UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri tehdit altında. Üstelik bu görüşe sahip olanlar arasında UNESCO da var. Duvar’dan Evrim Deniz’in haberine göre UNESCO, bu tarihi bölgeyi Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi’ne alınması için hazırlık yapılıyor. Henüz taslak olan kararın 9 Eylül’de Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da yapılacak Kültürel Miras Merkezi toplantısında kesinleşebilir.
UNESCO’nun almaya hazırlandığı bu kararı ilk duyuran isimse Diyarbakır Müze Müdürü ve eski Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Alan Başkanı Nevin Soyukaya. Diyarbakır’ın bu tarihi bölgesine dair UNESCO’nun eylül ayında alacağı kararı kamuoyuna duyuran isim olan Nevin Soyukaya, yaptığı paylaşımda “Üzgünüm! Bunca yıkım, bunca tahribattan sonra olacağı buydu. Planlı ve sistematik bir şekilde yok edildi Suriçi. UNESCO, Dünya Mirası Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzaj Alanını, Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi’ne almaya karar verdi” dedi. Peki ne oldu da bu tarihi alanda işler bu noktaya geldi?
Duvar’a konuşan Nevin Soyukaya, UNESCO Dünya Mirası Hevsel Bahçeleri ve Dicle Vadisi’nde nehir ıslahı bahanesiyle alanın doğallığını, bütünlüğünü ve özgünlüğünü bozan yeni düzenlemelere gidildi. Hevsel Bahçeleri’nde endüstriyel üretim başlatıldı ve yetkililer buna seyirci kaldı.
Soyukaya: Alan başkanı Ankara’da çalışan bir memur
Endüstriyel üretimle elde edilen ürünler, büyük araçlarla alan dışına çıkarabilinsin diye belediye tarafından Hevsel Bahçeleri’ndeki patika yolların geniş caddelere dönüştürüldüğünü söyleyen Nevin Soyukaya, bin yıllardır korunmuş bahçe sınırlarının, parseller birleştirilerek genişletildiğini ve bu yüzden de geleneksel üretimin durma noktasına geldiğini sözlerine ekledi.
Açıklamalarına devam eden Nevin Soyukaya, “Dünya Mirası Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzaj alanının, alan başkanı, Ankara’da Kültür Bakanlığı’nda çalışan bir memur olarak gözüküyor. Ankara’da yaşıyor. İlk kayyımın atanmasıyla birlikte Büyükşehir Belediyesi’ndeki Kültürel Miras Daire Başkanlığı ve Alan Yönetim Şube Müdürlüğü lağvedildi. Son derece katılımcı bir yöntemle 2014’de hazırlanan ve UNESCO tarafından da kabul edilen Alan Yönetim Planı hiçbir şekilde uygulanmadı. Danışma Kurulu, Yürütme Kurulu gibi yerel katılımcı yönetimi sağlayan kurullar fiili olarak lağvedildi” dedi.
UNESCO’nun alacağı bu kararın Türkiye için bir prestij kaybı anlamına da geleceğini iddia eden Soyukaya, tehlikeye şu sözlerle dikkat çekti: “Bu karar, adaylık başvurusu yapılırken taraf devletin koruma taahhüdüne uymadığı ve korumak için işbirlikleri yapmadığı anlamına geliyor. Aynı zamanda ciddi bir uyarı niteliğindedir. Zira Dünya Miras Listesi’nden, Risk Altındaki Miras Listesi’ne taşınması ciddi bir prestij kaybıdır.”