Elazığ’da Tadım Kalesi ve höyüğünde yapılan arkeolojik kazılarda 7 bin 500 yıllık olduğu değerlendirilen taş mühür bulundu. Taşın bir kimlik olabileceği düşünülüyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve valilik desteğiyle merkeze bağlı Tadım köyündeki kale ve höyükte geçen yıl başlatılan arkeolojik kazı sezonu kış koşulları nedeniyle sona erdi.
Kazılarda bugüne kadar üç ‘kutsal’ ocak, Nahçıvan tipli karaz çömlekler, günlük yaşamda kullanılan aletler, ok uçları, stilize heykelcikler, geometrik bezemeli tek kulplu testi, dağ keçisi bezemeli çömlekler, hububatın değişiminde kullanılan çeç damga mühürle Geç Kalkolitik ve Erken Tunç dönemine tarihlendirilen 160×130 santimetre ebadında ‘boğa başlı sunak’ bulunmuştu.
Son olarak 7 bin 500 yıllık olduğu değerlendirilen taş mühür gün yüzüne çıkarıldı. Mühür, Elazığ Arkeoloji Etnografya Müzesi’nde korunuyor.
‘Kimlik olduğu değerlendiriliyor’
Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu mühürle ilgili şunları söyledi:
“Bu mührün sahiplik, mülkiyetle ilgili veya kimlik tarzı bir unsur olduğu değerlendiriliyor. Buna ilişkin çalışmalar sürüyor. Bu, bölgemizde medeniyetin yaklaşık M.Ö. 7500’lü yıllara kadar uzandığına dair bir buluntu.”
‘Elazığ’ın kadim zamanlardan bir yerleşim merkezi olduğunu gösteriyor’
Elazığ’da bu yıl Tadım Kalesi ve höyüğü, Harput ve Palu kaleleriyle, Salkaya köyü olmak üzere dört farklı noktada arkeolojik kazı yapıldı.
Hatipoğlu Tadım Kalesi ve höyüğündeki kazılarda üst katmanlarda ilk etapta Osmanlı, Selçuklu, Roma, Bizans ve M.Ö. 3500 yıllarına kadar uzanan buluntular çıktığını, derinlerdeki çalışmalarınsa kentin tarihini Neolotik Çağ’a kadar götürdüğünü söyledi:
“Elde edilen tüm bu buluntular Elazığ’ın kadim zamanlardan itibaren bir yerleşim merkezi olduğunu bizlere gösteriyor.
* Salkaya köyünde yürütülen kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan hayvan figürlerinin resmedildiği tarihi mozaik ile 70 metre güneyinde, yer altı görüntüleme radarıyla bir tarlada tespit edilen Roma Hamamı’nın da kentin tarihi zenginliğine değer kattı.
* Vatandaşların bu bölgeye olan ilgi ve alakasını artırmak için Pertek kara yolu üzerinde bir dinlenme alanı, bekleme yeri, otopark ve satış alanları oluşturmayı planladık. Bu sayede tarihi mozaiğin ziyaret edilmesine de olanak sağlayacağız.
* Palu Kalesi’ndeyse zirvede başlayan kazılarda Osmanlı dönemine tarihlenen bir karakol gün yüzüne çıkarıldı. Burada yaptığımız çevre düzenlemeleri ile kaya mezarlarının temizlenmesi ve ziyarete kısmi olarak açılması sağlandı.
* Önümüzdeki süreçte Palu Kalesi’nde katman katman inildikçe ilimiz için daha önemli, güzel arkeolojik sonuçlar alacağımızı değerlendiriyoruz.
* Yine aynı bölgede 50 metre uzunluğunda Urartu dönemine ait kale suru ortaya çıktı ki bu da yine yekpare olması anlamında çok özel ve önemli.”
