Çağdaş Türk müziğine yön veren önemli bestecilerden müzisyen, müzik öğretmeni ve orkestra şefi Ulvi Cemal Erkin'in ölüm yıldönümünde anılıyor. 15 Eylül 1972'de hayatını kaybeden Erkin, kadim Anadolu ezgileriyle klasik müziği harmanladığı 'Köçekçe' ile büyük beğeni toplamıştı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği ilk kuşak bestecilerden olan Ulvi Cemal Erkin, ölüm yıldönümünde anılıyor. Anadolu ezgileriyle klasik müziği buluşturduğu ‘Köçekçe’ gibi eserlere imza atan besteci 15 Eylül 1972’de Ankara’da hayatını kaybetmişti. Cemal Reşit Rey, Hasan Ferid Alnar, Ahmed Adnan Saygun ve Necil Kâzım Akses’in de içinde yer aldığı “Türk Beşleri” olarak anılan grubun içinde yer alan besteci, ‘Köçekçe’ gibi çok sevilen eserlerin yanı sıra senfoni ve konçerto türlerinde de eserlere imza atmıştı.

Ulvi Cemal Erkin’in müzikal yolculuğu küçük yaşlarından itibaren başlamıştı

Üst düzey bürokrat Mehmet Cemal Bey ile Nesibe Hanım’ın çocuğu olarak 14 Mart 1906’da İstanbul’da dünyaya gelen Ulvi Cemal Erkin, piyano çalan annesi ve keman dersleri alan ağabeyi sayesinde, müziğe çocukken ilgi duymaya başladı. Sekiz yaşındayken önce Fransız öğretmen Mercenier’den, daha sonra da o dönem İstanbul’da ün yapmış İtalyan müzik öğretmeni Adinolfi’den piyano dersleri alan ve kısa sürede büyük aşama kaydeden Erkin, bakanlık bursuyla eğitim almak üzere Paris’e gitti.

Galatasaray Lisesi’nden 19 yaşında mezun olan sanatçı, Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) yurt dışı müzik eğitimi için açtığı sınavı kazanarak 1925’te Fransa’nın başkenti Paris’e gitti. Ulvi Cemal Erkin, Paris Konservatuvarı’nda Isidor Philip ve Camille Decreus ile piyano, Jean Gallon ile armoni, Noel Gallon ile kontrpuan çalıştı. Ardından Ecole Normale de Musique de Paris’de, Nadia Boulanger’nin kompozisyon öğrencisi oldu. Sanatçı, orkestra için yazdığı ‘İki Dans’ adlı ilk eseriyle keman ve piyano için kaleme aldığı ‘Ninni, Emprovizasyon ve Zeybek’ adlı eserini Paris’te yazdı.

Paris’teki eğitimini tamamlayıp Türkiye’ye dönünce Ankara Musiki Muallim Mektebine armoni ve piyano öğretmeni olarak atanan Ulvi Cemal Erkin 1936’da devlet konservatuvarına dönüşecek olan okulda piyano dersi vermeye devam etti. Ünlü besteci, 1949-1951 yıllarında müdür olarak görev yaptığı konservatuvarda, hayatını kaybedene kadar piyano bölümü şefi ve piyano öğretmeni olarak çalışmayı sürdürdü.

Eserlerini Berlin Şehir Orkestrası yorumladı

Ulvi Cemal Erkin, 1932 yılında, Leipzig Konservatuvarını bitirip Musiki Muallim Mektebinde piyano öğretmenliğine atanan Ferhunde Remzi ile dünyaevine girdi. İkili, ömür boyu süren birlikteliklerinde yurt içinde ve yurt dışında verdikleri konserlerle heyecanları, mutlulukları, başarıları paylaştı, kendilerini kısıtlı imkanlarla genç müzisyenleri yetiştirmeye, çok sesli müziği yaymaya adadı.

Sanatçı, 1943’te Cumhuriyet Halk Partisinin açtığı beste yarışmasına “Köçekçe” ve “Piyano Konçertosu” ile katıldı. Ödüle layık görülen Piyano Konçertosu, aynı yıl Ferhunde Erkin solistliğinde önce Riyaset-i Cumhur Orkestrası, daha sonra ise Berlin Şehir Orkestrası tarafından yorumlandı. Sanatçı kendi bestelerinden oluşan ilk konserini 1946’da verdi.

Fransız ve İtalyan devletlerinin onur ve liyakat nişanlarıyla ödüllendirilen Ulvi Cemal Erkin, 1971’de Devlet Sanatçısı unvanını aldı. Bestecinin anısına 1985’te pul bastırıldı, 1991’de Sevda-Cenap And Müzik Vakfı tarafından onur ödülü altın madalyası verildi. Besteci, Çek Filarmoni Orkestrası, Köln Orkestrası ve Paris Radyo Senfoni Orkestrası’nı konserlerinde bizzat yönetti. Sanatçı, 15 Eylül 1972’de, 66 yaşında iken kalbine yenik düşerek Ankara’da hayata veda etti.

Henüz 14 yaşında ama piyanonun efsanesiyle aynı sahnede: İlyun Bürkev’i takdimimizdir