‘Kızıl Goncalar’ın 4. bölümünde Özgü Namal’ın canlandırdığı Meryem ve Özcan Deniz’in canlandırdığı Levent, Meryem’in reşit olmayan kızının nikahını erteletti. Levent’in ailesi genç kıza yurtdışında öğrenim görme fırsatı sundu.

Geçen hafta reşit olmayan Zeynep’i (Mina Demirtaş) tarikatın önemli ismi genç Cüneyd’le (Mert Yazıcıoğlu) nikahın eşiğinde bırakmıştık. Yeni bölümü Zeynep’in annesi Meryem’in (Özgü Namal) iki dudağı arasında açtık. Nikaha engel olursa kızının bu sefer memleketten yaşı geçkin bir adamla evlendirilme riskini hatırlamış olacak ki Meryem de damat olarak Cüneyd’e razı geldi. Bu nikaha engel olmaya dünden hazır seküler doktorumuz Levent (Özcan Deniz) nikah gecesine çomak sokmak için tarikata (ziyaret görünümlü) baskın yaptı. Meryem’in de ricası üzerine Zeynep ve Cüneyd’in nikahı ertelendi; nişanlandılar.

Hassasiyetler çarpışıyor

Zeynep’in zekâsını değerlendirebileceği bir eğitim almasını sağlamak için seküler ailemiz kolları sıvamıştı. Bu bölümde Zeynep hem okuyabilsin hem nikahtan kurtulabilsin diye Levent’in babası eski fizik profesörü Suavi (Şerif Erol) Fransa’da yetenekli çocukları kabul eden bir kurumla anlaştı. Tek engel Fransa’nın bazı kurumlarındaki dinî sembol yasağıydı (dizimiz özelinde başörtüsü yasağı). Kızının geleceği için kurumun başındaki kişiyle Meryem’in girdiği diyalog dizinin hem derdi, hem özeti gibiydi.

Zeynep’in bahtı

Zeynep ve annesi Meryem yurtdışına çıkış işlemlerini gizlice başlatmaya çalışırken baba Naim’e (Mert Turak) yakalanacaklar ve Zeynep ilk darbeyi babasından alacak gibi. Dahası Zeynep akıl hocası Suavi’yle de sınanacak gibi gözüküyor: Çalan kapıya bakmak için Nobel Fizik Ödülü almaya gidermişçesine bir gayret ayaklanmaya çalışan hasta Suavi dedemizin düşmesiyle bölümü bitirdik. Senaryoya şimdiden yüklenmek istemiyoruz, ama bu kısmı yazarken gerçekten kapı çalmış da dikkatleri dağılmış bizce.

Dizi yansıması

🔴 İzleyicinin en sevdiği sahneler yine Cüneyd ve terapisti Levent’in sahneleri oldu: Ruhsal durumunda çalkantılar olan Cüneyd bir anısı tetiklenince gerçekle bağını bir süre kaybetti. Levent’in ‘kendine gelmesi’ için Cüneyd’e yine kendi yansımasını gösterdiği sahne de, Cüneyd rolündeki Mert Yazıcıoğlu da izleyiciden tam not aldı.

🔴 Fakat aynı izleyici Cüneyd’e verdiği kredi konusunda bu bölümde şüpheye düştü. Felsefeden anlayan ve hassas ruhlu biri olarak tanıtılan Cüneyd’in reşit olmayan bir kızla nikaha da nişana da baştan itiraz etmesi beklenirdi. İlk bölümden beri yüksek ahlakı öncelediği sinyallenen Cüneyd’in ruhsal gelgitleri bu konulara yansımıyordu; sorunu kendi içinde ve kendiyle ilgiliydi. Zeynep’e karşı duyarsızlığıysa bize karakteri henüz tanımadığımızı hatırlattı.

🔴 İlk bölümden beri Cüneyd ve Levent üzerinden bir yanda tıp, diğer yanda ruhanilik ikiliği yaratılmıştı. Bu bölümde bu ayrıma yine parmak basıldı. Cüneyd’in tuhaf karşılanan davranışlarına tarikatta onun hak ehli olduğu açıklaması getirilirken Levent’in psikoz tanısı koyması yakın mı acaba diye düşünüyoruz. Fakat ruhani ve medikal ‘tedavinin’ birlikteliğiyle bu makas kapanacak gibi.

🔴 Dizinin parantezlerinde işlenen mesajlara gelelim. Yobaz-savar Suavi dedenin savaştığı diğer cephe de emperyalizm ve Batı-merkezcilik. Fransa’daki ahbabıyla yaptığı görüşmede Batı’nın bir zamanlar güzelledikleri nükleer enerji atıklarını bugün Üçüncü Dünya’ya nasıl ‘kakaladığından’ bahsetti. ‘Yetmez ama evet’çi olduğu için vatan haini ilan ettiği kızına da ‘foncu’ iması yapmaya devam ediyor.

