Londra Tasarım Bienali tüm hızıyla devam ediyor. Bu yıl 25 Haziran’a kadar sürecek etkinliğin teması, ‘Küresel Oyun: İş birliklerini Yeniden Eşleme’ olarak belirlendi. Londra Tasarım Bineali Direktörü Victoria Broackes ve Somerset House Vakfı Direktörü Jonathan Reekie’in açılışını yaptığı etkinlikte, çeşitli ülkelerden 40’tan fazla sanatçının, küresel zorluklarla yüzleşen ve ziyaretçilere ilham veren tasarımları sanatseverlerle buluştu.
Bianelde, Türkiye’yi sanatçı ve mimar Melek Zeynep Bulut tarafından tasarlanan ve Somerset House’un avlusunda sergilenen ‘Açık Yapıt’ projesi temsil etti. Akustik ve mimari danışmanlığını Celaleddin Çelik’in üstlendiği projede inşaat mühendisi Mehmet Selim Ökten ile Erdem Kazım Demirkıran, Emrah Bural ve Asude Nur Sancaktutan yer aldı.
Londra’da Melek Zeynep Bulut’a büyük ilgi
Bienalin Türkiye Pavyonunda yer alan eserin tasarımcısı Melek Zeyneğ Bulut, ‘Açık Yapıt’ projesine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bulut, iki yılda bir sanatseverlerle buluşan Londra Tasarım Bineali’nin dünyanın en prestijli bienallerinden biri olduğunu belirterek, “Dünyanın her yerinden sanatçılar, tasarımcılar, ülkeler burada birtakım sergilemeler yapıyor. Biz de bu yıl burada Türkiye’yi temsilen bir eser sergiliyoruz.” dedi.
Londra Tasarım Bienali’nin bu yılki temasının “Küresel Oyun” olduğuna değinen Bulut, bu temanın kendisini de etkileyen en önemli metaforunun, önceki yıllarda Süveyş Kanalı’nda karaya oturan ve günlerce dünya ticaretinin durmasına neden olan gemi olduğunu anlattı. Bulut, bu bağlamda, dünya genelinde meydana gelen salgınlar, savaşlar ve insanlığı etkileyen ani krizlerin sistemleri durdurduğuna işaret ederek, bugünkü bienalin de bu konuya dikkati çektiğini kaydetti.
Türkiye Pavyonu’nda yer alan “Açık Yapıt” projesinde, özellikle tasarımcıyı bir nebze geri planda tuttuklarını ve sanat nesnesi üretme amacı taşımadıklarını söyleyen Bulut, bunun nedenini ise şu şekilde açıkladı: “İnsanlığın kendini eşikte bulduğu, tarih boyunca bazı temel formları alıp bunları değiştirmekle ve performatif mekan yapmakla ilgilendik. Eser kendi içerisinde multidisipliner bir iş. Hem mimari bir pavillion, beraberinde akustik yüzeylere sahip ve aynı zamanda kendi içerisinde bir heykel olarak da tanımlayabiliriz. Biz bunu performatif mekan olarak tanımladık çünkü mekanın kendisi baktığınız zaman katı, anıtsal bir yapı ama içine girdiğinizde titrek, aynı zamanda hareketli ve sesli olduğunu görüyorsunuz. Burada bir anlam değişikliği var ve mekanın kendisi ziyaretçinin de eşlik etmesiyle bir performansa dönüşüyor.”
“İnsanı merkeze alan bir çalışma yaptık”
Melek Zeynep Bulut, ‘Açık Yapıt’ projesinin, insanı merkeze alan bir çalışma olduğunu ve bunu öncelediklerini belirtti. Bulut son olarak şunları söyledi: “Tanımların değişmesi ve dünyanın dönüşmesi için bu şart ve bunun için de bizim zaten kültür, medeniyet öncüsü bir toplum olduğumuzu, tarih boyunca bilimle destekleyerek zaten yaptığımızı ve böyle güçlü bir dengeyle yön verdiğimizi her aşamada unutmadan ilerledik. Eserin zihinsel performansı ve üretimimiz bizi çok mutlu etti ancak bu hassasiyetin de alt metinde hep olduğunu vurgulamak isterim.”