Bu yıl Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Jon Fosse ödül heyecanını anlattı: 'Anonstan önce gergindim. Kazanan olabilirdim ama ben olacağımı düşünmemiştim. Daha sonra İsveç Akademisi'nin daimi sekreteri Mats Malm'dan bir telefon geldi. O an vücuduma ve beynime ani bir mutluluk girdi.'

Ömrünü yazmaya adamış bir yazar. Ama bir daha yazamamaktan ölümüne korkuyor. Hatta kariyerinin bir döneminde alkol bağımlılığıyla mücadele ettiği için tam anlamıyla çöküyor. Yazmayı bile bırakıyor. Sonra nasıl başlayacağına dair bir fikri ama en önemlisi de cesareti kalmıyor. Fakat kendine gelmek zorunda. Önce her şeyi bırakıp uzaklaşması, sonra bağımlılıklarından kurtulması gerek. Eğer bunu başarırsa kariyerinin başyapıtını yazabilecek.

Bir yazarın hayatını anlatan epey heyecanlı bir filmin konusu olabilir bu hikaye aslında. Ama ne derler bilirsiniz: “Gerçek, kurgudan daha tuhaftır.

2023 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Jon Fosse’nin hayatı da bu sözü anımsatacak türden.

Norveç edebiyatının dünya edebiyatına armağan ettiği en önemli yazarlardan biri olarak anılıyor Fosse. Neredeyse 40 yıldır yazan Fosse’nin eserleri 50’den fazla dile çevrildi, oyunları tüm dünyada binden fazla kez sahnelendi. Geçimini yazarak kazandı. Bir dönem gazeteci olarak çalıştı. Hayatında daima yazmak vardı. Ödülün favorileri arasında adı birkaç yıldır geçiyordu ancak nihayet mutlu sona ulaşınca tüm gözler üzerine çevrildi.

Fosse ödül sonrası ilk röportajını Guardian’a verdi. Çocukluğunda neredeyse ölümüne neden olan kazayı yıllar sonra başyapıtı olarak kabul edilen ‘Septoloji’ de anlatmasından, yazmakla ilişkisine ve ödülü kazandığını nasıl öğrendiğine dair pek çok şey anlattı.

Bize de bir yazarı yazdıkları satırların yanı sıra kendi cümleleri sayesinde daha yakından tanıma şansı verdi.

2023 Nobel Edebiyat Ödülü, Norveçli yazar Jon Fosse’ye “dile getirilemeyeni dile getiren yenilikçi oyunları ve düzyazıları nedeniyle” verildi.

Bir yazar, yazar olmaya nasıl karar verir?

Fosse, 1959’da çiftçi bir ailenin çocuğu olarak Norveç’te dünyaya geldi. Bir yazar, yazar olmaya nasıl karar verir, hayat onu yazmaya nasıl iter -ya da çeker- insan merak etmeden duramıyor. Fosse’ye göre 7 yaşında geçirdiği ölümcül bir kaza, yazar olmasındaki en önemli nedenlerden biri.  Öyle ki geçirdiği bu kaza, iki kitabında da yer alıyor. Fosse o kazayı şöyle anlatıyor:

“Dürüst olmak gerekirse bunun hakkında konuşmayı sevmiyorum. Çok kan kaybettim ve ölmek üzereydim. Ölüme yakın bir deneyimdi bu. Bir tür parıldayan ışık gördüm, çok huzurlu ve güzeldi. Bence bu deneyim beni temelden değiştirdi ve belki de yazar yaptı.”

Fosse; roman, öykü ve çocuk kitapları başta olmak üzere birçok türde yazdı. Lakin farklı türlerde eserler ortaya koymasına rağmen uluslararası alanda daha çok oyun yazarı kimliğiyle tanınıyor. Henrik Ibsen’den sonra en çok sahnelenen Norveçli oyun yazarı olarak tarihe geçecek kadar büyük bir başarısı var.

Jon Fosse’nin Türkçe yayımlanmış üç kitabı bulunuyor.

