2009’dan beri her yıl Hrant Dink’in doğum günü olan 15 Eylül’de Uluslararası Hrant Dink Ödülü açıklanır. Bu ödül Hrant Dink Vakfı tarafından insanlara mücadeleye devam etme yolunda ilham ve umut veren, ayrımcılıktan, ırkçılıktan, şiddetten arınmış, daha özgür ve adil bir dünya için çalışan, bu idealler uğruna bireysel risk alan, ezber bozan, barışın dilini kullanan kişi, kurum veya gruplara veriliyor. Bu yıl ödüllere Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ve Sierra Leone’den aktivist Rugiatu Neneh Turay değer görüldü.
Dün akşam Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen törende vakıf adına izleyicilere hoşgeldiniz mesajını Hrant Dink Vakfı Başkanı Rakel Dink iletti ve konuşmasında “Devletlerin şiddeti, şiddet söylemini, şiddet ortamını, toplumsal ve bireysel şiddeti besliyor. Yükselen şiddet yaşama değil, ölüme hizmet ediyor” dedi.
Sonra da Türkiye’deki en uzun ömürlü kadın örgütlenmelerinden biri olarak kadınların bir arada güçlenmesine imkan sağlayan; feminist hareketin güçlü simgelerinden biri olan ve feminist hareketin farklı kuşaklar arasındaki geçişine olanak sağlayan; yıllardır kararlılıkla şiddete karşı mücadele eden Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’na ödülü verildi.
‘Ödülü yolu Mor Çatı’da geçen bütün kadınlar adına alıyoruz’
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı adına konuşma yapan Selime Büyükgöze, Melike Keleş, Leyla Soydinç ve Yasemin Temizarabacı konuşmalarında kadınların eşit haklarına göz dikildiği, feminizmin itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı şu dönemde, bu mücadeleyi sahiplendiklerine; güçlü ve umutlu hissettiklerine vurgu yaptılar:
“Bugün burada Hrant Dink Ödülleri’nde bir arada olmak, bizim için Türkiye’de ayrımcılığa karşı verdiğimiz mücadelenin ve kurduğumuz dayanışmanın gücünün, başka bir dünya kurmaya dair inancımızın ortaklığının bir ifadesi. Burada ödülü almak üzere kalabalık bulunmamız Mor Çatı’nın yapısal olarak hiyerarşik olmayan kolektif kimliğini vurgulamak ve bu ödülü Mor Çatı’dan yolu geçen tüm kadınların ortak mücadelesi adına aldığımızı göstermektir.”
Ödül, her yıl, biri Türkiye’den, biri Türkiye dışından iki kişi, kurum ya da gruba veriliyor. Hrant Dink Ödülü’ne Türkiye dışından değer görülen isimse bu yıl Sierra Leone’de yaşadığı toplulukta derin köklere sahip bir geleneği dönüştürme çalışmaları nedeniyle aile üyeleri ve toplum liderleri dahil olmak üzere toplumsal tepkilere rağmen örgütlülük oluşturarak kız çocukları ve kadınlar için kadın genital mutilasyonuna karşı mücadelesini uzun yıllardır cesaretle sürdüren Rugiatu Neneh Turay’dı.
‘Zalimane ve barbarca olan bu uygulamayı durdurmak istedim’
Törende uzun uzun ayakta alkışlanan Turay zaman zaman ağladığı konuşmasında “Bu zararlı uygulamayla mücadele yolculuğum, annemi kaybettikten 10 gün sonra, hâlâ okula devam ettiğim bir dönemde başladı. Üvey annem ve halam bana ve kız kardeşlerime kadınlığa erişme günümüzün gelip çattığını söyledi. Bu olay 15 Temmuz 1985 sabahının erken saatlerinde yaşandı. İlk başta epey heyecanlanmıştım, çünkü bu işin detayları bana açıklanmamıştı.
Önce gözlerimiz bağlandı, sonrasında sırayla karanlık bir odaya alındık. İşte bu karanlık odada yaşadıklarımız, bugün hâlâ içimde taşıdığım, tarif edemediğim bir acıyla bezenmiş yaralar açtı. Klitorisim, olabilecek en zalimane yöntemlerle kesildi, üstelik beni çok sevdiklerini ve kaybettiğim annemi temsil ettiklerini iddia eden akrabalarımın gözleri önünde, ben can çekişir haldeyken. En hafif tabiriyle, ihanete uğramış, istismar edilmiş ve taciz edilmiş hissetim. İçim, tüm benliğim acıyla, büyük bir acıyla kaplandı. Bu kader anında, kafa karışıklığı, pişmanlık, nefret ve ruhuma yapılan bu kötülüğün intikamını alma hisleriyle doldum. Yaşım ilerledikçe, kalbimde bir değişim ve dönüşüm arzusu yer etti. Kültür kisvesi altında kadınları ve kız çocuklarını insanlıktan çıkaran bu zalimane ve barbarca uygulamayı durdurmak istedim” dedi.