Türkiye'nin çeşitli yerlerinden sanatçılar bir araya gelip sanat için Mersin'deki Borcak Yaylası'na çıktılar. Önce çalıştay yaptılar sonra da sanat üretimi... 10Haber olarak biz de sanatçılarla yaylaya çıktık.

19. yüzyıla kadar sanat, ağırlıklı olarak kentli bir eylemdi. Sanatsal üretim ve ilham ağırlıklı olarak kentteydi. Ancak 19. yüzyılın sonlarında bu durum değişti. Monet, van Gogh, Gustav Mahler gibi farklı branşlardaki sanatçılar üretmek için kendilerini doğaya bıraktılar. Pek çok romancı doğada uzun yürüyüşler yaparak eserlerini kağıda dökebildi. Şimdi gelelim günümüze. Kentin gürültüsü, koşturmacası durup bir uzaktan bakmak için uzaklaşmayı neredeyse zorunlu kılıyor. Mersin’deki Borcak Yaylası da işte tam bunu yapmak isteyen sanatçılara göre bir yer.

Doğanın içinde bir sanat alanı

Mersin’in merkezine yarım saatlik uzaklıkta ve yaklaşık bin metre yükseklikteki yaylanın bir bölümü Arnica Art Land adıyla sanata adanmış durumda. Projenin başındaki isim olan Senur Akın Biçer, sanata bir hobi gözüyle değil, hayatın doğal bir parçası gözüyle yaklaşıyor. Sanat okur yazarlığının önemine vurgu yapan Senur Biçer aynı zamanda Arnica Yönetim Kurulu Başkanı. İş insanı kimliğinin yanı resimle de yakından ilgilenen Biçer’in Türkiye’nin yanı sıra Japonya gibi farklı coğrafyalarda açtığı kişisel resim sergileri bulunuyor. Peki bu Arnica Art Land’de neler var?

Arnica Art Land projesini, Arnica Yönetim Kurulu Başkanı Senur Akın Biçer tüm detaylarıyla anlattı.

Mersin’in kent merkezinden Toroslara doğru virajları geçerek yokuşları aşarak görkemli dağ manzaraları eşliğinde Borcak Yaylasına ulaşıyoruz. Akdeniz’in sıcak havası ulu bir ağacın gölgesine sığınmadığınız sürece sizi burada da bunaltıyor. Neyse ki farklı türlerdeki ağaçlar doğanın kalbindeki bu sanat diyarını güneşin yakıcılığından koruyor. Doğaya saygılı bir mimari üslupla inşa edilen yayla evinin etrafı, ressamların sanatsal üretimlerini gerçekleştirebilecekleri alanlarla donatılmış durumda. Kanadalı bir mimarlık ofisi tarafından tasarlanan yayla evi, belirli dönemlerde ofis olarak kullanılımakta. Arnica Art Land projesinin bir parçası olarak izin süreci tamamlandığında bu alanda sadece sanatçıların konaklaması amacıyla kullanılacak tiny house konseptli ahşap yapılar da inşa edilecek. Zira halihazırda yaylada üretim gerçekleştiren sanatçılar, Torosların eteklerindeki bu alana bol virajlı yollardan geçerek ulaşıyor.

Bir çağdaş sanat müzesine doğru

Yaylada dolaşırken 17 ressamın çalışmalarına tanıklık ediyoruz. İçlerinde aynı zamanda akademisyen olan da var sadede ressam kimliğiyle orada bulunan da. Kimi ilhamını bulmuş kimisi de tuvale vuracağı ilk fırça darbesi için son hazırlıkları yapıyor. Kentin koşturmacasından uzak, kuş ve yaprak hışırtıları dışında bir şey duyamayacağınız Arnica Art Land, kâr amacı gütmeyen bunun gibi projeleri özellikle yaz aylarında gerçekleştiriyor. Çalıştay kapsamında ortaya çıkan tablolar gelecekte kurulması planlanan çağdaş sanat müzesinin bir parçası olmak için gün sayıyor. Eserler şimdilik Arnica Fabrikası’nda kurulan sanat galerisinde sergilenmekte. Gelecekte atılması planlanan bu adım hem Mersin hem Türkiye hem de aslında tüm Doğu Akdeniz için büyük bir kazanım anlamına gelecektir. Türkiye’nin en önemli liman kenti olan Mersin, bu yönüyle ülkemizin dünyaya en açık kentlerinden biri. Böylesi bir projenin, kentin dünyayla sanatsal etkileşimine büyük katkı sağlayacağını tahmin etmek zor olmasa gerek.

Yaklaşık bin metre yükseklikteki bu sanat dolu Borcak Yaylasına dönecek olursak. Burada çalışan sanatçılar ilhamlarını tuvale yansıtırken çevreye karşı da azami özeni gösteriyor. Ressamların kullandığı boyaların atıkları toprakla temas etmeden toplanıyor. Senur Biçer, sanat okur yazarlığı ve sanat üretimine olduğu kadar çevreye karşı da duyarlı bir alanın sürdürülebilirliğini amaçlıyor. Endemik bitkiler açısından oldukça zengin bir bölge olan yayla, yemyeşil bir örtü ve sık ağaçlarla kaplı. Hal böyle olunca önlem ve duyarlılığın da had safhada olması bir zarurete dönüşüyor.

Mersin Valiliği ve Mersin Büyükşehir Belediyesi de proje oldukça sıcak yaklaşım sergilemekte. Mersin’de geçirdiğimiz zaman boyunca klasik müzik dinletlerinin gerçekleştiği konser serisi duyurularına reklam panolarında denk gelmiştik. Bununla birlikte sanat eğitimi veren kurumların ilânları, açık hava sinemasına dair bilgiler, kent haklının sanatı sahiplenme konusunda istekli olduğunun da bir göstergesi. Borcak Yaylasının muhteşem ambiyansında doğan sanat eserlerinin hem Mersin’de hem de tüm Türkiye’de yeni üretimlere ilham olacak. Bu noktada Senur Akın Biçer’in özverisi takdiri hak ediyor.

Büyük bir sorun çözülüyor: Tarihi yapıların bakım ve onarımdan Kültür Bakanlığı da sorumlu