O, Türkiye’de konser vermediği için belki de yüzbinlerce insanın içinde bir ukde. Ancak şehir efsanesine dönüşen hikayeleriyle David Gilmour kâh Bodrum’da kâh Marmaris’te kâh Kalkan’da görülmüştü. Hatta bununla da yetinmeyip elinde gitarıyla ‘Shine on You Crazy Diamond’ ve ‘Wish You Were Here’ şarkılarını söylemişti. 6 Mart’ta 78. yaşını kutlayan efsane müzisyenin Türkiye macerası gerçek miydi? Yoksa sadece öyle olmasını isteyenlerin yarattığı zamanla mitolojik hikayeye dönüşmüş bir söylence mi?
David Gilmour ne yazık ki ne solo ne de Pink Floyd grubuyla Türkiye’nin herhangi bir yerinde konser vermedi. Bu acı gerçek herkesin malumu. Ancak Türkiye’nin turizmde henüz akına uğramadığı dönemde o zaman için henüz el değmemiş kasabalarda tatil yaptığı da gerçek. Fakat Bodrum değil, Kaş’a bağlı Kalkan’da. 1990’da sakin bir tatil için Türkiye’yi seçen müzisyen, muhtemeldir ki gözlerden ırak sakin bir tatil hedefiyle teknesiyle Kalkan’a demirlemişti. Ancak o dönemler genelde hippi gençlerin radarındaki bu bölgede tanınmayacağını ummak fazla iyimserlikti. Zira çağa adını yazdırmış bir müzisyendi o. İşte farklı hikâyelere evrilen o tatil bir rastlantıyla bugün dahi anılan bir hikâyeye dönüştü. O halde Temmuz 1990’a şöyle bir uzanalım.
Yukarıda gördüğünüz bu videoda Temmuz 1990’da beyaz plastik sandalyelere oturmuş bir grup mutlu insanın hikâyesi var. İçlerinden biri müzik tarihine adını yazdırmış yaşayan bir efsane. Diğerleri ise ona Kalkan’daki tatili esnasında denk gelen şanslı gençler. Video bu buluşmanın hikâyesini ve neler yaşandığını anlatması bakımından tarihi belge önemi taşıyor. Üstelik Türkiye sınırları içinde çok az insana nasip olan tek David Gilmour performansının hikâyesi de bu videoda. Evet, David Gilmour Türkiye’deydi ve yine evet, burada şarkı söylemişti.
Son derece tesadüfi bir biçimde David Gilmour’u boşluğa bakıp düşüncelere dalmışken fark eden gençler gördüklerinin gerçekliğine ikna olmak için yanına yaklaşıp o klasik soruyu sorar. “O sen misin?” Ve aralarında muhabbet böyle başlar.
Syd Barrett’ın apansız gidişi, Roger Waters’ın kavgalı ayrılışı gibi badirelere rağmen Pink Floyd efsanesini ayakta tutan isimlerden belki de en önemlisi olan David Gilmour Kalkan’daki tatili sırasında tanıştığı bu gençlerle yazlık kafede plastik sandalyelere oturup sohbet etmiş eline gitar alıp şarkı söylemişti. Bunu kişisel tarihinde başka herhangi bir yerde yapmış mıdır bilemiyoruz. Temmuz 1990’daki bu tarihi anlardan geriye sadece iki fotoğraf kaldı. Zira bir fabrika yangınında fotoğraf filmleri kül olmuştu.
Türk cümbüşü ‘Anısına’
Bugün kendisiyle bir röportaj imkânı doğsa o günlere dair neler hatırladığını pek çok insan öğrenmek isterdi. Bu röportajda sorulacak diğer sorular da şunlar olurdu: Tarihteki son Pink Floyd albümünde ‘Anısına’ adında Türkçe isimli bir şarkı bulunan ve konserlerinden bir Türk enstrumanı olan cümbüşü çalan David Gilmour neden bu topraklarda on binlerce insanın karşısında sahne almadı?
David Gilmour şu sıralar ikinci yılını geride bırakan Ukrayna Savaşı konusunda toplumsal duyarlılık oluşturmak için çalışıyor. Eskisi kadar sık konser vermeyen müzisyen müzikal bilgeliğiyle ara ara söyleşilerle toplum karşısına çıkıyor. Pompeii antik kentinden Londra’daki Earls Court’a, Venedik’te denizin ortasında Doğu Bloku’nun mirası Gdansk Limanı’na farklı coğrafyalarda ve farklı mekânlarda unutulmaz konserlere imza attı. İngiliz müzisyen elektro gitardaki hayranlık uyandıran virtüözitesiyle hem milyonlarca dinleyiciyi hem de kendisinden sonra gelen müzisyen nesilleri etkiledi.
“Hazır herkes Türkiye’ye konser vermek için sıraya girmişken David Gilmour için de bir fırsat doğar mı?” sorusu ve umudu kalplerde yer etmiş durumda. Uzun yıllar küs olduğu bir zamanlar en yakın dostu Roger Waters bugüne kadar iki kez İstanbul’da konser verdi. Kıyaslamak gibi olmasın ama geçmişte bu topraklara dair anıları ve etkileşimleri olan Gilmour’u dünya gözüyle canlı izlemeyi hak ediyoruz.