RTÜK tarafından karasal yayını iptal edilen Açık Radyo dinleyicisine bu kez radyo binasının avlusundan seslendi. Yüzlerce kişinin destek için geldiği basın açıklaması eyleme dönüştü. Günün sloganı da belliydi: Açık Radyo açık kalacak!

Koltukçular Çıkmazı olağandışı şekilde kalabalık. Zira RTÜK tarafından lisansı iptal edilen Açık Radyo’nun karasal yayını dün kesilmiş, ardından radyo tüm dinleyicilerini basın açıklaması için binanın önüne davet etmişti.

Bir grup girişimcinin kooperatif gibi bir araya gelip para koymasıyla 1995’te kurulan ‘kainatın bütün seslerine açık’ Açık Radyo dün genel yayın yönetmeni ve kurucusu Ömer Madra’nın konuşmasıyla yayına veda etti. Çaldıkları en son şarkı da Beach Boys’dan Good Vibrations oldu.

Bina önündeki açıklamayı yapan da Ömer Madra’ydı, karşısında sokağın sonuna kadar taşan bir kalabalık vardı. Madra konuşmasında Açık Radyo’nun açık kalması için herkesten destek beklediklerini söyledi, “Bulunduğunuz her yerde radyonuzun sesi olun ve her yerde yüksek sesle söyleyin lütfen: Açık Radyo açık kalmalı!” dedi.

Basın açıklamasının ardından Ömer Madra.

Ömer Madra: Bu kamunun sesini kısma girişimidir

Açık Radyo’nun kamusal faydanın sesi olduğunu söyleyen Madra “Açık Radyo kurulduğu günden bu yana herhangi bir kişi ya da grubun çıkarını gözetmeksizin kamu yararına yayın yapmıştır. Gücünü ve dirayetini buradan alır. Açık Radyo Türkiye ve dünya kamuoyunda gerek siyasette gerekse kültür, sanat ve edebiyat alanlarında ne tartışılıyorsa bunu itidal ve sağduyu ile ve fakat eksiksiz konuşmayı kendine görev bilir. RTÜK kararıyla Açık Radyo’nun karasal yayın lisansının iptal edilmesi hangi teknik ya da bürokratik gerekçeye dayandırılıyor olursa olsun, kesinlikle kamunun sesini kısma girişimidir” dedi.

Açık Radyo avlusu.

Açıklamaya radyo çalışanlarının yanı sıra TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Gazete Duvar Genel Yayın Yönetmeni Barış Avşar, gazeteci Hilmi Hacaloğlu, oyuncular Hatice Aslan, Tülin Özen, Nilüfer Açıkalın, yazarlar Mine Söğüt, Ayşen Şahin, Dilek Yılmaz, Murat Özyaşar, sinemacılar Yeşim Ustaoğlu, Baran Seyhan ve dilbilimci Necmiye Alpay gibi isimlerin yer aldığı yüzlerce kişi katıldı. Haliyle basın açıklaması eyleme dönüştü. Günün sloganı da “Açık Radyo açık kalacak” oldu. Madra’nın konuşması bitti, ancak kalabalık uzun süre dağılmadı.

Açık Radyo Yayın koordinatörü İlksen Mavituna: Lisans iptalini biz de beklemiyorduk

Açık Radyo Yayın koordinatörü İlksen Mavituna radyonun idam fermanı olarak yorumladığı lisans iptalinin ekip olarak kendilerini de şaşırttığını söyledi:

“Açıkça itiraf etmek gerekirse yürütmenin durdurulması şaşırtıcıydı. Çünkü mahkemenin oybirliğiyle aldığı kararı iptal etmesi beklediğimiz bir şey değildi. Biz lisans iptaliyle karşı karşıya kalacağımızı düşünmüyorduk. Buna bağlı olarak ne olur olmaz, Açık Radyo dinleyicisinden uzak kalmasın diye hangi araçları kullanabileceğimize dair  çalışmalar yaptık yaz boyunca. Buna rağmen kararın alınmasını açıkçası beklemiyorduk. Bunların hepsi çok arka arkaya ve hızlı oldu. Bir hafta içinde hem dava tamamen yön değiştirdi, hem de radyonun idam fermanına denk gelen lisans iptal edildi.

Açık Radyo avlusu basın açıklamasından sonra da kalabalıktı.

‘Basın açıklaması eyleme dönüştü’

Karara itiraz ettik. Bu itiraz kabul edildiği takdirde FM bandında kalma ihtimalimiz var. Bunu hâlâ tutmak istiyoruz. Önümüzde senaryolar belli olmakla beraber hukuki itiraz süreci devam ederken diğer stratejilere geçmeyeceğiz. Ancak dinleyicilerimizle de bağımızı kesmeyeceğiz. Farklı lisans biçimleri var, en uygununu seçeceğiz. Radyonun yayınlarının hiçbir kayıp olmadan devam etmesi bizim için önemli.  Dinleyicimiz sürecin en başından beri ne yapalım, nereye gelelim diye soruyordu. Bu basın açıklamasından eyleme dönüştü. Açıklama bitti, ama dinleyicilerimiz burada kalmaya devam ediyor. Bu tam anlamıyla Açık Radyo’nun dinleyicisiyle kurduğu temasın sonucu. Ne kadar gerçek bir temas olduğunu görüyoruz. Hem kendim hem de ekip adına söyleyebilirim, bizim yayına devam etmemiz için en büyük motivasyonlardan biri bugün buradaki kalabalık.”

Basın açıklamasındaki isimlerden biri İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi Barış Antik’ti. Antik “Korkunç bir durum bu. Sistematik bir sürecin sonucu. Burada olmaya, süreci takip etmeye de devam edeceğiz. Artık iktidarın da son çırpınışları olduğunu düşünüyorum. İnatçı tutumumuza devam edeceğiz” dedi.