🔴 Suavi dedemizin ebeveynlikle ilgili tespiti kayda değer. Meryem’in kızı Zeynep’in sevilmiş bir çocuk olduğunu söyleyen dedemiz kendi torunu Mira’da (Esma Yılmaz) bunun eksik olduğunu dile getirdi. Mira’ya çok düşkün olan Levent’in bu ilgisinin sevginin yerini tutmayacağının altını çizdi.

🔴 Levent ebeveynlik anlayışında gelişme kaydedecek gibi; bu bölümde kızı Mira’ya sevgisini açıkça dile getirebildi. “Umarım senin hayatında güvendiğin insanlarla sevdiğin insanlar kümesinin kesişeni ayrığından fazla olur” şeklinde bir de güzel bir dilek iliştirdi– dedik ama Levent’in bu yumoş ebeveyn halleri kısa sürdü. Hayatı başkalarının krizleriyle uğraşmakla geçen Levent kızına “Ben iki günde bir senin sinir krizlerinle mi uğraşacağım” dedi ne yazık ki sayın seyirciler.

🔴 Bir başka el iyisi de Meryem’in eşi Naim. Geçen bölümde Naim’in tarikata nasıl girdiğini öğrenmiştik; sokakta itilip kakılmaktan onu bu tarikat kurtarmış.  Müşkül bir ana-oğul görünce kendi çocukluğunu hatırlayan Naim onlara yardım eli uzatmıştı. Bu bölümde de yardımlarını devam ettiren Naim elbette iyi yaptı, fakat bu müşkül kadın Meryem’in kuması olacak gibi kokular geliyor burnumuza.

Gözden kaçmayan detaylar

🔴 Meryem’in Fransa’daki kuruma kafa tuttuğu sahnedeki serzenişlerinin doğruluğu su götürmez. Bu sahnenin diğer boyutu da Fransa’nın dinî sembol hassasiyetinin altındaki neden. Bağnaz inanç tipi zamanında İtalyan Galileo ve nicelerinin fikirlerini engelleyerek bilimin gelişimini ertelemişti. Fransız hoca bunu hatırlatıp benzerlerine mahal vermemek için bu kadar hassas olunduğunu açıkladı. Kendi hesaplaşmasını yapmış, Aydınlanmasını da yaşamış bir ülkeden gelen bu yoruma da yer verilmesi dizinin kapsamlı bakmaya çalıştığını hatırlatıyor bize.

🔴 Dizi başlarken her bölüm kara tahtaya tebeşirle bir cümle yazılıyor (Ana temalarından biri eğitim olan dizide tahta simgesi boşa değil). Her başlangıç cümlesinin de bölüme gönderme içerdiği düşünülüyor. Bu seferki Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Geometri’ kitabından bir tanımdı: “Eğrinin hiçbir parçası doğru değildir.” Hemen bağlantı kurulmaya çalışıldı: “Başından yanlış olan Zeynep’in izdivacı nasıl ilerlerse ilerlesin kabul edilemez” mi demek istemişler? (Zira Cüneyd, Zeynep reşit olana kadar nişanlı kalması kabul etse bile Zeynep’inki rıza değil, rıza inşası olacak). Ya da tarikat gibi yapılanmaların başlı başına ‘eğriliğe’ sebep olduğunu mu söylemek istemişler? İzleyici bunlar üzerine düşünmeyi seviyor. İlk üç bölümün başlangıcını hatırlayalım: “Hani siz düşman idiniz, O, kalplerinizi birleştirmişti,” Âl-i İmrân (3/103); “İki doğru birbiriyle yalnızca bir noktada kesişir;” “Evrendeki her etkiye karşılık eşit büyüklükte ve zıt bir tepki vardır,” Isaac Newton.

Beşinci bölümün fragmanı

Künye
Yayın mecrası: FOX TV
Yapım: Gold Film
Yapımcı: Faruk Turgut
Yönetmen: Ömür Atay, Özgür Sevimli
Senaryo: Şükrü Necati Şahin, Melih Özyılmaz, Ceylan Güleç
Müzik: Ender Gündüzlü, Metin Arıgül, Can Sanıbelli
Oyuncular: Özgü Namal, Özcan Deniz, Mert Yazıcıoğlu, Erkan Avcı, Hazal Türesan, Mert Turak, Selen Öztürk, Şerif Erol, Duygu Sarışın, Sitare Akbaş, Tuğrul Tülek, Yakup Turğut, Asiye Dinçsoy, Mina Demirtaş, Esma Yılmaz, Zehra Kelleci, Cemre Melis Çınar, Can Kızıltuğ, Mısra Tüfek, Oğulcan İnan,  (konuk oyuncu) Hamdi Alkan

Dizicinin Rehberi – Kızıl Goncalar: Tarikattaki çocuk gelin!