İstanbul, kemanın kraliçesi Anne-Sophie Mutter’ı ağırladı. 51. İstnabul Müzik Festivali kapsamında Atatürk Kültür Merkezi’nde konser veren Anne-Sophie Mutter’e performansı öncesi Yaşam Boyu Başarı Ödülü takdim edildi. Festival direktörü Efruz Çakırkaya’nın sunuş konuşmasının ardından sahneye gelen Mutter, müziğin birleştirici ve iyileştirici gücüne vurgu yaptı. Müzikal mirası gelecek kuşaklara aktarmanın önemine değinen Anne-Sophie Mutter bu konuda üzerine düşeni yapanlardan. 60. yaşını geniş kapsamlı bir turneyle kutlayan Alman keman virtüözüne bu yolculuğunda ‘Mutter’s Virtuosi’ eşlik ediyor. Farklı ülkelerden gelen genç sanatçılardan oluşan topluluk konser boyunca Mutter’e eşlik etti.
İstanbul yıllar sonra yeniden Mutter’i ağırladı
İstanbul Müzik Festivali, bu yılki iddialı programndaki en dikkat çeken isimlerden biri olan Anne-Sophie Mutter, 11 yıllık bir aranın ardından yeniden şehre geldi. 2012’de yine İstanbul Müzik Festivali kapsamında şehre gelen Mutter, o zaman Lütfi Kırdar Konser Salonu’nda konser vermişti. Alman virtüöz bu kez AKM’de üstelik kendi kurduğu vakfın bursiyerlerinden oluşan Mutter’s Virtuosi ile birlikte sahnedeydi.
Mutter, 14 kişilik orkestrasıyla sahneye çıkarken ekipte 2011 yılında bu yana birlikte çalıştığı Hyawoon Lee de vardı. Anne-Sophie Mutter Vakfı’nın en eski buriyeri olan Lee, gibi topluluğun diğer üyeleri de sahneye Benoit Rolland üretimi yaklaşık iki yüzyıllık enstrümanlarla çıktı. Eleştirmenler tarafından çağın keman kraliçesi olarak adlandırılan Mutter sahnede, çok emek verdiği ve de önemsediği topluluğunun bir parçası olarak var oldu.
Orkestrasıyla bütünleşen bir virtüöz
Konser boyunca toplulukla sürekli iletişim halinde olan Mutter, performanslar sırasında hem çaldı hem de orkestrayı yönetti. Açılışta kendisiyle özdeşleşen Antonio Vivaldi’den ‘Üç Keman İçin Konçerto’yu seslendiren topluluk, ardından bir başka barok esere geçti. Mutter’s Virtuosi bu kez tüm zamanların en önemli bestecilerinden biri olarak kabul edilen Johann Sebastian Bach’ın ‘1 nolu Keman Konçertosu’nu çaldı. Barok dönemin bu iki önemli eserinin ardından Mutter konserde, ara öncesi bu kez çağdaş bir besteciye yer verdi. Alman besteci André Previn’in ‘Nonet” adlı bestesi seslendiren orkestra aynı zamanda eserin Türkiye’deki ilk seslendirişini de gerçekleştirdi.
Konsere verilen arada özellikle konservatuvar öğrencisi izleyicilerin gözlerindeki o sevinç gerçekten görülmeye değerdi. Nasıl olmasın ki? Karşılarında daha 13 yaşındayken Herbert von Karajan gibi bir efsane ile aynı sahneye paylaşmış ve aradan geçen 47 senede klasik müzik dünyasında adını altın harflerle kazımış Anne-Sophie Mutter var. 4 Grammy ve 2 ECHO başta olmak üzere çok sayıda ülkeden şeref madalyaları alan Mutter, konserin ikinci yarısında da karşımıza ilk bölümdeki yıldızlığına yakışır kıyafetiyle çıktı. Konserin ikinci bölümüne bir diğer Bach eseriyle başlayan Mutter’s Virtuosi, ‘3 nolu Brandenburg Konçertosu’nu seslendirdi.
Programın son eseri olan Joseph Bologne’un ‘5 nolu Keman Konçertosu’ normalde çok çalınan bir eser olmamasından ötürü seslendirilmesi ayrı bir öneme sahipti. Programın sona ermesiyle salonu dolduran yüzlerce müziksever Mutter ve topluluğunu dakikalar boyunca ayakta alkışladıktan sonra Alman kemancı, son dönemde pek çok ortak işe imza attıkları Amerikalı besteci John Williams’ın eserini çaldı. Ancak seyircilerin Mutter’i bırakmaya pek de niyeti yoktu.
Son besteyi savaş mağdurlarına adadı
İşin güzel tarafı Anne-Sophie Mutter2in de sahneden pek gidesi yoktu. Hâl böyle olunca Mutter beklenmedik bir anda yayıla kemanının tellerine vurdu ve Vivaldi’nin başyapıtı ‘Dört Mevsimi’nden ‘Yaz bölümünü seslendirdi. Salonu dolduran herkesin meğer beklediği an buymuş. Mutter, ona lâyık görülen kemanın kraliçesi unvanını sonuna kadar hak eden virtüözlük maharetini sergiledi. Eser, biz dinleyicileirn nezdinde Mutter’in ilk gençlik yıllarında şef Herbert von Karajan ile birlikte sıklıkla seslendirdiği bir beste olması nedeniyle ayrı bir öneme sahipti.
‘Yaz’ın sonunda bu kez çok daha uzun süre ayakta alkışlanan Mutter, gördüğü teveccühe bir bis daha yaparak karşılık verdi. Sıradaki eser, John Williams’ın sinema tarihine adını altın harflerle yazdıran bestesi ‘Schindler’in Listesi’ydi. Eseri çalmadan önce kısa bir konuşma yapan Mutter, çalacakları besteyi Ukrayna’daki savaşta hayatını kaybedenlere adadı. Ukrayna Savaşı’nda yaşanan dramlar, Mutter’in büyük bir duyarlılıkla yaklaştığı bir konu. Öyle ki Alman bestecinin sosyal medya hesabınn fotoğrafında dahi Ukrayna bayrağı yer almakta.
100 dakikayı aşkın bir sürenin ardından sona eren konserden salonu dolduran tüm izleyiciler büyük bir virtözü dinlemiş olmanın mutluluğuyla ayrıldı. Konservatuvar öğrencileri bir yanda, festivali muhtemelen ilk yılından bu yana sadık ve heyecanlı bir şekilde takip eden kuşak bir yanda; herkes Mutter’i yakın bir gelecekte yeniden dinleyebilmenin umuduyla AKM’den ayrıldı. Festivalin son günlerine yaklaştıkça iki haftadır oluşan alışkanlığa yavaş yavaş veda edecek olmamızın hüznü de bünyeleri kaplamaya başladı. Bu vesileyle bu güzel alışkanlığı bizlerde oluşturan İstanbul Müzik Festivali ekibine de bir kez daha teşekkür ediyoruz.