Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Göbeklitepe'de bulunan, eliyle penisini tutan heykelin görüntüsünün sansürlendiği iddia ediliyor. Lakin bu iddia asılsız. Bakanlık heykel görüntülerini sansürlemeden servis etti. Ama Göbeklitepe'nin bulunmasını sağlayan penisli adam heykeli depoda duruyor.

Geçen cumartesi sabah Kültür ve Turizm Bakanlığı Göbeklitepe ve Karahantepe’de yapılan kazılarda ortaya çıkan önemli buluntuları paylaştı. Bu buluntulardan biri de 2.3 metre yüksekliğindeki heykeldi. İki eliyle penisini tutan bir heykeldi bu. Haberin kamuoyuyla paylaşılması sonrasında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ve Anadolu Ajansı’nın heykel fotoğrafını sansürlediği iddia edildi. Bu iddialar üzerine de bir tartışma başladı.

Oysa ne Kültür ve Turizm Bakanlığı ne de Anadolu Ajansı böyle bir sansürleme girişiminde buludu. 10Haber bakanlığın servis ettiği fotoğrafları kullandı mesela. AA’nın kendi sitesinde de fotoğraflar olduğu gibi yayınlandı. Peki bu tartışma nereden çıkmıştı. Kimi yayın kuruluşları heykel görselini yayınlarken ‘hassasiyet’ göstermiş ve heykelin bütünlüklü görüntüsünü paylaşmamışlardı. Yayın kuruluşlarının bu tercihleri de Kültür ve Turizm Bakanlığı ve AA’ya mal edilmişti.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın servis ettiği fotoğraflarda bir sansürleme yok.

Göbeklitepe tarihin sıfır noktası olarak kabul ediliyor. 12 bin yıl önceki insan atalarımızın insanın cinsel organlarına yüklediği anlam çok başka. Bunun için penisli heykeller bıraktılar o günlerden bize… Hatta bilen bilir ama Göbeklitepe’nin ilk ortaya çıkmasını sağlayan da bir penisli erkek heykelidir.

80’li yılların sonları. Mahmut Yıldız ve amcası Şanlıurfa’da tepelik bir arazide, toprağı sürerken bir heykel bulur. Penisli bir erkek heykelidir bu. Alıp heykeli, evlerine götürürler. Müstehcen olduğunu düşündükleri için ahıra koyarlar ve üstünü örterler. Köylülerin heykel görüp onlarla dalga geçmesi canlarını sıkar. Fakat bu heykelle ne yapacaklarını bilemezler. Devlete teslim etmeye karar verirler.

Göbeklitepe’nin ortaya çıkmasını sağlayan heykeli Mahmut Yıldız bulmuştu. Tüm serüveni de o anlattı.

Ama ‘devlete kirli heykel götürülmez’ diye de bir güzel yakıyıp, öyle Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’ne teslim ederler. Müzede bu heykelin değerini kavrayacak Neolitik Çağ uzmanı yoktur o sırada. Heykel depoya kaldırılır. Aradan zaman geçer. 90’lı yıllarda Urfa’da Nevali Cori kazısını yapan Prof. Harald Hauptmann ile onun ekibinden öğnencisi Klaus Schmidt bu kazıdan çıkarılan eserleri teslim etmek için müzeye gelirler.

Göbeklitepe’nin ortaya çıkmasını sağlayan heykel uzun yıllardır depoda tutuluyor ve sergilenmiyor.

Müze yetkilileri Örencik Köyü’nde yaşayan köylülerin getirdiği heykeli gösterir onlara. Schmidt’in o an gözleri parlar “Nereden buldunuz?” diye sorar müze yetkilisine. Hemen Örencik Köyü’ne gidilir, köylüler bulunur, Schmidt ile köylüler heykelin bulunduğu araziye giderler. İşte o arazi kazılır ve altından insanlık tarihini değiştiren, tarihin sıfır noktası olarak nitelendirilen Göbeklitepe ortaya çıkar.

Peki Göbeklitepe’nin ortaya çıkmasını sağlayan bu heykel nerede? Birkaç yıl önce Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’ne gittiğim zaman heykelin depoda olduğu söylenmişti. Yani sergilenmiyordu. Dün müze müdürü Celal Uludağ’ı arayıp heykelin akıbetini sordum. Uludağ bilimsel çalışmalar nedeniyle hala depoda tutulduğu söyledi.

Heykelin günümüz dünyasına göre müstehcen kabul edildiği için mi sergilenmediği, müzenin böyle bir hassasiyeti olup olmadığını sorduk. Uludağ böyle bir hassasiyetleri olmağını, o döneme ilişkin benzer heykellerin müzede sergilendiğini anlattı.

Göbeklitepe kazılarında büyük keşif: En eski boyalı heykel bulundu