‘Aşk-ı Memnu’ dizisinin en ünlü cümlelerinden biri dizinin ‘kraliçesi’ Firdevs Yöreoğlu’ndan gelir: “Bırak insanlar sadece mücevherlerimizi konuşsun.” ‘Aşk-ı Memnu’ evreninin bu önerisinieBuckingham Sarayı da uymuş görünüyor. Son günlerde İngiltere’de Kraliyet Ailesi’nin mücevherleri gündemde. Ancak saray bu durumdan pek de memnun değil.
Buckingham Sarayı, kraliyet ailesine resmi hediye olarak verilen, 80 milyon sterlin değerindeki (1,9 milyar TL) 11 parça mücevherin neden ulusal miras hazinesinde yer almadığını açıklamıyor. Daha önce Kraliçe II. Elizabeth, Kraliçe Camilla ve Galler Prensesi Kate Middleton’ın kullandığı mücevherler, önemli kültürel ögelerin korunmasını amaçlayan kraliyet koleksiyonunda nedense yer almıyor.
Hediyeler hükümdarın değil ulusundur
Bu da eleştiri ve tartışmaları beraberinde getirdi. Zira kraliyet geleneklerine göre, aileye hediye edilen mücevherler de dahil olmak üzere tüm hediyelerin ulusal koleksiyonda yer alması gerekiyor. Saray politikası, genel bir kural olarak hükümdara başka bir hükümdardan veya devlet başkanından gelen hediyelerin otomatik olarak kraliyet koleksiyonunun bir parçası haline geldiğini, hükümdarın ulus adına emanet olarak elinde tuttuğu eşyaları yöneten bir organ olduğunu belirtiyor.
Ama bu kurala rağmen koleksiyona kaydedilmeyen mücevherler var. Ve neden kaydedilmediği konusunda da saray suskun. Kaydedilmeyen parçalar arasında bir dizi akuamarin mücevher, dört broş ve bir Hintli prens tarafından Kraliçe Elizabeth’e verilen en az 40 milyon sterlin değerinde bir Cartier zümrüt ve parlak kesim pırlanta kolye de dahil olmak üzere altı kolye yer alıyor. Bu parçalardan dördünün, devlet başkanları tarafından hediye edildiği biliniyor. Koleksiyondan sorumlu Royal Collection Trust, 11 mücevherin velayetinin kendilerinde olmadığını da doğruluyor.
Sarayda suskunluk var
Buckingham Sarayı’ndan bir sözcü, 11 parçanın mevcut durumunu ve neden resmi koleksiyona kaydedilmediği sorusuna cevap vermeyi reddetti. Sözcü, “Resmi hediyeler, onları alan kraliyet ailesinin üyesinin kişisel mülkü değildir, ancak hükümdar tarafından tacın hakkı olarak tutulabilir veya zamanı geldiğinde kraliyet koleksiyonunun bir parçası olarak atanabilir” dese de eşyaların neden kraliyet koleksiyonunda olmadığını açıklamaktan kaçındı.