Takvimler 23 Ekim 2013’ü gösterirken bir süredir fotoğraflarını gördüğümüz Zorlu PSM özel bir konserle kapılarını açıyordu. Çağın en önemli müzisyenleri arasında gösterilen Ludovico Einaudi şehre kazandırılan bu sahnede ilk kez o gece İstanbullu müzikseverlerle buluştumuştu. AKM’nin de kapandığı ve İstanbul gibi bir şehirde büyük bir konser salonunun olmadığı o günlerde bu açılış ses getirmişti.
Aradan 12 yıl geçti. Zorlu PSM nice müzisyeni ilk konserleri için İstanbul’da ağırladı. Kimisiyle de uzun süren hasreti sonlandırdı. 12. sezonunu kutlayan Zorlu PSM bugün artık İstanbul’un en önemli sanat mekânlarından. Hatta tanınırlığı Türkiye sınırlarının da çok ötesine çıkmış durumda. Sonar İstanbul, MIX Festival ve müzikaller bunda ciddi bir paya sahip. Zorlu PSM Genel Müdür Filiz Ova ve Programlama, Prodüksiyon, Operasyon ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Levent Dokuzer ile bir araya gelip hem bu 12 yılı hem de yeni hedeflerini konuştuk.
Filiz Ova konuşmamızın başında bize bir veriyi açıklıyor. Yapılan araştırmalarda Türkiye’de, her iki kişiden biri PSM’yi bildiği sonucu ortaya çıktı. İstanbul’daysa bu oran yüzde 90’a ulaşmış. Levent Dokuzer, bu noktada artık markalaşan etkinliklere vurgu yapıyor. Her iki ismin bahsettiği bir yeni gelişme var: Zorlu PSM yapımları yurtiçi ve yurtdışına açılıyor.
‘Kendimize yeni hedefler koyuyoruz’
-Zorlu PSM’nin 12 yıl önce açıldığı günü hatırlıyorum. Ludovico Einaudi konseriyle bu macera başlamıştı. Aradan geçen süreyi düşündüğümüzde Zorlu PSM için” bir İstanbul markası oldu” diyebilir miyiz? Sizin açınızdan tatmin edici bir noktada mı?
Filiz Ova: 12 yıllık serüvende gelinen nokta bizi mutlu ediyor. Biz hiçbir zaman tatmin olamayız. Yine de tatmin olduğumuz noktada kendimize yeni hedefler koyuyoruz. Bu nedenle çok daha ileri noktalara gitmek istiyoruz.
Levent Dokuzer: Küresel anlamda benzeri kültür sanat kurumlarına baktığımızda böylesi programların çok daha uzun yıllara yayılan sürelerin sonunda ve çok daha büyük sponsorluk gelirleriyle gerçekleştirilebildiğini söyleyebiliriz. Zorlu Holding’inde büyük desteğiyle 12 yılda çok önemli bir seviyeye ulaştık.
Filiz Ova: Pandemi sonrası bu seviyelere ulaşabilmek çok önemliydi. Ben göreve başladığımda o dönem salgına yönelik alınan tedbirler nedeniyle burası sessiz ve sakin bir yerdi. O yıkıcı günlerden sonra yeniden bu seviyeye ulaşabilmek çok güzel. Şimdi sırada yeni hedefler var. Hedeflerimizden biri de yapımlarımızı Türkiye’nin farklı kentlerinde sahnelemek. Öte yandan dijitalde de gelişmek istediğimiz alanlar var.
Levent Dokuzer: Aslında pandemiyi de dijitalleşerek geride bıraktık. Bu süreçte Zorlu PSM’nin dijital dünyadaki varlığı kuvvetlendi. Youtube kanalıyla başladı bu süreç. Şimdi çok daha kapsamlı işler geliyor. Bunun bir ayağı da aplikasyon olacak. Bu sadece bir internet sitesinin izdüşümü olmayacak.
– Bu denli canlı bir kültür-sanat yaşantısına sahip başka nereler var? İstanbul bu noktada hangi kentlerle yarışıyor?
Filiz Ova: Benim tecrübelerim doğrultusunda söyleyebileceklerim Londra, New York ve buna Berlin’i de ekleyebiliriz. Bunlar kültür-sanat hayatının çok canlı olduğu kentler. Hem kişisel hem de profesyonel açıdan da en çok beslendiğim üç metropol bunlar. Ancak dünya elbette sürekli hareket halinde. Bizim de yetişemediğimiz yerler oluyor. Örneğin Türkiye ayağını üstlendiğimiz Sonar için Barcelona’ya gidiyoruz. Buna benzer başka festivalleri de takip ediyoruz.
