12 Ocak haftasında vizyona giren filmlerden biri genç okurların ilgiyle takip ettiği yazar Beyza Alkoç’un ‘3391 Kilometre’ kitabının aynı adlı film uyarlamasıydı. Deniz Enyüksek’in yönettiği film gişe yarışında sürpriz bir çıkış yaptı. Film hafta sonu gişesini 329 bin 413 seyirciyle kapattı.
Bir hafta öncevizyona giren ‘Atatürk’ filmi ya da geçen senenin öne çıkan yapımlarından Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes’dan ödülle dönen ‘Kuru Otlar Üstüne’ ya da Zeki Demirkubuz’un merakla beklenen ‘Hayat’ gişede bu rakamlara ulaşamadı. Daha önce gençlik edebiyatının ilgi gören kitapları filme uyarlanmış, fakat sinemada bu denli başarı elde edememişti. ‘3391 Kilometre’ açılış tahminlerinin bir hayli ötesine geçmeyi başardı.
Genç kuşak gayet iyi biliyor ve yakından takip ediyor, fakat Beyza Alkoç’un alametifarikası ne? Cevaplar muhtelif ancak Alkoç’un bu kadar geniş bir kitleye ulaşmasında yazmaya tutkuyla bağlılığı ve üretkenliği büyük önem taşıyor.
Nitekim o kitlesine de ulaşmış durumda. Son birkaç ayda ‘3391 Kilometre’ için yaptığı imza günlerinin adeta miting kalabalığına ulaşmış olması bu durumu defalarca haberlere konu etti. İzmir’deki uzun imza kuyruğu, yazar Fatih Altaylı’yı çok şaşırttı.
Konvansiyonel mecralarda neredeyse tek satır reklamı yapılmadan ‘3391 Kilometre’nin bu denli çok satması, romanın daha dumanı üzerindeyken bundan bir de film yapılması Türkiye için alışık olmadık olaylar.
Çocukluk hayali yazarlıktı
Herkesin bir çocukluk hayali vardır. Kimi astronot, kimi sanatçı kimi arkeolog olmak ister. Beyza Alkoç’un en büyük hayali bir gün roman yazmakmış.12 yaşından itibaren hikayeler yazan Alkoç 18 yaşında en büyük hayalini gerçekleştirdi, ‘Sınır’ başlıklı romanını eline aldı.
Hayaller gerçekleşince yeni hayallerin peşinden koşulur, rutin budur. Alkoç da yeni hayallerine yani yeni romanlarına kavuşmaya devam etti. Henüz 19 yaşında ‘Karantina’ serisine başladı. Beş yıl boyunca her sene bir kitap olacak şekilde 2020’ye kadar beş kitaplık bir seri yarattı. ‘3391 km’ ve ‘Sıfır Kilometre’ serisi de bu dönemde yazdığı kitaplar arasında.
Bu kadar üretken olması yazmaya duyduğu tutkunun bir sonucu. 2020’de verdiği bir röportajda “Hayatımda hiçbir şeye bu kadar büyük bir tutkuyla bağlı olmadım. Belki on yıldır tüm hayatım her gün yazarak geçiyor” diyerek anlatıyor durumu.
Okuruyla sosyal medyadan bağ kuruyor
Mütercim Tercümanlık ve Sosyoloji alanında lisans eğitimi alan Alkoç kendi YouTube kanalında ve sosyal medya hesabında da sık sık dile getirdiği gibi üretmeye devam etmek, edebiyata olan ilgisini ve yeteneğini de geliştirmek istiyor.
Wattpad öyküleri sayesinde yeteneği keşfedilen yazarlardan Beyza Alkoç’un başarısında okurlarıyla özellikle sosyal medya hesabında kurduğu bağın da büyük payı var. Z kuşağı ulaşabildiği ve aynı dili konuşabildiği herkesi benimsemeye meyilli. Alkoç da kendi kuşağını, ilişkilere bakışını, hayatı yorumlayışını yazmakla kalmıyor, yazarlık serüvenini paylaşıyor. Örneğin katıldığı kitap fuarlarına okurlarını çağırıyor, “Bir gün hepinizle buluşacağız” diyerek okuruna duyduğu saygıyı göstermekten çekinmiyor ya da kaçıranlar için bu önemli günlerin videolarını paylaşarak heyecanına ortak ediyor.
