‘Kızıl Goncalar’ın 36. bölümünde kadınların çalışması yine sekteye uğrarken derin yapı konusunda ilerleme kaydettik: Aziz Efendi kendini Cüneyd’e ifşa etse de Cüneyd’in zihni Aziz’e emanet.

Geçen hafta Uluların şeyhi kılıklı derin yapı adamı Aziz Efendi (Settar Tanrıöğen), kadınların çalışması için Cüneyd’in (Mert Yazıcıoğlu) açtığı bakımevini torunu Şirin’e (Selinay Taşol) kundaklatmıştı. İtfaiye yetişmiş ve neyse ki ölen yok. Ancak hem Aziz hem Sadi Hüdayi (Erkan Avcı) tüm olanlardan kadınların çalışması kararını sorumlu tutunca yine yasak geldi. Döndük mü başa! Ama bizim de başımız döndü… Meryem (Özgü Namal) kendisi adına tapulu bu binayı dergâha bağışlayarak hiç değilse kadınların akıbetini Cüneyd’e teslim etti.

Saflar yine sıkılaştı

Geçen hafta Cüneyd içeridekileri kurtaramadan Şirin onu bir komutla hack’leyip bayıltmıştı. Yeni bölümde dumandan zehirlendi sanılan Cüneyd iyileşip dergâha döndü. Yüzü aklına gelmese yangında biriyle karşılaştığını hayal meyal hatırlayınca da bayıltıldığından emin oldu. Mira’nın (Esma Yılmaz) telefonundaki kayıtta kundakçının arkası dönük, tanımadıkları genç bir kadın olduğu anlaşılınca hem bayıltmanın hem yangının derin yapının işi olduğu anlaşıldı ve amca-yeğen yine güçlerini birleştirdi.

Robocop değil, Cünocop

Barışan amca-yeğen derin yapıyı ifşalamak için canlı yayına çıkmaya karar verdi ki yer yerinden oynasın. Aziz bunu engellemek için derin yapının Faniler operasyonu iptal olmuş süsü verdi. ‘Devlet aklı, vardır bildikleri, devletin bekası’ gibi beylik laflarla da polise gitmemeleri için onları ikna etti. Derken baş başa kaldıkları bir anda Aziz, kimliğini Cüneyd’e açıkladı! Cüneyd polisi arayamadan beynine bir komut daha yedi: “109-63, dur!”

Dizi yansıması

🔴 Her şeyin bu kadar ani gelişmesine verebildiğimiz tek tepki ROK’un tonlamasıyla “Haydaaa”. Cüneyd elbette bu itirafı hatırlamayacak ve ifşa meselesi uzayacak. Sadi Hüdayi zaten derin yapının operasyonu bıraktığını düşünüyor. Kuzum siz Cüneyd’i böyle durdurup yeniden başlatabiliyorduysanız şimdiye dek onun her adımına müdahale ederdiniz zaten. Başımıza icat çıkaran senaristlere de acaba aniden “275-98, bilim kurgu yaz!” talimatı mı geldi dersiniz?

🔴 Cüneyd’in saflığına ne demeli? Sen kalk, Aziz’i polise ihbar edeceğini adamın yüzüne söyle. Klişe süper kahraman filmlerinde bir karakter uzun uzun motivasyonunu açıklardı ki planları mahvolsun. Yahu bunların tehlikeli insanlar olduğunu bilmiyor musun? Odadan koşarak çık, bağıra bağıra ilan et, kendini bir odaya kilitleyip polisi ara… Kriz yönetimi sıfır.

🔴 Cüneyd’in ‘pause’ tuşuna bastıktan sonra Aziz, nihai hedefini çıtlattı: “Henüz işleyeceğin cinayete hazır değilsin. Bu ülkenin gördüğü en görkemli canavar olacaksın Cüneyd Güneş.” Cüneyd kimi öldürecek Firdevs Hanım? Behlül’le ne ilgisi var? Önemli bir ülkenin başkanını öldürüp dünya savaşı mı çıkaracak? ‘Kurtlar Vadisi’ni de mi aştık? Bize o meşhur ifadeyle, dağ fare doğuracak gibi geliyor. Gerçi çok büyük bir hamle gelse bu sefer de senaryonun suyu çıkar. Tam kıvamında bir plan olması lazım ki hikâyenin yeni aksına inanalım.

🔴 Ellerinin Ruanda’ya, Burma’ya, hatta Arap Baharı’na uzandığını anladığımız ve ilk kez gördüğümüz derin yapıda uluslararası temsilciler de var. Eleman sayısı az olsa da emir aldıkları kişinin bizim dizinin karakteri olması kurgu izlediğimizi hatırlatıyor. Bu kadar önemli olaylarda parmağı olan insanların bizim Cüneydgil tarafından (hatta içlerinden birinin Levent’i kast ederek dediği gibi sıradan bir devlet psikiyatrı tarafından) engellenmesi mümkün mü, pek bilemedik.

🔴 Aziz, torunu Şirin’i tıpkı Gargamel’in Şirinler köyünü içten çökertmek için Şirine’yi göndermesi gibi, tarikata mürit olarak soktu. Şirine’nin yeni görevi Mürşit Şirin’i baştan çıkarmak. Tabii burası dergâh olduğu için söz konusu baştan çıkarmaca, nikahlanmaya ikna etmek.

