Her hafta dört gözle beklediğimiz dizimizi geçen hafta entrikayla bitirmiştik. Ünalların yüz aklarından Mustafa (Emrah Altıntoprak), kendisine kurulan tuzakla eşini aldatma pozisyonuna düşeyazmıştı. Mustafa’yı zor durumda bırakan kadının Mustafa tarafından tacize uğramış gibi yaparak işin içinden sıyrılmaya çalışmasıyla bölümü açarız.
Dizilerimizin mevcut dönemin sosyopolitik esintisine ve diskuruna göre yönlendiği gerçeğini bir kenara bırakırsak, sadece dümdüz entrika devşirmek için bile başka dizilerin ‘yalan beyan veren kadın’ senaryosu yazdığına sıkça tanık oluyoruz. Oysa ‘Kızılcık Şerbeti’nin bizdeki yeri, kadın karakterlerin de ‘Kızılcık Şerbeti’ndeki yeri başkaydı.
Çalışsak da mı saklasak?
Seküler Arslanların temsilcisi Kıvılcım’ın (Evrim Alasya) yeni işi üzerinden konu kadının çalışmasına gelir. Bu sahnede duyduklarımız karşısında sinirden kulaklarımızı sökmek isteriz. (Mansplaining’e Türkçe önerilerden biri olan) ‘erbilmişlik’ yapmakta Ünal erkekleri gecikmez.
Abdullah der ki, kadının yeri evidir, işi evini çekip çevirmektir. Fatih de artık alfalık mıdır hangi Yunan harfini taslamaya çalıştıysa, bir erkeğin karısını çalıştıracak duruma düşmemesi gerektiğinden dem vurur. Derken çalıştığını ailesinden saklayan Nursema’nın (Ceren Yalazoğlu) sırrı ortaya çıkar. (Sır; çünkü dünyadaki en rezil şey Ünallara göre bu.)
Ünallar, kızları Nursema’nın kadın olarak çalışmasından ayrı, sekreter olarak çalışmasından ayrı atak geçirip cinsiyetçilik ve sınıfçılığı tek potada eritir. Damat Umut’un (Serkan Tınmaz) erkekliği de gözlerinde üç r’den tek r’ye düşer. (Nursema’ya ailesinden gelen güvenceyi reddetme şartı koşan, yani eşini ekonomik olarak kısıtlayan Umut’a ayrı kızgınız da neyse.)
Ünal kadınları da iç açıcı değildir. Gelin Nilay (Feyza Civelek) çalışmak istediğini net bir şekilde belirten hemcinsine “Evlen, çocuğuna bak” diye salık verirken Pembe (Sibel Taşçıoğlu) kızına der ki, “Sen kim olduğunu unuttun mu, (…) ev hanımıyız biz.” Birtakım klanlar varmış da Ünal ailesinden olunca ev hanımlığı klanına dahil oluyormuşuz, Nursema da gizli inisiyasyon törenleriyle başka kabileye girmiş gibi. Çalışıp çalışmamanın cinsiyete değil de isteğe bağlı bir durum olarak algılandığı günler geldiğinde Pembe gibi el açıp hamdüsenalar olsun diyeceğiz.
Dizi yansıması:
* Nilay’ın eşine sürpriz olarak billboard’a yazı yazdırması, Polat çiftinin romantik billboard ilanına göndermeydi. ‘Aile’ dizisinde yer alan ve izleyici tarafından Polatlara gönderme olarak algılanan ‘mail order’ sahnesi, ‘Ömer’deki Adnan Oktar göndermeli olay örgüsü derken dizilerimiz gerçeklikle bağını artırıyor.
* Doğa’nın Fatih’e: “Sen acıtmadan sevemiyorsun,” demesi romantik ilişkilerdeki en büyük sorunlardan birine parmak bastı. Sevginin acıyla, kavgayla, sineye çekmekle, tutku adı altında şiddetle eşleştirilmesi kültürümüzün kodu. Toksik olmayan ilişkiler kurabilmeyi elbet öğreneceğiz.
* Kıvılcım’ın önceden önyargısına kapılıp yadırgayacağı durumlar/kişiler konusunda esnemesine vurgu yapıldı. Karikatürize despot seküler tiplemesinden çıkması, yobaz mütedeyyin tiplemesini tersyüz eden Ömer’le birlikte diziye iyi geldi. Karakter gelişimi görmek hangi türde eser olursa olsun anlatımı güçlendirir.
* Rüzgar’dan babasız büyüyen kadınların baba figürü araması vurgusu geldi. Bu teorinin pratikteki yansıması ve gerçekliği tartışmaya oldukça açık. Fakat dizide Abdullah-Alev ilişkisi görmek istemediğimizden bu replik açıkçası işimize geldi. Alev’in Abdullah takıntısına baba şefkati arayışından başka açıklama getiremediğimizden hepimiz sosyal medyada Rüzgar’ı tebrik ettik.
Gözden kaçmayan detaylar:
* Nilay’ın iftiraya uğrayan Mustafa’ya sahip çıkması sosyal medyada takdir topladı. Ancak entrikadan ve Nilay-Mustafa’nın aşkından başka bir detayı görmez olmuşuz ne yazık ki. Hatırlatalım: Taciz, şiddet gibi olaylarda kadının beyanının neden önemli olduğunu anlatmak için canımızı dişimize taktığımız bir ülkede, yalan beyanla taciz edildiğini iddia eden kadın karakter yazmak talihsiz bir seçim olmuş.
* Yine entrikadan ve çiftimizin bağını konuşmaktan sıranın gelmediği, ama gözümüzden kaçmayan bir detay var: Asıl Mustafa’nın tacize uğramış hissetmesi. Söz konusu genç kadının Mustafa’nın odasına izinsizce girmesi, ardından kapıyı kilitlemesi, üstüne başörtüsünü çıkararak neden geldiğinin imasına bulunmasıyla Mustafa’nın şoku ve rahatsızlığı yüzünden okunuyordu. Hem yatak odasına hem psikolojik alanına girilmesine bir de iftira şoku eklendiğinde Mustafa’nın beden dilinin yazılışı, oyuncu Emrah Altıntoprak’ın da bunu yaşarcasına aktarması bize oldukça dokunaklı bir travma sahnesi verdi.
* ‘Kızılcık Şerbeti’ne dair gözden kaçmaması gereken bir unsur da dizi müzikleri. Her sahneyi ilgili duyguyla eşleştirmek konusunda oldukça başarılı olan, günlük hayatta da açıp dinlemek istediğimiz melodileri bize veren Ece Ölçer ve Serkan Ölçer’e teşekkür ediyoruz. Oyuncuların performansıyla yükselen son sahneyi doruğa taşıyan, ‘Karşılaşma’ adlı beste oldu.
Künye
Yayın mecrası: Show TV
Yapım: Gold Film
Yapımcı: Faruk Turgut
Yönetmen: “Ketche” Hakan Kırvavaç
Senaryo: Melis Civelek, Zeynep Gür
Müzik: Ece Ölçer, Serkan Ölçer
Oyuncular: Evrim Alasya, Barış Kılıç, Settar Tanrıöğen, Aliye Uzunatağan, Sibel Taşçıoğlu, Sıla Türkoğlu, Müjde Uzman, Ceren Yalazoğlu, Doğukan Güngör, Feyza Civelek, Serkan Tınmaz, Emrah Altıntoprak, Kayra Şenocak, Berkay Akdemir, Selin Türkmen, Yiğit Kirazcı, Rahimcan Kapkap, Gizem Yanık, Bahtiyar Memili, Ebru Destan