FOX TV'nin hedefteki dizisi ‘Kızıl Goncalar’ın ikinci bölümü her şeye rağmen yayına girdi. Nasıl ilerleyeceği merak konusu olan dizi olumlu mesajlarla, farklı yaşamların birbirine entegre olabileceğini göstermesi açısından beğeniyle karşılandı.

Özgü Namal’ın canlandırdığı mütedeyyin Meryem ile Özcan Deniz’in canlandırdığı seküler doktor Levent’in yolları Levent’in hasta babası sayesinde kesişmişti. Bilmedikleri, Levent’in yetiştirdiği kızın Meryem’in doğumda öldüğü sanılan bebeği olmasıydı. Bu bölümde Levent ve eşinin hastanede bırakılan bu bebeği bildirmek yerine çaldığını öğrendik.

Vakt-ı mekâtıl

Geçen hafta Meryem gerçek bir mütedeyyine örnek davranışıyla tereyağı kullanılmayan böreklerin içerik bilgisinin dürüstçe yazılmasında diretmiş, bu da dini suistimal eden birkaç tarikat üyesinde huzursuzluk yaratmıştı. Bu bölümde İdris Efendi (Gürhan Elmalıoğlu) bu üçkağıt yüzünden herkesin içinde sakalı kesilerek ‘efendi hazretleri’ tarafından cezalandırıldı. Meryem’e sigorta yapılmadığı öğrenilince de hemen sigorta yapıldı.

Güç savaşı her yerde

Bu olayda adaleti sağlayansa kilit karakterlerden, adalet savaşçısı Cüneyd (Mert Yazıcıoğlu) oldu. Cüneyd tarikat hocalarından Sadi’nin (Mert Turak) yeğeni. Amca-yeğen tarikatın postuna kimin geçeceği konusunda henüz ateşlenmemiş bir rekabetin iki tarafı. Fakat Cüneyd’in nüfuzu şimdiden Sadi’nin eşini rahatsız etti. Selen Öztürk’ün ‘Muhteşem Yüzyıl’da Gülfem Hatun’u oynaması çağrışım yapmış olsa gerek, bu dizide de “tahtı arkadan yönetmek için ne yapmalı” tadında saray-entrikalı bir çözüm bulundu: Hocanın kızı Cüneyd’le evlenerek babasının tarikattaki nüfuzunu sağlamlaştırmalı.

İğneyi kendine

Doktor Levent’in yatalak babası Suavi dede (Şerif Erol) Meryem’in kızı Zeynep’teki matematik yeteneğini fark etmişti; bu bölüm kıza eğitim vermeyi teklif etti. Suavi’nin 28 Şubatçı olduğunu öğrenen Zeynep’se (Mina Demirtaş) onun gibi şekilciler ile efendi hazretleri arasında fark olmadığını, ‘kızlar okuyamaz’ ile ‘başörtülü kızlar okuyamaz’ zihniyetinde olanın kadınlara olduğunu söyledi. Diziden çıkarılacaksa bu mesaj çıkarılsın, zira herkesin özeleştiri yapıp önyargılardan arındığı toplumda ayrışma biraz zor.

Dizi yansıması:

* Sanılanın aksine dizi bir grubu aşağılamıyor. Bunu sosyal medyada en çok övgü toplayan sahnelere baktığımızda da görmek mümkün. Doktor Levent ve Cüneyd’in terapi seanslarının felsefi yönü çok lezzetli. Bu derinlikli sohbetlerin seküler bir doktor ile (bazı sekülerlerin yolda görse önyargıyla yaklaşacağı) mütedeyyin Cüneyd arasında geçmesi birleştirici rol oynuyor.

* Çok beğenilen diğer sahneyse özette bahsettiğimiz Suavi dede ve matematikçi Zeynep’in ilişkisi. Cinsiyet, yaş, yaşam tarzı, kültürel altyapı açılarından hiç ortak noktaları olmayan bu iki insanın iletişim kurabilmesi çok değerli. Bu iletişimi sağlayan ortak noktanın tutkuları (dizi özelinde bilim) olması zekice, Zeynep’in Suavi dedeyi matematik diliyle eleştirdiği sahneyse yerli dizi standartlarının üzerindeydi.

* Her iki sahnede de ‘ayar yiyen’ aslında sekülerler. Bu sahneleri mağduriyet devşirmek yerine ders çıkarma fırsatı olarak değerlendirmiş olacaklar ki seküler mahalleden şikâyet yükselmedi. Doktor Levent’in salt görev ahlakı yaklaşımına Cüneyd maneviyatı yerleştirmeye çalıştı. Prof. Suavi’yse başörtüsünden ötürü üniversiteye yakıştıramayacağı genç bir kızı kendi elleriyle üniversiteye hazırlama derdinde. Üstelik Zeynep’e genetik mühendisliğini “’Alak’ diyor ya Kitap’ta, onun bilimi” şeklinde açıklıyor. Buradan bilim-din karşıtlığının gereksizliği mesajı çıkarmayanınız var mı?

