Malatyalıydı Kadir, Mercedes’i ile her gün sokaklarda tur atıyordu. Kırmızı ışıkta durup, yeşil ışıkta geçecek kadar trafik kurallarına sadıktı. Bir keresinde bir çevirmeye girdi. Mercedes’ini bakıma götürmediği ortaya çıktı. Trafik polisi acilen aracını bakıma götürürse ceza yazmayacağını söyledi. Kadir apar topar soluğu sanayide aldı.
Ustası vardı sanayide. Usta aracın bakımının birkaç saat süreceğini söyledi. O da bekledi. Sonra bakım bitince trafik polisini buldu ve bakımını yaptırdığını söyledi ve ceza yemekten kurtuldu.
Malatyalılar ona “Mercedes Kadir” diyordu. Aslında Malatya’nın güzelliklerinden biriydi. Üç metre uzunluğundaki, 10 kg ağırlığındaki kavaktan sopasıydı Mercedes’i. Kadir o sopanın Mercedes olduğuna inanmıştı. Tüm şehir halkı da onun dünyasındaki bu gerçekliğe ayak uydurmuştu. Valiler, kaymakamlar, belediye başkanları, esnaf, trafik polisleri herkes Kadir’in kendi küçük dünyasındaki oyunu bozmadılar yıllarca.
Gerçek adı Fatih Kaydı’ydı. 2020 yılında yaşamını yitirdi. Ama efsanesi hep anlatıldı Malatya’da. Şimdi bu efsane beyazperdeye taşınacak. Hem de Serdar Akar gibi usta bir yönetmen tarafından.
Akar dün yaptığı açıklamada senaryosunu Gökhan Demirci’nin yazdığı hikayesi filme çekeceğini söyledi. Neden böyle bir insanın hikayesini çekecekti Akar, onu da kendisinden dinleyelim: “Toplumun içindeki özel insanlara ilgi göstermesi, onlarla beraber yaşamayı bilmesi, onlarla beraber hayatı idame etmesi, onlarla beraber karşılıklı ilişkiye girmesi beni etkiledi. Esnaf, diğer kesimler, her kim olursa olsun… Küçüklüğümde de bu tip naif insanlar vardı ve çok ilişki olurdu ama şimdi pek göremiyorsunuz. Bu, toplumun değişmesiyle alakalı şeyler. Bu artık pek olamıyor, bir sürü şey gibi… Bu ilişki bizim unuttuğumuz değerlerden bir tanesi. Bu ilişkiler, toplumun gelişmişliğini de gösterir.”
Lakin Mercedes Kadir’in bir başka yönü daha var. Yardımseverliği. Akar “Kadir’in yardımseverliği ve onun yardımseverliği sonucunda bir çocuğumuzun hayata dönmesi, bu da çok önemliydi benim için” diyerek Kadir’in çok az bilinen bir özelliğinin de filmde anlatılacağını söyledi.
Fakat bu filmle Akar, 6 Şubat depremlerinde büyük yara alan Malatyalılara biraz da moral vermek istiyor: “Depremin acıları çok kolay unutulmaz, yaralar böyle kolay sarılmaz, o öyle kolay geçecek bir şey değil. Bir nebze olsa, bir miktar olsa bize eskiyi hatırlatarak biraz belki sıyrılabiliriz ama o unutulmaz, unutulacak bir şey değil. İnşallah elimizden geleni yapıp yüzümüzün akıyla çıkarız.”