O, bir dönem Türkiye'nin müzikle dünyaya açılan kapısıydı. Türkçe popun efkarlı sesi Tanju Okan, dillerden hala düşmeyen aranje şarkıların en önemli temsilcilerinden biri oldu. 27 yıl önce İzmir'de hayatını kaybeden Okan'ın bugün doğum günü... Bize de onun doğum günün kutlamak düşer.

Normalde bu yazıya Tanju Okan’ı anlatan bir iki şarkıyı örnek vererek başlamam Ancak Türkçe popunun efkarlı babasını 27 Ağustos’taki doğun günü vesilesiyle bir kez daha özlemle anıyoruz. İzmir’de dünyaya gelen müziğimizin efsane sesi Akdeniz’in havasını öylesine içselleştirmişti ki yarattığı fenomeni en çok da bu coğrafyanın şarkılarıyla büyüttü.

Türkiye’nin Tanju Okan adını ilk kez duyduğu güne geri dönelim. Liseden sonra müzik eğitimi için İtalya’ya giden Bu İzmirli genç, dönüşte önce başkent Ankara ardından da İstanbul’da müzik çalışmalarına başlamıştı. Bu yoğun ve tutkulu çalışma ilk meyvesini 1964 yılında verecekti. O yıl Yugoslavya’da düzenlenen Balkan Müzik Festivali’ne Erol Büyükburç ve Tülay German ile birlikte katılan Okan, seslendirdiği ‘Kundurama Kum Doldu’ şarkısıyla yarışmada birincilik kazandı. O dönem şarkı Yugoslavya’da o denli çok sevildi ki plak olarak basıldı. Böylece Türkiye’nin gelecekteki efsanesinin ilk plağı ülkesinden biraz uzakta yayınlanmış oldu.

Türkiye’nin en özgürlükçü dönemlerinden biri olarak kabul edilen bu yıllarda müzikal olarak Avrupa ile etkişelim de giderek artıyordu. Türküler ve Türk Sanat Müziği’nin yanında “Hafif Müzik” olarak adlandırılan aslında bildiğimiz manasıyla popüler müzik 1960 yıllardan itibaren ülkemizde hem üretilmeye hem de üretildikçe ilgi görmeye başlamıştı. Tanju Okan da bunun öncülerinden biri olarak tarihteki yerini aldı. Bu dönemde, tam tarih olarak da 1967’de Frank Sinatra’nın klasiği “Strangers in the Night”ı Türkçe sözlerle yorumladığı “İki Yabancı” kırkbeşliğini çıkardı. Her şeyin bugünkü gibi hızlı tüketilmedi o eski güzel günlerde şarkı uzun süre sevilerke dinlenmişti.

Tanju Okan’a en büyük şöhreti kazandıracak olay ise Yunan kökenli Fransız müzisyen Goerges Moustaki’nin sevilen şarkısı ‘Le Meteque’i seslendirmesi oldu. Şükran Akannaç ve Nino Varon’un Türkçe sözlerini yazdığı ‘Hasret’n değil sadece yayınlandığı yıl olan 1970’te günümüzde de Türkçe popunun en özel ve en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.

Tanju Okan’dan terk edilmeye dair bir ağıt: Kadınım

Plak olarak basılan şarkının arka yüzünde yer alan ‘Ah Bir Zengin Olsam’ da o dönem benzeri bir başarı elde etmiş ve 1970 yılına damga vurmuştu. Tanju Okan’ın başarıyla yansıttığı Akdeniz melankolisi 1972 yılında ‘Öyle Bir Sarhoş Olsam Ki’ ile iyice perçinlenecekti. Güzin Gürman’ın yazdığı şarkı aradan geçen yarım asırdan uzun sürede onlarca kez başka müzisyenler tarafından yeniden yorumlandı. Bunlardan en akılda kalanı yaklaşık 20 yıl önce Kargo’nun yayınladığı cover albümündeki versiyonu oldu.

Bu melankolinin varacağı yer elbette ‘Kadınım’ gibi bir başyapıt olacaktı. Sözleri Mehmet Teoman’a ait olan şarkı yayınlandığında büyük ses getirmişti. Serge Reggiani’in seslendirdiği ‘T’ais L’air D’une Chanson‘ olarak seslendirdiği bu hüzünlü şarkı Türkiye’de yarattığı etkinin bir benzerini çok daha önce Fransa’da yaratmıştı. Şarkı, her iki dilde de sevdiği kadın tarafından terk edilen erkeğin bir ağıtıydı adeta. Şarkıya ilham olan kadın Zerrin Erdoğan ile evlenen müzisyenin bu birlikteliği 14 ay sürdü.

1975 yılında onu şöhrete ulaştıran şarkıları topladığı ilk uzunçalarını yayınlayan Tanju Okan aynı yıl söz ve müziği Selami Şahin’e ait olan bir şarkıyı seslendirir ve yer yerinden oynar. Yine melankolik bir şarkı çıkmıştı ortaya ve şöyle diyordu: Benim en iyi dostum içkim, sigaram. Onlar da terk ederdi olmasa param. Aynı kayıtta bir de Mehmet Yüzüak ve Rıfat Şanlıel bestesi olan ‘Kemancı’ şarkısı yer alıyordu. 1970’li yıllarda şarkılarıyla fırtına gibi esen müzisyen 1980’li yıllara da ülkenin yaşadığı buhrana rağmen başarılı bir şekilde girecekti.

Tanju Okan siyasete atılıyor

Avrupalı müzisyenlerin bestelerinin aranjesi yerine tamamen orijinal şarkıların tercih edildiği ‘Yorgunum’, Tanju Okan’ın son uzunçaları olacaktı. 12 Eylül Darbesi sonrası Türkiye’de arabesk kültür gözle görülür biçimde artmaya başlayınca, müzisyenin şarkıları da daha az karşılık bulmaya başlamıştı. Bu durum belki de kendisinde bir kırgınlığa yol açtı ve sanatçı Urla’ya taşındı. 1980’li yıllar boyunca Urla’da yaşayan müzisyen ilçenin belediye başkanlığı için bağımsız aday oldu. 1989 Yerel Seçimleri’nde bağımsız aday olarak başladığı siyasi yolculuuğunda ANAP adayı olarak devam eden müzisyen ilçe genelindeki sandıklardan ikinci isim olarak çıktı. Yaklaşık on yıl boyunca müzikal üretim gerçekleştirmeyen efsane müzisyen 1991 yılında ‘Kadınım’ adlı albümünü yayınladı.

Aynı dönemde siroz teşhisi konan Tanju Okan, tedavi altına alındı. Bu zorlu süreç, sanatçınn müzikle ilgilenmesine de mani oluyordu. İzmir doğumlu müzisyen, 1996 yılında 57 yaşındayken doğduğu kentte hayata veda etti. Geride farklı kuşakların hayranlıkla dinlediği parçalar bırakan müzisyen, aranje şarkılar çağında Frnasızca, İtalyanca ve İngilizce seslendirmiş nice şarkıyı Türkçeye kazandırmıştı.

Marcus Miller yıllar sonra yeniden İstanbul’a geliyor