Levent Dokuzer: İstanbul bir yönüyle çok eklektik bir şehir. Biz burada 24 saat yaşamaya çok alıştık. Londra deneyimimden yola çıkarak söyleyebilirim ki orası da İstanbul gibi değil. Londra’da öncesinden ne yapacağınızı planlayıp yola çıkmanız lâzım. Ancak İstanbul çok daha rastgele hareket edebileceğiniz bir şehir. Buna ek olarak Asya metropollerindeki hareketlenmeyi de ihmal etmememiz gerekiyor. Çok büyük bir potansiyeli. Biz de kurum olarak son dönemde Çin ile iletişimimizi güçlendiriyoruz. Özellikle sahne sanatları konusunda çok büyük teknolojik atılımları var. Onların da amacı West End ya da Broadway gibi bir çekim merkezi yaratabilmek. İstanbul da öyle. Burası da kültür-sanat turizmi konusunda önemli bir merkez olma yolunda ilerliyor. Biz bu durumu Zorlu PSM’de çokça deneyimliyoruz.
‘Zorlu PSM’deki çoğu etkinlik kapalı gişe’
-Tam da bu noktaya gelmek istiyordum. Türkiye’nin bu yılki ziyaretçi sayısı beklentisi 61 milyon. Son dönemde konserlerde de turistleri daha çok görmeye başladık. Zorlu PSM bu turist yoğunluğunu çekebiliyor mu?
F.O.: Oransal baktığımızda elbette ki Türk izleyici kadar değil ama büyük yabancı konserler, Sonar gibi festivaller özellikle çevre ülkelerden ilgi çekiyor. Önümüzdeki beş yıl içerisinde bu ilgiyi daha da artırmak ve yurtdışından insanları kültür-sanat etkinlikleri için İstanbul’a çekmek hedeflerimiz arasında. Bir diğer hedefimiz de kendi yapımlarımızı yurtdışına götürebilmek. Zorlu PSM 12. yılını kutlayan sürdürülebilirliğini sağlamış kültür-sanat alanında öncü bir kurum. Dolayısıyla devam ettirebilmek için yeni stratejiler de üretmek gerekiyor. Şunu söyleyebilirim ki çoğu etkinliğimiz kapalı gişe. Ortalama doluluk oranlarımızsa yüzde 80’lerin üstünde. Bu belli bir doygunluk seviyesi anlamına da geliyor. Üstelik bu oranın içinde her yaş grubundan insan yer alıyor. Yapılan araştırmalarda Türkiye’de, her iki kişiden biri PSM’yi bildiği sonucu ortaya çıktı. İstanbul’daysa bu oran yüzde 90’a ulaşıyor. Normalde yılın 300 gününü beş ayrı sahnemizde etkinliklere ayırırken geriye kalan 65 günü de sahne yenilenmesi ve bakıma ayırıyoruz. Hedefimiz yakın bir gelecekte yılın 320 gününde Zorlu PSM’de etkinlik düzenlemek.
-Peki Zorlu PSM’nin dünya çapında bilinirliği şu an hangi seviyede?
F.O.:12 yıldır uluslararası pek çok yapımla çalıştık. Bu da küresel çapta Zorlu PSM’yi bilinen bir kurum haline getiriyor. Artık yeni safhaya geçip yapımlarımızı yurtdışında da tanıtıp buraya insanları çekmeyi hedefliyoruz. İstanbul’un çok büyük bir potansiyeli olduğunu düşünüyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yaptığı tanıtımlar da bu noktada çok önemli. Bizim sektör için de çok büyük bir destek aslında.
-Zorlu PSM, İstanbul Havalimanı’na inen bir turist için ulaşması en kolay nokta. Sadece aktarma amacıyla bile İstanbul’a gelen biri zamanı yetiyorsa gelip burada bir etkinliği izleyebilir…
L.D.: Bunu yaşıyoruz. Zorlu PSM hem ve üç kata yayılan fuaye alanlarıyla toplam 55 bin m2’lik alanıyla, beş ayrı sahnesiyle hem de konum itibarıyla çok değerli bir yerde. Öte yandan az önce bahsedildiği gibi yakın coğrafyalardan da ziyaretçileri çekiyoruz. Bununla birlikte son dönemde İtalya ve İspanya gibi ülkelerden de ziyaretçiler Zorlu PSM’ye geliyor. Bunun da başlıca nedeni dokuz yıldır üstlendiğimiz Sonar İstanbul festivali. Bu festival Barcelona dışında İstanbul ve Lizbon’da gerçekleşiyor. Sonar’ın yanı sıra kendi markamız olan MIX Festival’e ve PSM Loves2Dance gibi etkinlik serilerimize de farklı ülkelerden turist gelmeye başladı.
