Bir zamanlar siyasi, sosyal veya dini nedenlerden dolayı sansürlenmiş, yasaklanmış veya kınanmış eserler... İspanya'da bir müze, sansürle yüzleşerek yasaklanan eserleri bir araya getirdi. 200'den fazla eserin sergilendiği müze, ifade özgürlüğünün bir zaferi olarak tanıtılıyor.

Arjantinli sanatçı Leon Ferrari’nin bir Amerikan savaş uçağı üzerinde çarmıha gerilmiş İsa’yı tasvir eden ‘Western and Christian Civilization’ı, Finlandiyalı sanatçı Jani Leinonen’in çarmıha gerilmiş Ronald McDonald’ı tasvir ettiği ‘McJesus’u, Zanele Muholi’nin ‘Lena, London’ adlı eseri ve daha fazlası…

Arjantinli sanatçı León Ferrari’nin Amerikan savaş uçağı üzerinde çarmıha gerilmiş İsa’yı tasvir eden ‘Western and Christian Civilization’ adlı çalışması.

Tüm bu eserlerin ortak noktası bir zamanlar siyasi, sosyal veya dini nedenlerden dolayı sansürlenmiş ya da yasaklanmış olmaları. Sanat dünyası sansür ve yasaklamaları tartışmaya devam ederken Barselona’daki bir müze tam tersi bir duruş sergiledi. Katalan koleksiyoncu ve iş insanı Tatxo Benet’in öncülüğünde açılan Museu de l’Art Prohibit (Yasak Sanat Müzesi) sansürün utancıyla yüzleşerek yasaklanan eserleri bir araya getirdi.

Santiago Sierra’nın ‘Çağdaş İspanya’daki Siyasi Mahkumlar’ adlı çalışması.

2018’de İspanyol sanatçı Santiago Sierra’nın ‘Çağdaş İspanya’daki Siyasi Mahkumlar’ adlı çalışması Madrid’deki Arco sanat fuarından kaldırılınca Benet bu eseri satın almaya karar verdi. Çalışma, politikacıların ve aktivistlerin 24 pikselli portrelerinden oluşuyor. Böylece yasaklı sanat müzesinin ilk adımını atmış oldu. O günden itibaren aralarında Ai Weiwei, Banksy ve Gustav Klimt gibi isimlerin de yer aldığı çalışmaları topluyor. 

Müze, “siyasi, sosyal veya dini nedenlerle sansürlenen, yasaklanan veya kınanan” 200’den fazla eseri bir araya getiriyor. Eserlerin çoğu 20. yüzyılın ikinci yarısında ve 21. yüzyıl boyunca yaratılan resimlere, heykellere, baskılara, fotoğraflara, enstalasyonlara ve görsel-işitsel parçalardan oluşuyor. 

Benet’e sanatta sansürün nelere yol açtığını şöyle anlatıyor: “Sansür olduğunda iki şey olur: Sanatçının özgürlüğü kısıtlanır, ama aynı zamanda insanların sanat eseriyle etkileşim kurma özgürlüğü de kısıtlanır.”

‘Bu müze ifade özgürlüğünün zaferi’

Benet’e göre müze, ifade özgürlüğünün bir zaferi. Koleksiyoner ayrıca sanatta sansürün ne kadar başarısız olduğunu da şu sözlerle anlatıyor:

“Müzedeki eserler arasında belki de büyük bir sanatsal değeri olmayan çalışmalar da var ama hikayeleri müzede bir yer bulmalarını hak ediyor. Çalışmaların ortak noktası, ansürün başarısız olduğunu gösteriyor. Sonuçta eserleri burada onları görebilirsiniz. Bu, ifade özgürlüğünün bir zaferidir.”

Toplumlar sansüre yanıt veriyor

Müzenin sanat direktörü Carles Guerra ise, “Sansür bugün artık eskisi gibi pek mümkün değil. Toplumlar artık sansüre yanıt vermeye hazır. Bu koleksiyon sayesinde, yüzleşilemeyecek hiçbir güç olmadığını keşfediyoruz” diyor.

Koleksiyonun tamamını müzenin internet sitesinden görebilirsiniz.

Cumhuriyet ve sinema: Sansüre rağmen inşa edilen bir Türk sineması