Antakya, bir yandan yaralarını sarmaya çalışırken bir yandan da aslında hep olması gerektiği gibi zengin tarihiyle de akıllarda. Binlerce yıllık birikimi geçen yıl meydana gelen depremlerde zarar görse de bu kadim şehir zengin tarihi eserlerini yaşatmaya devam ediyor. Üstelik bunu hem fiziksel hem de sanal alemde yapıyor. Antakya Sanat Müzesi adıyla kurulan internet sitesi, kentin olağanüstü güzellikteki mozaiklerini adeta envanterini çıkarıp sanal alemde tarihe bir not düşüyor.
Sitenin kurucusu İskender Azaroğlu bir eşi olmayan bu projenin ortaya çıkışını şu sözlerle anlatıyor: “6 Şubat 2023 depremi kadim şehir Antakya’yı dümdüz etti. Sanırım böyle bir şehrin toparlanması en az 20 yıl alacaktır. Ben de gençlerin ve gelecek nesillerin şehirlerini daha iyi tanımaları ve tarihi önemine anlamaları için depremden beri çeşitli projeler geliştiriyordum”
Dünya genelinde 40 müzeden Antakya’ya dair eserler sitede
Milâttan önce 3. yüzyılda General Seleukos’un kurduğu Antakya, hem Helenistik çağın hem de sonrasında Romalıların en önemli kentlerinden biri oldu. Doğu Akdeniz’in merkezi konumundaki kentin sahip olduğu zenginlik hem kamusal hem sivil mimariye yansımıştı. Modern çağda bunu en güzel biçimde yer mzoaikleriyle görmek mümkün. Antakya Sanat Müzesi adlı internet sitesi, şehrin bu büyük zenginliğini bir araya getiriyor. Dünyanın en zengin mozaik koleksiyonuna sahip Antakya Arkeoloji ve Mozaik Müzesi’nin yanı sıra Paris’teki Louvre Müzesi’nde de sergilenen yer mozaiklerini de bu sitede bulmak mümkün. Tabii sadece Louvre değil, dünyanın dört bir yanından 40 müzede sergilenen Antakya’ya dair eserler de bu sitede.
Antakya’da bugüne kadar yapılmış 80 ayrı kazıdan çıkan mozaikler 750 görselle zenginleştirilip Antakya Sanat Müzesi sitesinde meraklıların erişimine açık. Sitenin kurucusu İskender Azaroğlu, Antakya Sanat Müzesi’nin geleceğine dair düşüncelerini şu sözlerle anlatıyor: “Projenin bir diğer hedefi de, yurtdışında sergilenen Antakya mozaik panellerinin replikalarını üreten, aynı zamanda mozaik sevdalılarını bilgilendiren ve eğiten bir Mozaik Stüdyosu kurmak. Şu ana dek 22 mozaik panelin replikaları tamamlandı, iki yıl içinde, memleketimiz Antakya’da eksiksiz bir şekilde Antakya Mozaik Koleksiyonu’na sahip olmayı hedefliyoruz”
Üzerinde “euphrosynos” yani “neşeli” yazan bu iskelet mozağiyi, Antakya Arkeoloji ve Mozaik Müzesi’nide en çok ilgi gören eserlerden biri.
Site, hayatını kaybeden Antakyalılara ithaf edildi
Antakya Sanat Müzesi sitesini depremde hayatın kaybeden dostu Kemal Tolu ve tüm Antakyalılara ithaf eden İskender Azaroğlu, sitenin kuruluş aşamasında Princeton Üniversitesi’nin arşivinden de faydalanmış. Azaroğlu, projeye farklı kurum ve kuruluşların verdiği desteğin öneminiyse şu sözlerle ifade etti: “Bu projenin birçok dünyaca ünlü kurum ve kişinin desteği olmadan eksik kalacağını söylemeliyim. Bu bağlamda, tüm katkıda bulunanlara minnettarım”
Princeton Üniversitesi’ne özel teşekkürlerini ileten İskender Azaroğlu, Antakya Sanat Müzesi hakkında son olarak şunları söyledi: “Antakya Keşif Arşivleri’ni oluşturup kamuya açık hale getirdikleri için Princeton Üniversitesi Sanat ve Arkeoloji Bölümü’ne derin şükranlarımı sunarım. Ayrıca, Paris Louvre Müzesi, Worcester Sanat Müzesi, Baltimore Sanat Müzesi ve Dumbarton Oaks Müzesi dahil olmak üzere tüm kurumlara Antakya Mozaiklerini çevrimiçi olarak sergiledikleri için özel teşekkürlerimi sunarım”