‘Zorlu PSM açıldığı günden beri müzikalleriyle tanınıyor’
-Konuşmamızda heyecanla dile getirdiğiniz Zorlu PSM yapımlarına geçmek istiyorum. Aslında pandeminden bir süre başlamıştı ama özellikle son dönemde bu yapımlar ivme yakalamış durumda. Böylesi bir ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
F.O.: Bir yapımı sahneye taşırken belirli bir izleyicisi olduğunu düşünerek harekete geçiyoruz. Neticede izleyicinin davranışlarını da yakından takip ediyoruz. Bu noktada çeşitli algı araştırmaları da yapıyoruz. Örneğin şu anda en çok ilgi gören içerikler komedi ve tiyatro. Dünyada da böyle bir trend söz konusu. Bu yapımları sahneye taşırken dünyadaki trendleri de takip ediyoruz. ‘Alice’, ‘1923’, ‘Afife’, ‘Aile Yalanları’, ‘Balina’ ve ‘Hayalperest’ gibi yapımlarla çok daha büyük hayaller kurmaya başladık. Önümüzdeki dönemde Zorlu PSM bu alanda da büyüyecek.
L.D.: Zorlu PSM açıldığı günden beri müzikalleriyle tanınıyor. En başından itibaren her sene Türkiye’ye büyük bir müzikali getirmeyi amaç edindik. Yaratılan ileri teknolojiye sahip sahnelerimiz, teknik altyapımız ve yaratıcı ekibimizin çalışmaları, bizi bu alanda fark yaratan bir konuma taşıdı. Büyük prodüksiyonlu yapımlar, hem estetik hem de teknik anlamda sınırları zorlayarak kültür-sanatın erişilebilirliğini artırıyor ve seyircilerimizin Zorlu PSM’de eşsiz deneyimler yaşamasını sağlıyor. Hatta 2025 yılında Broadway’in şu anda en uzun süre sahnelenen müzikali ‘Chicago’yu 15-20 Nisan tarihleri arasında Zorlu PSM’de ağırlayacağız. Bu eleneğimizi sürdürüyoruz. Pandemi sonrası diyeceğim çünkü bu olay kültür-sanat dünyası için de bir dönüm noktasıydı; Biz de yabancılar gibi yapımlar yapabileceğimize inandık. Buradaki bilgi birikimi ve altyapıyla “biz de bir West End ya da Broadway tadında bir iç yapım sahneleyebiliriz” dedik. Bir diğer hedefimiz de kendi yapımlarımızı yurtdışına taşımak.
F.O.: Çok sayıda eser siparişi veriyoruz. Yeni eserlerin yanı sıra uyarlamalar da sipariş ediyoruz. Şu an pek çoğu görünür değil ama önümüzdeki yıllarda bugünkü çalışmalarımızın sonuçlarını göreceğiz. Şu anda da pandemi dönemindeki yatırımlarımızın sonuçlarını görmekteyiz.
-Türkiye böyle yapımlar için geç mi kaldı?
F.O.: Yok, ben kesinlikle öyle düşünmüyorum. Şu an çok doğru bir zamandayız. Sadece bizim değil sektördeki diğer isimlerin de gelecekte yurtdışında da turne yapacağına inanıyorum.
L.D.: Ben de geç kaldığımızı düşünmüyorum. Türkiye televizyon dünyası için önemli bir marka. Türk yapımı diziler tüm dünyada yayınlanıyor. Dolayısıyla televizyonda gördüğümüz oyuncuları dünya tanıyor. Salonlarda da bu oyuncuların çok sayıda oyunu sahneleniyor. Dolayısıyla tıpkı diziler gibi bizim tiyatro ve müzikal yapımlarımız da yurtdışında geniş kitlelere hitap edecektir.
-Bu noktada Zorlu PSM yapımı oyun ve müzikallerin hem Türkiye hem de yurtdışında turneye çıkması yönünde çalışmalarınız var mı? Yakında şu sözü duyacak mıyız? “Bir Zorlu PSM yapımını artık yurtdışında”
F.O.: Şu anda çok büyük yapımlara imza atıyoruz. Dolayısıyla bunların turne versiyonları için de ayrıca çalışmak gerekiyor. Yakın gelecekte hem Avrupa kentlerinde hem de daha yakın coğrafyalarda yapımlarımızla yer almayı çok istiyoruz. Önümüzdeki sezonda yurtdışında da aktif olacağımızı söyleyebilirim.
‘Yılda binin üzerinde etkinlik yapıyoruz’
-İstanbul’a yeni yeni kültür sanat mekânları açılıyor. Kimisi merkezi yönetim, kimisi belediye kimisi de özel yatırım. Bu noktada rekabete nasıl bakıyorsunuz?
