51. İstanbul Müzik Festivali’ne 10 günden az bir süre kaldı. Yarım asırı geride bırakan köklü festivalin bu yılki en özel isimlerinden biri Anne-Sophie Mutter. Müzik dünyasının en saygı duyulan kemanl virtüözlerinden biri olan Mutter, kendisinden sonra gelen kuşaklar için özellikle de kadın müzisyenler için büyük bir rol model oldu. 13 Haziran Salı akşamı Atatürk Kültür Merkezi’nde müzikseverlerle buluşacak olan Anne-Sophie’in hikâyesi bu yönüyle beyazperdeye de lâyık.
29 Haziran 1963’te Almanya’nın Rheinfelden kasabasında doğan Mutter, daha 14 yaşındayken Berlin Filarmoni Orkestrası ile aynı sahneyi paylaştı. Yaşlı, muhafazakar ve katı erkeklerden oluşan dünyada Mutter, tarihe geçen ilklere imza atıyordu. Üstelik yine katı ve sıkı gelenekçi, bir o kadar da disiplinli bir efsane şef olan Herbert von Karajan’ın yanıbaşında.
Karajan’ın genç yıldızı
1977’de efsane şef Herbert von Karajan’ın yönetimindeki Berlin Filarmoni ile sahneye çıkan Anne-Sophie Mutter’ın başardığı şeyin büyüklüğü ve ne anlama geldiğini daha ayrıntılı bir biçimde anlatmakta fayda var. Dünyanın en önemli iki topluluğu olarak kabul edilen Viyana Filarmoni ve Berlin Filarmoni, 1990’lı yıllara kadar kadın sanatçılara neredeyse hiç yer vermiyordu. Hele hele bir de gençse. 1977 yılında henüz 14 yaşında bunu başarabilen Anne-Sophie Mutter bu yönüyle büyük bir istisna ve tarihe geçen başarıya imza atmış oldu.
Vivaldi ile yıldızlaştı
Herbert von Karajan gibi bir otoritenin takdirini toplayan Mutter için bundan sonra her şey daha kolay olmuştur diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Zira, katı disipliniyle ünlü Karajan’ın gözüne girmekten daha zor bir şey varsa o da yerini koruyabilmektir. Alman kemancının en büyük başarılarından biri de disiplin sınavından başarıyla geçebilmesi oldu. Bu istikrar Mutter’e kariyeri boyunca dört tane Grammy ödülü de kazandıracaktı. Günümüzde alanında zirvedeki birkaç isimden biri olan usta sanatçının bugünlere gelmesinde Vivaldi’nin de payı büyük. Elbette Vivaldi’nin bundan haberi yok. İtalyan bestecinin ‘Dört Mevsim’ olarak da bilinen keman konçetoru serisini oldukça başarılı bir biçimde yorumlayan Mutter, zaman içerisinde besteyle özdeşleşti.
Barok da ondan sorulur Harry Potter da…
60 yaşındaki virtüöz, Vivaldi’nin yanı sıra Beethoven bestelerindeki maharetiyle de otoritelerin beğenisini toplamış biri. Öyle ki günümüzde Mutter, Beethoven’in keman için yazdığı bestelerin en iyi icracıları arasında ilk sıralarda gösteriliyor. Herbert von Karajan ile çok genç yaşta çalışmaya başlayan Mutter, bir nevi kariyerine zirvede başlamıştı. Ancak Alman disiplininin vücut bulmuş hali olan Mutter, kariyerinin sonraki yıllarında da klasik müzik dünyasının en büyük isimleiryle aynı sahneyi paylaşmaya devam etti, devam da ediyor. Daniel Barenboim ve John Williams, Anne-Sophie Mutter’in yakın dönemde birlikte çalıştığı en önemli şef ve besteciler arasında.
Barok dönemden çağdaş bestelere kadar çok geniş bir repertuvarı bulunan Anna-Sophie Mutter, 2021 yılında John Williams ile akıllara kazınan bir performansa imza atmıştı. Pandemi koşullarında gerçekleşen projede Mutter, John Williams’ın ‘Yıldız Savaşları’ndan ‘Harry Potter’a uzanan skaladaki eserlerini Viyana Filarmoni Orkestrası’nın kendisine eşlik ettiği konserde seslendirmişti.
1703 yapımı Stradivarius keman kullanıyor
Farklı tarihlerde dört kez Grammy kazanan Anne-Sophie Mutter, Fransa’dan Legion d’Honneur nişanı almıştı. Müzik dünyasının en prestijli ödüllerinden biri olarak kabul edilen Echo Klassik’i de iki kez kazanan Mutter, aralarında Almanya, Polonya, Romanya ve Japonya gibi ülkelerin yer aldığı pek çok devletten nişanla onurlandırıldı. 1703 ve 1710 yıllarına ait iki Stradivarius keman kullanan Mutter, kariyerinde anlamlı bir projeye imza atıyor.
Gençliğinde kendisinin elinden tutan Karajan’a bir nevi vefa borcunu ödeyen Anne-Sophie Mutter, kendi adını taşıyan Mutter’s Virtuosi adlı topluluğuyla konserlere imza atıyor. İstanbul’daki büyük buluşmaya da genç nesil bursiyerlerden oluşan topluluğuyla katılacak olan Alman kemancı, konserde Vivaldi, Bach ve Previn’in eserlerini seslendirecek. Mutter son olarak birkaç ay önce günümüzün önemli çellistlerinden Pablo Ferrandez ile birlikte seslendirdikleri albümü yayınlamıştı.
2012’de yine bir İstanbul Müzik Festivali organizasyonu için şehre gelen Anne-Sophie Mutter’i uzun bir aranın ardından İstanbul’da yeniden ağırlamak çok değerli. Mutter’in hayatı ve başarıları her genç müzisyene ama özellikle de genç kadın sanatçılara büyük ilham kaynağı olmaya devam ediyor.