‘Kendimden kurtulmak için yazıyorum’

Çok okundu, övüldü, alanının önemli isimlerinden biri oldu. Buradan sonrası ise biraz yokuş aşağı… Her şeyden bunaldığı ve yorulduğu o dönem başladı:

“Sonunda her şeyden aşırı derecede bıktım. Çok fazla içiyordum. Çok fazla yazıyordum. Her şeyden çok fazlaydı” dediği o yıl gelmişti. Fosse 2012’de tam anlamıyla çöktü. O kadar çok içiyordu ki yemeyi bırakmıştı. Aslında içmeyi de biraz yazmaya benzetiyordu:

“Bence temelde yazmak, içki içmeye benziyor. İçtiğinizde biraz farklı biri olursunuz ve normal benliğinizden kurtulursunuz. Ve bana göre yazmak da böyle. Kendimi ifade etmek değil, kendimden kurtulmak için yazıyorum.”

Fosse, 2012 baharında birkaç ay boyunca 24 saatlik içme seansları sonrasında durması gerektiğini fark etti. Aynı yıl içkiyi bıraktı ve Katolik yaşam tarzını benimsedi. O günleri, “Evet, bu bir değişiklikti. Ben sorumluluğu aldım ve geminin rotasını değiştirdim” diyerek anlatıyordu. O dönem “Özellikle içmeyi bıraktığımda, başka bir şeye, daha güçlü bir şeye ihtiyacım olduğunu hissettim. Sonra tekrar Katolikliğe bakmaya başladım” diyerek yeni yaşam tarzına geçti. Daha sonra ailesi Katolik olan Anna ile tanıştı ve Katolik olarak nasıl davranacağını da öğrenmeye başladı.

‘Tekrar yazmaya cesaret etmem birkaç yıl aldı’

Fosse için büyük değişimlerin yaşandığı 2012, bununla da sınırlı kalmadı. Yazar, başyapıtı kabul edilen ‘Septoliji’yi yazmaya başladı. Fosse, ‘Septoloji’ ile çok sayıda ödül kazandı, ayrıca Uluslararası Booker Ödülü ve Amerikan Ulusal Kitap Ödülü için kısa listeye alındı. ‘Septoloji’, Fosse’nin bugüne kadar yazdığı en uzun metin. 1250 sayfalık kitap yedi bölümden oluşuyor. Birçok yayınevi kitabı üç cilt olarak yayınladı. Yazarın bu kitap üzerinde beş yıl çalıştığı biliniyor. Yazar o günleri şöyle anlatıyor:

“Bana göre yazmak bilinmeyene girmek gibi. Bir şekilde kendini terk etmelisin. Ve çok kırılgansanız, kendinizi bırakmak korkutucu. Bu yüzden gerçekten tekrar yazmaya cesaret etmem birkaç yıl aldı.”

Ödül günü…

Fosse, kariyerinin en önemli eseri ‘Septoloji’yi yazdıktan sonra tiyatro oyunları yazmaya, üretmeye de devam ediyor. 2020’den bu yana üç yeni oyunun prömiyeri yapıldı. Jon Fosse’un en son romanı ‘Kvitleik’ /A Shining’  2023 baharında yayınlandı.

Dünyanın en prestijli ödüllerinden birini kazanma ihtimali olan biriyseniz  içinizde durduramadığınız bir heyecan, merak ve bir yandan da ‘ya olmazsa’ ihtimalini hatırlatan umursamazlık olabilir. Fosse de bu duygular şelalesini içinde gürül gürül hissetmiş. Yaşadığı Norveç’teki Bergen kentinden biraz uzaklaşmak için arabasıyla gezmeye çıkmış. O günü ve asla peşini bırakamadığı şüpheyi şöyle anlatıyor:

“Anonstan önce gergindim. Kazanan olabilirdim ama ben olacağımı düşünmemiştim. Daha sonra İsveç Akademisi’nin daimi sekreteri Mats Malm’dan bir telefon geldi. O an vücuduma ve beynime de beynime ani bir mutluluk girdi.” Fosse’nin şüpheci tavrı benliğini öyle sarmış ki Malm, “İnanmıyorsan duyuru saatinde televizyonu aç ve beni izle” demiş.

Sonrası malum.

Nobelli yazar artık her zamankinden daha fazla takip ediliyor. Bir sonraki çalışması için gözler üzerinde. Siz de yazarla ödülü vesilesiyle tanıştıysanız şanslısınız. Jon Fosse’nin  Türkçeye çevrilen üç romanı var. Üçü de Monokl Yayınları tarafından yayımlandı: ‘Üçleme’, ‘Melankoli’ ve ‘Sabahtan Akşama.’

Raf Gezgini Nobelli yazar Jon Fosse’nin kitaplığına bakıyor