Rembrandt ışığın ve gölgenin ressamı olarak anılıyor sanat tarihinde. Çalışmaları prensler tarafından satın alınan, yaşarken sanatına değer verildiğini gören ender sanatçılardan biri o. Kariyerinin en önemli resmi ‘Gece Nöbeti’ de sanat tarihine geçmiş bir eser. Ve tüm ikonik eserler gibi onun da bir gizemi var.
Zira böyle iki tablo var!
Tablo Yüzbaşı Frans Banning Cocq’un, Teğmen Willem van Ruytenburch’un komutasında ilerleyen şehir muhafızlarının gece devriyesini tasvir ediyor. ‘Gece Bekçisi’ birkaç yıllık çalışmanın sonrasında 1642’de tamamlandı. Ancak biter bitmez bugünkü ününe kavuşmadı tabii… Maalesef Rembrandt da kariyerinin en önemli tablosunun dünyaca üne kavuştuğunu göremeyen sanatçılardan biri. Eser 1715 yılında Amsterdam Şehir Müzesi’ne geldi. Yalnız bir sorun vardı, tablo sergi alanı için fazla büyüktü. Dolayısıyla bölünmesi gerekti. Ancak bir Hollandalı ressam, Gerrit Lundens orijinali bir bütün olarak kalsın diye resmin kopyasını yaptı. Rembrandt’ın ‘kesilmiş’ tablosu bugün Amsterdam’da Rijksmuseum’da sergileniyor. Gerrit Lundens’unki ise Londra’da National Gallery’de.
Bu altın rengin sırrı ne?
Tablonun gizemleri bununla da sınırlı değil. Başta da dediğimiz gibi Rembrandt ışığın ve gölgenin ressamı olarak anılır. Bu tabloda da özellikle resmini çarpıcı altın detaylarının nasıl yapıldığı her zaman merak edilmişti. Neyse ki bilim bu gizemi de aralamak için kolları sıvadı.
Hollanda’nın Amsterdam Üniversitesi’nden kimyagerler ressamın tabloyu çarpıcı altın detaylarla nasıl süslemeyi başardığını çözdü. Bunun için de yüksek teknolojili spektroskopik teknikler kullandılar. Sonuç olarak Hollandalı sanatçının altın parıltıyı oluşturmak için belirli arsenik sülfür pigmentlerini diğer pigmentlerle karıştırdığını buldular. Rembrandt tablonun iki kahramanından biri olan Teğmen Willem van Ruytenburch’un giydiği işlemeli buff ceket ve çift kollu altın ipliği boyamak için bu tekniği kullanmış.
Araştırma arsenik sülfür pigmentlerinin kullanımını detaylandıran kaynaklar tarafından da doğrulandı. Böylece17. yüzyıl Amsterdam’ında sanatçıların daha önce inanıldığından daha geniş bir yelpazede malzeme kullanıldığına duyulan inanç da güçlendi.