İstanbul Modern’in 2012 yılından bu yana düzenlediği ‘Müzeler Konuşuyor’ başlıklı söyleşi serisi üç yıl aradan sonra İtalya ile başlıyor. Bugüne kadar Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Almanya ve Fransa’dan uluslararası müze profesyonellerini Türkiye’deki meslektaşlarının yanı sıra müze ziyaretçileriyle buluşturan ‘Müzeler Konuşuyor’ serisinin ilk konuğu İtalya olacak.
İstanbul İtalya Başkonsolosluğu desteği ve İtalyan Kültür Merkezi işbirliğiyle İstanbul Modern’de düzenlenecek program kapsamında İtalya’daki müzelerin ve kültür-sanat kurumlarının bu alandaki özgün çalışmaları yer alacak. Torino’dan Castello di Rivoli Çağdaş Sanat Müzesi, Venedik’ten Punta della Dogana ve Palazzo Grassi, Bologna’dan Mambo, Bergamo’dan GAMeC, Milano’dan Fondazione Prada ve son olarak da Roma’dan MAXXI gibi kendi alanında dikkatle takip edilen kurumların temsilcileri müze buluşmaları kapsamında sanatseverlerle bir araya gelecek.
Torino’dan Castello di Rivoli Çağdaş Sanat Müzesi, İtalya’nın ilk çağdaş sanat müzesi olma özelliği de taşıyor.
İstanbul Modern’in ilk konuğu Carolyn Christov-Bakargiev
‘Müzeler Konuşuyor’ etkinlik dizisinin ilki yarın gerçekleşiyor. ‘Günümüzde müzeler: Bir vaka analizi olarak Castello di Rivoli’ başlıklı konuşmasıyla müze müdürü Carolyn Christov-Bakargiev, İstanbul Modern’e konuk olacak. 14. İstanbul Bienali’nin küratörlüğünü üstlenen Christov-Bakargiev, 2002 yılında Castello di Rivoli’nin şef küratörü olarak müzedeki ilk görevini üstlenmişti. 2008 yılında 16. Sidney Bienali’nin küratörlüğünü yapmak için Castello di Rivoli’den ayrılan sonrasında da Torino’ya geri dönen küratör bu kez sanat direktörü oldu ve bu görevini hâlâ üstleniyor.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde
1984 yılında İtalya’nın ilk çağdaş sanat müzesi olarak kapılarını açan Castello di Rivoli Çağdaş Sanat Müzesi, bu yönüyle İstanbul Modern ile benzerlik taşıyor. Torino’nun hemen dışındaki Rivoli’de bulunan yerleşke, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Savoy Hanedanı’na ait sarayın ev sahipliğindeki müze, ziyaretçilerle buluşturduğu sergi ve programlarla birlikte öncülük ettiği araştırmalar aracılığıyla güncel dönüşümlere mercek tutarken geçmişle etkileşim kurmaya olanak tanıyor.
