Eğer şimdi Trabzon’a giderseniz kentin deniz kenarında konumlanan ve sanatçıların mekanı olarak bilinen Ganita’ya yolunuz düşerse etrafta sadece Necip Fazıl Kısakürek’in heykelini göreceksiniz. Kısakürek bir süre Trabzon’da yaşamış hatta Ganita’da şiir kalem almış olsa da Trabzon denilince ilk olarak akla gelen başka sanatçılar da var. Bedri Rahmi Eyüboğlu, Hasan İzzettin Dinamo, Oktay Rıfat, Yaşar Miraç, Yusuf Katipoğlu, Orhan Peker gibi…
2011’de heykeller kaldırılmıştı
Bu nedenle şehrin kültür ve sanat merkezi olarak bilinen Ganita’da sadece Kısakürek’in heykelinin bulunması tepki topluyor. Gazete Duvar’dan Fatih Saygın’ın haberine göre birçok yazar ve ressamları yetiştiren Trabzon’da, kentte kısa bir süre kalan Kısakürek’in heykelinin tercih edilmesi siyasi bir karar olarak yorumlanıyor. 2011’de ise Trabzon’daki Meydan Parkı yenilenirken heykeltraş Orhan İlyas imzalı Sabahattin Eyüboğlu, Hasan İzzettin Dinamo, İbrahim Cudi Bey ve Celalettin Algan’a ait büstler depoya kaldırılmıştı.
Bölgenin Trabzon’un sembol konumlarından biri olduğunu belirten ‘Ganita; Akşama Doğruyum Ben’ kitabının yazarı Ercan Yılmaz ise Kısakürek’in Ganita’ya heykelini koyacak kadar Trabzon’u simgeleyen önemli bir figür olmadığını şu sözlerle anlatıyor: “Ganita ve Trabzon’la özdeşleşmiş başka heykeller de olsaydı bunların yanına Necip Fazıl’ın da heykeli koyulabilirdi. Ganita dediğimiz zaman kültür sanat atmosferi gelir akla. Bedri Rahmi, Sabahattin Eyüboğlu, Oktay Rıfat, Hasan İzzettin Dinamo, İsmail Safa gibi isimlerin orada olması çok daha anlamlı olabilirdi.”
‘Bin heykel olacaksa, 999’ncusu Necip Fazıl olabilir’
Heykeltraş Hasan Fehmi Hızal ise Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin kentin kült sanat değerlerini yok sayarak olumsuz yönde politik bir tutum içinde olduğunu söylüyor:
“Bir alana heykel koymak için her şeyden önce kültürel olarak bunun arzu edilir, beklenir, yakışmış denilecek bir öneri olması gerekir. Belki orada bin tane heykel olsa dokuz yüz doksan dokuzuncusu Necip Fazıl olabilir. O koca tasarlanmış alana kata kata sadece Necip Fazıl’ı katarsanız, olumsuz anlamda politik davranmış olursunuz. İnsanlar dikkate alınmadan, kendi kafalarına göre iş yaparak birilerine yaranmaya çalışmış olabilirler. Orada beklenen ve oranın çağırdığı bir iş değil. Ulusal ve uluslararası arenaya sıçrayan bir hikayesi var Ganita’nın. İnsan deniz ilişkisinin yeniden kurulacağı çalışmalar yapılabilirdi”