joseph Quinn, Alex Wolff var.
Bİ BİTMEDİ ŞU ERKEK ŞİDDETİ
ŞEYDA / Shayda
Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nin kapanış filmi ‘Şeyda’, İran asıllı Avustralyalı yönetmen Noora Niasari’nin kişisel deneyimlerinden yola çıkarak çektiği bir ilk film. Lakin başrolde ‘Kutsal Örümcek’le Cannes’da En İyi Kadın Oyuncu Ödülü alan Zar Amir Ebrahimi var.
Temelde erkek şiddetinin dünyada ne kadar yaygın olduğunu anlatıyor. Olaylar Avustralya’da geçiyor ama dünyanın bir başka ucunda bile şiddet çok tanıdık. İranlı Şeyda, altı yaşındaki kızı Mona ile sığınma evine sığınıyor. Sonra da kocası Hüseyin’e boşanma davası açıyor. Ama mahkeme babaya kızını görme hakkı tanıyınca Hüseyin anne-kızın hayatına tekrar giriyor. Hüseyin’in kızını kaçırıp İran’a götürme kaygısıyla Şeyda bu çıkmazdan kurtulmak için hem kendi hem de kızı için yol arıyor. Etkili bir yapım. Birçok festivalde seyirci ödülü aldığını da belirteyim.
100 YILLIK BİR DRAM
YAKAMOZ
Kısa filmleriyle tanınan yönetmen Ali Kerem Gülerman, ilk uzun metraj filminde 100 yıllık bir dramı, 1924 mübadelesini beyazperdeye taşıyor. Kavalalı Balıkçı İsmail Reis ve ailesi, Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi’nde bir İçAnadolu kasabası olan Gelveri’ye göç etmek zorunda kalır. Erken gelişleri sebebiyle henüz kasabadan ayrılmamış olan Rum çömlekçi Dimitrios ve ailesiyle bir süre aynı evi paylaşmak zorunda kalacaklardır. Yetkin Dikinciler, Engin Alkan, Nur Gürkan, Görkem Yeltan’ın rol aldığı film sinemamızda çok az işlenen bir meseleye umut dolu bir noktadan bakıyor.
DOKTORLARA DA MUSALLAT OLDULAR
HARRUK
Erkan Demir’in yönettiği, Engin Çavga, Gözde Nur Başarır, Ömer Karanlık’ın rol aldığı film haftanın Türk işi korku filmi. Bu sefer üç harfliler bir köye yeni gelen doktora musallat oluyor. O da ne yapsın bu durumdan kurtulmak istiyor ama bu kolay olmuyor.