Wattpad edebiyatı 101
Aslında bu durum Alkoç’un da aralarında bulunduğu Wattpad yazarlarının ortak noktası. Muhtemelen duymuşsunuzdur, ancak yine de hatırlatalım. Artık Wattpad edebiyatı diye bir bölüm var kitapçılarda ve yayınevlerine.
Wattpad bir kitap okuma ve yazma sitesi. 2006 yılında Allen Lau ile Ivan Yuen ortaklığıya kurulan platformda insanlar sevdikleri konular, temalar hakkında hikayeler okuyor, keşfediyor ve yazıyor. Zaten kendisini de“en sevilen sosyal hikaye anlatımı platformu” olarak tanımlıyor.
İlk başlarda internet sitesi olarak kullanılan uygulama 2008 yılında telefonlara indirilebilen bir uygulamaya dönüştü. Bu da uygulamanın yaygınlaşmasına vesile oldu, takvimler 2011’i gösterirken uygulama bir milyon kullanıcıya ulaştı. Bu da okumaya, yazmaya hevesli yeni hikaye anlatıcılarında bir patlamaya vesile oldu. Öyle ki Wattpad’den yazılan kitaplar ‘After’ dijital platformdan kitaplara taşındı. Hatta New York Times’in en çok satanları arasına girdi. Bununla da kalmadı, beyazperdeye uyarlandı.
Bu örnek ne ilk ne de son. Dünyanın pek çok ülkesinde wattpad’de keşfedilen yazarlar benzer süreçten geçti. Hatta birini tüm dünya izledi. Takvimler 2011 yılını gösterirken bir ‘Alacakaranlık/Twilight’ kitapları hayranı seriyi o kadar sevdi ki bunu ilham alarak kendi evrenini yaratmak istedi. Yazdıklarını Snowqueens Icedragon (karlar kraliçesinin buzdan ejderhası) takma ismiyle internette yayınladı. Hikayesi o kadar sevildi ki bu hayran ürünü uyarlama başlı başına bir fenomene dönüştü. O seri, gerçek adıyla Erika Mitchell’ın (yazdıkları E L James mahlasıyla yayınladı) yazdığı erotik aşk romanı ‘Grinin Elli Tonu’ydu. Kitap öyle etki yarattı ki devamı geldi, İngiltere ve Amerika’da satış rekorları kırdı, okurlar arasında bir fenomene dönüştü.
Türkiye’de Büşra Küçük’ün yazdığı çok satan ve internet üzerinden 100 milyondan fazla okunan ‘Kötü Çocuk’ serisi de beyazperde uyarlanmıştı. Büşra Yılmaz’ın aynı isimli kitabından uyarlanan Deniz Coşkun’un 2017 yılında yönettiği ‘4N1K’ başka bir örnek. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Kitapların ve filmlerin nitelikleri üzerine çeşitli tartışmalar da var. Ancak başka bir şey daha var: Görmezden gelemeyeceğimiz, yükselen bir tür bu.
Beyza Alkoç da bunun başarılı örneklerinden biri. Kimileri onu Wattpad döneminden tanısa da kendisi artık kitapları çok satanlar listesinde yer alan, ilgi gören kitabı beyazperdeye uyarlanmış bir yazar. Edebiyatın niteliğini ve geleceğini sık sık konuştuğumuz, yayıncılık dünyasının “Ne yapılmalı, nasıl olmalı?” sorularını kendine sorduğu bugünlerde bir şekilde kendi kuşağının sesi olan genç yazarların başarıları da görmezden gelinmeyecek kadar gerçek.
