42. İstanbul Film Festivali dün akşam Kadıköy'de Süreyya Operası'nda düzenlenen açılış töreniyle başladı. Onur Ödülü sahibi Nevra Serezli'ye yapılan Metin Akpınar sürprizi, festival tarihinin unutulmaz anları arasında yerini daha şimdiden aldı. 10Haber de oradaydı.

İstanbul Film Festivali’nin açılışını yapmak için, İstiklal Caddesi’nden Yeşilçam Sokağı’na sapıp Emek Sineması’na gidilen günler eskide kaldı. Artık ne İstiklal Caddesi o eski İstiklal Caddesi ne de Emek Sineması var. “Hadi başlıyoruz çocuklar” diyerek sinema salonunun kapılarını kapattıran ve festivalin açılış vuruşunu yapan Hikmet Abimiz (Dikmen) de yok.

Ama dün İstiklal Caddesi yerine Kadıköy’de Bahariye Caddesi’ni katettik 42. İstanbul Film Festivali’nin açılışını yapmak için. Emek Sineması yerine de eskiden sinema olan Süreyya Operası’nın kapısından girdik. Ortamda CRR’deki ya da Lütfi Kırdar’daki açılışlarını unutturan ve yıllar önceki Emek Sineması’nda yapılan açılışları hatırlatan bir atmosfer vardı.

Bir ilk festival Kadıköy’de açılıyor

Bildiğim kadarıyla bu bir ilk. Festival Anadolu yakasında ilk defa açılıyor. Bunda eskiden Beyoğlu’nda yaşanan festival ruhunun son yıllarda Kadıköy’e taşınmasının etkisi var mı bilemiyorum. Ama tercihin festivalcilere iyi geldiği de akşam açılışa gelenlerin yüzlerinden okunuyordu.

Ali İhsan Varol’un heyecanlı bazen de fazla heyecanlı sunumun bir nedeni belki de bu atmosfer ve insanları yüzlerine yansıyan iyi olma haliydi. Ve bu heyecan Onur Ödülü için Nevra Serezli sahneye çağrıldığı zaman iyice görünür oldu. Belli ki bir konuşma hazırlamıştı Serezli ödül için. Ama ona ödülü vermek için Metin Akpınar ismi anons edilince, Serezli sahnede heyecandan zıpladı. İstanbul Film Festivali tarihinin unutulmayacak anlarından biriydi. Alkış kıyamet…

Devekuşu Kabare yıllarından. Zeki Alasya ve Ali Yalaz’ı rahmetle anıyoruz. Bu fotoğraftan yıllar sonra Nevra Serezli ile Metin Akpınar bir başka kadrajda yine buluştular.

‘Brad Pitt gelse bu kadar olmazdı’

Serezli dayanamadı “İyi alkış aldık Metin, birlikte bir şey mi yapsak” dedi. Ama hala kendisine Onur Ödülü’nü verecek ismin Metin Akpınar olmasına inanamıyor gibi bir hali de vardı. Tam bir sürpriz olmuştu onun için. “Brad Pitt’i getirseniz bu kadar olmazdı” dedi. Tabii ki onların ilişkisi çok farklı. Serezli için Metin Akpınar bir usta… Akpınar’ın bir Ankara turnesinde görüp “Tam da bizlik ne güzel bir kabare oyuncusu olur” dediği Nevra Serezli birkaç yıl sonra Devekuşu Kabare’nin kapısından içeri girecek ve ikili birçok kez aynı sahneyi paylaşacaktı. Serezli “Her zaman söylerim, ne öğrendiysem Metin’den öğrendim. Evet biraz da kocamdan” diyerek onun için Akpınar’ın bir usta olduğunu anlattı bize. Ve o ustasının elinden aldı ödülü.

Serezli’nin ilk sinema ödülü

Bu ödül Serezli için çok anlamlıydı. Çünkü sinemada aldığı ilk ödüldü. “Tiyatroda çok ödül aldım ama sinemada ödülüm yoktu. Böylesi bir ödülle upuzun sinema hayatım onure edildiği için teşekkür ederim” dedi. İKSV’nin 50 yıldır kültür ve sanat hayatımıza katkı sunduğunu söyledikten sonra “Ben biraz daha fazla katkı sunuyorum 55 yıl efendim” diyerek şakasını da yaptı.

Diğer Onur Ödülü sahibi Kayhan Yıldızoğlu gelememişti törene. Ödülünü almak torununa kısmet oldu. Yıldızoğlu da gönderdiği video mesajında İKSV’ye teşekkür etti. Sonrası tabii yine nostaljik bir fırsattı salondakiler için. Çünkü Süreyya Sineması’nda defalarca film izleyenler vardı açılışta. Ve bir kez daha perde açıldı. Beyazperdeye görüntüler düşmeye başladı.

10 günlük festival maratonu

Beyazperdede Sundance Film Festivali’nde Büyük Jüri Ödülü alan Charlotte Regan’ın yazıp yönettiği ilk uzun metraj filmi ‘Hırçın/Scrapper’ vardı. Sundance’ten sonra dünyada ilk kez İstanbul Film Festivali’nde ve tabii Süreyya Sineması’nda pardon Süreyya Operası’nda gösteriliyordu. Bir baba-kız hikayesi anlatıyordu film bize. Filmin başlamasıyla da 10 günlük festival maratonuna start verilmiş oldu.

 

12 Eylül’ün ‘kaybettiği’ ‘Kara Kafa’ filmi bulundu, ilk gösterimi İstanbul Film Festivali’nde