Fransız lüks moda markası Hermes milyonlarca dolarlık cirosu olan bir şirket. Ancak son 3 yıldır İzmir'de bir sahaf dükkanıyla 'uğraşıyor.' Çünkü dükkanın adı 'Hermes Sahaf.' Avrupalı Hermes, bu Yunan tanrısının adının kendisine ait olduğu iddiasında

Fransız girişimci Thierry Hermès tarafından 1800’lü yıllarda kuruluyor lüks moda markası Hermes. Modanın kalbi olarak bilinen Fransa’nın en köklü markalarından. Özellikle eşarpları ve çantalarıyla ünlenen Hermes lüks denince akla ilk gelen markalardan da biri.

Bu kadar lüks bir markanın herhangi bir ürününe sahip olmak zor. Ancak İzmir’de sahaf dükkanı olan Ümit Nar için Hermes’in bambaşka bir anlamı var birkaç yıldır. 15 yıldır sahaflık yapan Nar’ın dükkanının ismi de Hermes Sahaf.

2021’de dükkanının ismi başına bela oluyor. Aralık ayında markasını tescil ettirmek için Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvuran Nar’a Fransız lüks moda markasının Türkiye ofisi isim hakkı ihlali nedeniyle dava açtı.

Nar 15 yıldır sahaf dükkanı işletiyor.

İki Hermes arasındaki anlaşmazlık üç yıldır devam ediyor. Ümit Nar hukuki sürecin nasıl başladığını ANKA Haber Ajansı’na şu sözlerle anlatıyor: “Hermes Paris’in Türkiye’deki bütün tescilleri aldığını, benim bu markayı kullanamayacağımı, bir karıştırma benzerlik olduğunu ve benim art niyetli olduğumu belirterek dört ayrı başlık altında itiraz etti.”

Davanın ardından Patent Kurumu Nar’ın markasını tescil etmedi. Ancak itiraz edilen dört başlıktan üçünde Nar’ı haklı buldu. Hermes’in haklı bulunduğu madde ise Nar’ın Hermes adıyla etkinlik yapmasına engel oluyor. Nar durumu “Bir organizasyon ya da dergi, kitap basımı gibi mesleğimin özünü de teşkil eden işleri yapabilmemi engelliyor” diye anlatıyor.

Patent Kurumunun kararının ardından başlattığı dava sürecini anlatan Nar Hermes Paris’in Türkiye’deki temsilcilerine dava açtıklarını söylüyor. Tek istekleri durumun düzeltilmesi:

“10 Ocak’ta ilk duruşma görüldü. Mahkeme heyeti marka uzmanlarından oluşan üç bilirkişi atadı. 27 Mart’ta ise ikinci duruşma var. O arada bilirkişiler eğer hazırlarsa rapor ortaya çıkacak ve logosu, yazım şekli ve faaliyet kolu benzemeyen iki firma arasında avukatlık bürosunun iddia ettiği gibi bir karıştırma ya da benzerlik ihtimalinin olup olmadığını bilirkişiler tespit etmeye çalışacak.”

Nar’a göre Hermes insanlığın ortak mirası bir isim. Dolayısıyla şirketin bu tutumunu mantıksız buluyor ve kendi mağduriyetini anlatıyor:

‘Onlar milyon dolar cirolu bir şirket, ben tek şubeli sahafım’

“Ben on beş yıldır bu mesleği yapıyorum. Sahaflar Derneği Başkanlığı’nı da yürütüyorum. Pek çok etkinlikte ismimin bilinmesi nedeniyle insanların bana güven duyması sebebiyle bazı kampanyalara önayak olmuşluğum var. Dolayısıyla sadece markamı tescil ettirmek ve bu yöndeki anlamsız engelin de kaldırılmasını istiyorum.

İş konumuz benzer olsa, ben tekstil deri işi ile uğraşsam ve itiraz etseler anlayabilirim. Ama tamamen ayrı alanlarda, ayrı kulvarlarda ve tamamen ayrı müşteri grubuna hitap ediyoruz. Yani onlar kendi tabirleriyle milyar dolarlık ciroları olan bir şirket. Ben ise küçük çaplı tek dükkanı tek şubesi olan bir ikinci el kitapçıyım. Yani yeni kitap bile değil ikinci el kitap satıyorum. Dolayısıyla alanlarımız çok farklı.”

Ortak değerler kimsenin tekelinde olmasın

Ümit Nar’ın en büyük dileği mahkemenin en nihayetinde kendi lehine sonuçlanması. Ayrıca kültürel mirasın ortak varlıklarının kimsenin tekeline girmemesi için bir emsal oluşturmayı da istiyor:

“Bu tip kültürel unsurların yani Hermes, Zeus, Dede Korkut ya da Noel Baba, Santa Claus gibi bu tip kültürel varlıkların herhangi bir şekilde, herhangi bir firmanın tekeline girmemesini sağlamak. Böyle bir dert de ortaya çıktı. Yani bu mesele değildi benim açımdan başta, ama geldiğimiz noktada bu da önem kazanmaya başladı.”

Sel mağduru sahafa Türkiye’nin dört bir yanından kitap yağıyor