Basın açıklaması için gelen dinleyiciler sokağın başına kadar uzandı. Kalabalık arasında Mine Söğüt ve Nilüfer Açıkalın da vardı.

Yazar Mine Söğüt de açıklamaya katılarak Açık Radyo’ya destek veren isimlerden. Söğüt kalabalığı ve Açık Radyo’nun kapatılmasını bir cenaze evine benzetti: “Maalesef sürpriz değil. Neden olduğunu ve bundan sonra neler olabileceğini tahmin edebiliyoruz. Kötünün gerçekleşmesinden daha da vahim olanı bunların göz göre göre olması ve hiçbirini durduramıyor olmamız. Bana şu an bir cenaze evi gibi geliyor burası. Bir araya gelme enerjimizi böyle günlerde değil de bir şeyleri değiştirebileceğimiz günlerde kullanmanın hayalini kuruyorum.”

2015 yılında Açık Radyo’da başladığı Tezahür isimli radyo programında tiyatronun yerel veya politik, maddi ya da manevi sorunlarını, az görünür ekiplerini, festivallerini ön plana çıkarmaya çabalayan Gülen Dede Tekin de açıklamadaydı. Tekin, programını bir direniş alanı olarak gördüğünü söylüyor ve ekliyor: “Soluğum kesilmiş gibi hissediyorum. Bu program hem yoldaşım hem çocuğum gibiydi. Her koşulda her şartta yaptım programı. Yazın başlayan süreçten sonra tiyatro insanlarının bir kısmına Açık Radyo ve Tezahür’e dair hislerini sormuştuk. O zaman hem radyonun hem de programın bir hafıza ve arşiv yarattığını fark ettim. Kuşaklar arasında bir aktarım sağladı Açık Radyo. 43 yıllık hayatımda kendimi en özgür hissetiğim yer Açık Radyo ve Tezahür’dü. Şimdi kendimi çok baskı altında hissediyorum.”

Akif Burak Atlar.

Yaklaşık 14 yıldır her pazar Sarhoş Atlar Zamanı isimli müzik programını yapan Akif Burak Atlar ise karışık duygular içinde olduğunu söyledi: “Açık Radyo iradesi mutlaka devam edecek. Bunun nasıl olacağını ilerleyen günlerde hep beraber göreceğiz. Bu inisiyatif sadece bir radyo istasyonu değil, aynı zamanda bir demokrasi talebi. Bu bağımsız, güçlü, özgür, çok sesli, dayanışmacı talep güçlenerek var olmaya devam edecek. Açık Radyo açık kalmalı, biz de kamuoyunun desteğini bekliyoruz. Ama bugün, burada hep birlikte omuz omuza olmak bizi karamsarlıktan ziyade mücadele için güçlü olmaya çağırıyor, güç veriyor. Umuyorum her şey daha güzel olacak.”

Açık Radyo’nun karasal yayın lisansının iptaliyle FM yayına bağlı sürdürülen eş zamanlı internet yayını da sona erdi. Ancak karasal yayın lisansının iptali radyonun kapanması anlamına gelmiyor. Radyonun yayıncı olarak başvurma hakkı olan farklı lisans biçimleri var ve bunlardan biriyle yayının sürdürülmesi planlanıyor. Karara karşı yürütmenin durdurulması talebiyle dava da açıldı. Yani hukuki mücadele bitmiş değil.

‘Açık Radyo üniversitelerden daha faydalı’

Açık Radyo’nun sadık dinleyicilerinden biri de Hakan Nurakın. 30 yaşındaki Nurakın, Açık Radyo için “En çok şeyi öğrendiğim yer” diyor. Toplum olarak yaşanılanlara verilen tepkiden de memnun değil:

“Açık Radyo’nun Türkiye’deki üniversitelerin en az yarısından daha çok fayda ürettiğine eminim. Birçok sayıda istilacı herhangi bir insanın bir yolda yolunun kesişmemesinin mümkün olmadığını düşünüyorum. Ama nefesini kesiyorlar işte. Zannediyorum ki boğulmak biraz şu an sosyal olarak deneyimlediğimiz gibi bir şey. Debelenirken durumun geçici olduğunu, birkaç saniye sonra nefes alabileceğinize inanırsınız. Ölümcül bir temenni… Çizili bir alanda yaşamaktan yoruldum. Her bir şeyi kaybettiğimde ‘dijital tepkiler’ vermekten mesela…”

Açık Radyo Yayın Yönetmeni Ömer Madra, avukat Erdem Türkekul eşliğinde, programcılar ve çok sayıda dinleyicisinin katılımıyla yayının kesilmesinden sonra radyo önünde açıklama yaptı.

Açık Radyo’nun kapatılmasının ardından en çok merak edilen ve radyo çalışanlarına sık sık sorulan “Şimdi ne yapacaksınız” sorusu ve hemen arkasından gelen “E internetten yayın yaparsınız” önerisi. Elbette bu mümkün. Ancak açık radyo karasal ortamda yayın yapma lisansını yeniden kazanmak için hukuki mücadelesine de devam ediyor:

“Günümüzde dijital alanda, birçok farklı mecradan yayın yapmak mümkün; hepsinin kendi içinde olumlu ve olumsuz tarafları var. Bunları teknik olarak değerlendiriyoruz. Ancak, yasal olarak internet yayıncılığı için de lisans alınması gerekiyor. Bunları da değerlendiriyoruz; en kısa sürede izin süreçleri için de yasal başvuruları yapacağız.”

Türkiye’nin Açık Radyo’su resmen ‘kapalı’: ‘Good Vibrations’la veda etti