* Olumlu mütedeyyin temsilcileri yalnızca Cüneyd ve Meryem değil. Meryem’in görümcesi İslam’da kadın haklarıyla ilgilenen başörtülü bir kadın. Tarikatın hocası Sadi’nin (hiç istemese de efendi hazretlerinin kararına saygı duyup) sarf ettiği sözlerse din dersi niteliğinde: “‘Her ümmetin bir fitnesi vardır, benim ümmetin fitnesi ise maldır’ buyurdu (Peygamberimiz). Ticaretimiz bizim namusumuz, helal rızık kalkanımız.” Bu replik dinin ahlaka teşvik eden yönünü yansıtmıyorsa neyi yansıtıyor? Sadi Hoca ve eşi arasındaki ilişki pek muhabbetli; saygı, sevgi, tutku dolu. Mütedeyyin, spesifik olaraksa tarikat mensubu eşler arasında iletişimsizlik ve hatta şiddetin olduğu önyargısını kıran bir sahne bu.

* Meryem’le eşi arasındakilerse ters köşe yaptırdı, zira Meryem’in şiddet gördüğünü düşünmüştük. Bu bölümde eşi Naim’in sırtındaki izlerden ve “Ben zina edenlerden oldum” diye yakarmasından anladık ki kendini Meryem’e zorla dövdürerek bir nevi günah çıkarıyor.

* Doktor Levent’in evinde hayata dair konuların tartışılması iki bölümdür diziye boyut katıyor. Bir taraf evliliğin sistemi devam ettirdiğini, insanların potansiyelini körelttiğini savunurken Levent evliliğin ve çocuk yetiştirmenin ideolojik önemine değindi. Sosyokültürel olarak baskın taraf olmak için ‘proje çocuklar’ yetiştirilmesi üzerine düşündük bizler de.

Gözden kaçmayan detaylar:

* Geçen bölümün incelemesinde de yazdığımız gibi dizinin dine yönelik tutumu nereden bakıldığına göre değişir. İslam’ı mı kötü gösteriyorlar yoksa İslam’ı kötüye kullananları mı deşifre ediyorlar? Cüneyd, Meryem ve görümcesi gibi vicdanlı, adaletten yana, aydınlığa meyleden mütedeyyinler baz alınsa diziden rahatsız olanlar rahatlayacak aslında. Hele de yazı boyunca aktardıklarımız katı görüşlü her iki karşıt mahalleye de bir tokatken.

Kaldı ki seküler ana karakter hastanede bırakılan bebeği yasa dışı şekilde kendi nüfusuna geçirmiş, bir başkası 28 Şubatçı damgası yemiş, bir diğeri “Dedemler iyi yapmış, sizi okutmamış” diyen ayrımcı bir genç, üstelik arkadaşından muhtemelen illegal bir hap alıyor (seküler genç temsili oldukça karikatürize yani). Dizide yalnızca olumsuz mütedeyyin temsillerine odaklanmayı seçen mutaassıp perspektiften bakınca “Türk toplumunun milli ve manevi değerlerini yıpratmaya yönelik bir yapıt” olmakla suçlanan dizi aslında Türk toplumunun milli ve manevi değerlerini yükseltecek erdemli mesajlar barındırıyor. Dini kötüye kullanıp kendi mahallesinin imajını sarsanlar ile bu imajdan yola çıkarak tüm mütedeyyin mahalleye düşmanlık besleyen iki karşıt grup olumlu mesajlarıyla öne çıkan sahneleri tekrar tekrar izlemeli.

Künye
Yayın mecrası: FOX TV
Yapım: Gold Film
Yapımcı: Faruk Turgut
Yönetmen: Ömür Atay, Özgür Sevimli
Senaryo: Şükrü Necati Şahin
Müzik: Ender Gündüzlü, Metin Arıgül, Can Sanıbelli
Oyuncular: Özgü Namal, Özcan Deniz, Mert Yazıcıoğlu, Erkan Avcı, Hazal Türesan, Mert Turak, Selen Öztürk, Şerif Erol, Duygu Sarışın, Sitare Akbaş, Tuğrul Tülek, Yakup Turğut, Asiye Dinçsoy, Mina Demirtaş, Esma Yılmaz, Zehra Kelleci, Can Kızıltuğ, Tuana Gizem Uzunlar, Mısra Tüfek, (konuk oyuncular) Hamdi Alkan, Gürhan Elmalıoğlu, Kadriye Çetinkaya

Dizicinin Rehberi – Kızıl Goncalar: Faniler sarmış dört bir yanı