🔴 Yangında yüzünün yarısı yanan Hasna (Sadi Hüdayi) artık beğenilmeyeceğinden korktuğu için Sadi’yi terk edecekti. Hasna haspamın kalmak için tek şartı varmış: Sadi Hüdayi mürşitlik yarışını sürdürecekmiş, kendisi Hanımanne olacağı için de tarikattakiler onun yanık yüzüne acıyarak bakmayacakmış. Ya sabır ya selamet. Biz her hafta amca-yeğenin küsünü barışını mı zabıt tutacağız? Sadi Hüdayi umuyoruz ki Cüneyd’e yine bayrak açmadan önce Hasna’nın psikolojisinin iyi olmadığını idrak eder.

🔴 Bunu not edelim: Zeynep yangından, kimya dersindeki belgeseli hatırlayarak kurtulabilmiş. Musluğun içindeki filtrede aktif karbon varmış. Zeynep onu çıkarıp ıslak havlunun içine sarmış, maske niyetine kullanmış ve dumandan etkilenmemiş. Keşke bu sahneyi uygulamalı gösterselermiş. (Bu arada panik anlarında böyle bilgileri hatırlayabilme yetisi bir de Hermione’de vardır herhalde.) Zeynep’in bunu bildiği için kurtulmasından etkilenen Cüneyd okulun, eğitimin ve bilginin önemini bir kez daha kavradı. Bu bilgi olmasa Zeynep’i kaybedebilirdi, tıpkı zamanında tarikat büyüklerinin tıbba güvenmeyip tedavi ettirmedikleri annesinin intiharında olduğu gibi.

Gözden kaçmayan detaylar

🔴 Nemesis figürü üzerinden Levent (Özcan Deniz) kızı Mira’ya adaletle ilgili bir ders verdi. “Adaletin terazisiyle oynarsan, bir gün o terazide sen de tartılmak zorunda kalırsın” diyerek âdeta günümüz Türkiye’sini özetledi. Adaletin keyfi işlediği toplumlarda, üzülmediğimiz her ‘sarı öküz’ bir gün biz olabiliriz.

🔴 Cüneyd, derin yapı ne kadar güçlü olursa olsun haksızlığa karşı koymayı iyi bir Müslüman olmakla bir tuttu. “Müslüman olamadan Fani olmaya mı kalkışacağız?” diyerek de başkalarına değil, yalnızca Allah’a boyun eğmeleri gerektiğini hatırlattı. Bunu biat kültürüne, hatta içinde olmasına rağmen şeyh-mürit ilişkisine, siyasi yapılanmalardaki kraldan çok kralcılığa, özetle kula kul olmaya bir eleştiri gibi okumak mümkün.

🔴 Hande ve Seçkin (Duygu Sarışın, Tuğrul Tülek), aldırmak durumunda kaldıkları Down sendromlu bebekten ilham alarak Down sendromu olan bireylerin çalıştığı kafeye gitti ve Down sendromlu bir çocuğu evlat edinmeye karar verdiler. Bunu üstenci bir yaklaşımla değil, çok kıvamında bir toplumsal mesajla yansıttılar.

🔴 Açılış sözümüz Shakespeare’in ‘Macbeth’inden: “Doğruluğun şaşmaz eli bize sunuyor, içine zehir döktüğümüz kupayı.”

Gözünüzden kaçmışsa Aziz, konseyde yine Shakespeare’den ‘Hamlet’i (“Cennette ve Dünya’da senin hayal ettiğinden daha fazlası var”), Cüneyd’e kendini ifşa etmeden önce ise yine ‘Macbeth’i (“Gel gidelim, en tatlı yüzümüyle boyayalım gözünü herkesin / Kalleş bir yüreği kalleş bir yüz gizlesin”) alıntıladı.

Aziz’in derin yapının Faniler operasyonunu bitirdiğini göstermek için başvurduğu yöntem, Cüneyd ve Sadi Hüdayi’ye konseydeki herkesin öldüğünü göstermekti. Bunun için konsey üyelerini zehirledi. Bu zehir bize ‘Romeo ve Juliet’teki sahte zehir gibi geliyor, konseydekiler ölmemişse şaşırmayız. Zira bölüm Shakespeare alıntılarıyla doluydu, neden olmasın?

🔴 Son olarak kayda geçirelim: Bakımevi yangınını geçen hafta izlediğimizde aklımıza güncel Kartalkaya yangını gelmişti malum. Bu bölümde bakımevinde çekilen yangın ve kurtulma sahneleri, Kartalkaya’da yakınlarını kaybedenler için tetikleyici olmaması adına yayınlanmadı.

37. bölüm fragmanı

Künye
Yayın mecrası: NOW TV
Yapım: Gold Film
Yapımcı: Faruk Turgut
Yönetmen: Ömür Atay, Özgür Sevimli
Senaryo: Şükrü Necati Şahin, Melih Özyılmaz, Deniz Gürlek, Gamze Arslan
Müzik: Ender Gündüzlü, Metin Arıgül, Can Sanıbelli
Oyuncular: Özgü Namal, Özcan Deniz, Mert Yazıcıoğlu, Erkan Avcı, Mert Turak, Selen Öztürk, Şerif Erol, Duygu Sarışın, Asiye Dinçsoy, Sitare Akbaş, Tuğrul Tülek, Yakup Turğut, Mina Demirtaş, Esma Yılmaz, Zehra Kelleci, Can Kızıltuğ, Selinay Taşol, Murat Aydın, Pelin Ermiş, Mısra Tüfek, Oğulcan İnan, Zeynep Ozan, Emin Gürsoy, Settar Tanrıöğen.

Kızıl Goncalar: Derin yapı el artırıyor!