L.D.: Rekabet her zaman iyidir. Bu durum bilet satışlarını da canlandırıyor. Korktuğumuz ya da çekindiğimiz bir durum değil. Tam da olmasını arzu ettiğimiz bir durum. Bu nedenle çeşitlilik de çok değerli. “Zorlu PSM’ye kimler geliyor?” diye sorsanız bunun tek bir cevabı yok. Herkes geliyor. Bunun sebebi de programımızda müzikalden tek kişilik tiyatrolara, dünyaca ünlü yapımlardan yerli ve yabancı sahnenin alternatif isimlerine kadar geniş bir yelpazede içerik sunmamızdan kaynaklanıyor.
F.O.: Keşke daha fazla mekân olsa da buradaki pastayı da büyütebilsek. Bu çok önemli bir nokta. Bunu sadece rekabet olarak düşünmeyelim. Sektörü daha da büyütebilsek ne güzel olur. Biz bu noktada kendimizi dünyayla da kıyaslıyoruz. Biz yılda binin üzerinde etkinlik yapıyoruz. 11.sezonumuzu 1066 etkinlikle tamamlamıştık. 12. Sezonda bu sayıyı da aşacağız gibi duruyor.
-Zorlu PSM tarihi boyunca dünya çapında pek çok ismi müzikseverlerle buluşturdu. Yabancı müzisyenlerle konser için temasa geçtiğinizde yaklaşımları nasıl oluyor?
F.O.: Zorlu PSM müzik dünyasında da iyi bilinen bir kurum. Müzisyenlerin takvimlerinde bir uyuşmama olmadığı sürece herhangi bir sorun yaşamıyoruz bu noktada. Önemli olan rotasına dahil olabilmek.
L.D.: Kurum olarak da dünya genelinde müzisyen ve temsilcileriyle sık sık toplantılar yapıyoruz. Yurtdışı seyahatlerimizin önemli bir bölümü bu tip toplantıları gerçekleştirmek için düzenliyoruz.
-2025 için müzikseverlerin beklentileri çok büyük. Pek çok yabancı müzisyen İstanbul’u turne programına dahil ediyor. Yeni yıldan sonra onları heyecanlandıran konserleri Zorlu PSM’de görecek miyiz?
F.O.: Evet. Cevap kısa oldu ama ne yazık ki şu anda detayları açıklayamıyoruz. Festival ve konser serileri kapsamında bizim de içimizi kıpırdatan çok heyecan duyduğumuz etkinlikler olacak.
L.D.: Sonar Istanbul ve MIX Festival zaten bizim yıllardır çok önemli isimleri ağırladığımız festivallerimiz. 2025’te de heyecan uyandıracak isimleri açıklayacağız. PSM LovesSummer dördüncü senesinde de yaz aylarında önemli isimleri İstanbul’da ağırlayacak. Bu yıl başlattığımız PSM Loves2Dance Festival ile de özellikle elektronik müzik alanında önemli isimler İstanbul’a gelecek.
-Özel bir soru geliyor; Son dönemde konser için anlaşma sağladığınıza en çok sevindiğiniz isim kimdi?
F.O.: Benim açık ara Arctic Monkeys. Pandemi gibi bir dönem sonrasında o konseri yapabilmek çok önemliydi.
L.D.: Benim en çok heyecanlandığım isim 2025’te geleceği için şimdilik açıklayamıyorum. Ama duyurduğumuzda çok ses getireceğine inancım tam.
-Gönül isterdi ki sanata herkes kolayca erişebilsin. Ama bu noktada özellikle maddi nedenlerden ötürü sanat faaliyetlerinden mahrum kalan insanlar var. Onlara yönelik çalışmalarınız var mı?
F.O.: Bizim kültür sanata erişimi olmayan kesimlere yönelik çalışmalarımız var. Grubumuz Zorlu Holding’in Akıllı Hayat 2030 sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda tüm faaliyetlerimizde toplum için ortak değer ve fayda yaratmayı kendimize misyon edindik. 2022 yılında pilot olarak başladığımız “İlk Tiyatrom İlk Konserim” projesini ‘’Hepimizin Sahnesi’’ mottosuyla 2 yıldır gerçekleştiriyoruz. Bu projeyle İstanbul’un dezavantajlı bölgelerinde yaşayan daha önce hiç konsere ya da tiyatroya gidememiş yetişkinler, çocuklar ve gençleri Zorlu PSM etkinliklerinde ücretsiz olarak ağırladık ve sanatla tanıştırdık. Yıl sonuna kadar da bu projemizde 5 bin kişiyi ağırlamış olacağız.. Hatta çok yeni bir haber de vermek isterim; İlk Tiyatrom İlk Konserim ile kültür sanat alanında yarattığımız etki neticesinde sosyal fayda alanında ödüle de layık görüldük.