“İddialıyım, İzmir deyince sanat da var desinler.” Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas’a ait bu sözler. “Sayenizde İzmir’in adı artık sanatla da anılıyor” diyorum Lucien Bey’in bu sözlerine karşılık.
Türkiye’nin önemli sanat koleksiyonerlerinden biri Lucien Arkas. Koleksiyonunda 2050 eser var. Ki bir de 600 halı bulunan başka bir koleksiyonu var. Ama koleksiyoner olarak kalmadı. 2011 yılının kasım ayında Konak’ta Arkas Sanat Merkezi’ni açtı. İlk sergi Arkas Koleksiyonu’nda Post-Empresyonizm başlığını taşıyordu. İzmirliler Maxime Maufra, Louis Anquetin, Emile Bernard, Maurice Denis, Maurice Vlaminck, Edouard Vuillard, Louis Valta gibi sanatçıların resimlerini kendi kentlerinde gördü. Sonra devamı geldi.
2012’de Bornova’da Arkas Deniz Tarihi Merkezi açıldı. Denizciliğe adanan özel bir müzeydi burası. Ama kırılma noktası 2019’da Arkas Sanat Merkezi’nde açılan Picasso sergisiydi. 2005’te Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde açılan sergi ile Picasso ilk defa Türkiye’ye gelmişti. İkinci ziyaretini ise 19 yıl sonra 2019’da İzmir’e yapıyordu.
‘Picasso için İzmirliler sıraya girince tamam bu iş oldu dedim’
“Yağmurlu bir gün, bizim sanat merkezinin dışında 200 metrelik kuyruk gördüm. İnsanlar şemsiyelerini açmış bekliyor. İzmirliler sıra beklemeyi sevmez. Ama bir sergi için, Picasso’yu görmek için bekliyorlar. İşte o zaman ‘Bu iş oldu’ dedim kendi kendime.”
Bu manzara Lucien Arkas için doğru yolda ilerlediğinin ispatı oluyor. 2020’de Arkas Sanat Urla’yı üç yıl sonra 2023’te de Arkas Sanat Bornova’yı açıyor. İçinde bulunduğumuz ve sohbet ettiğimiz Arkas Sanat Alaçatı da 13 yılda açtığı beşinci sanat merkezi… Devamı da gelecek!
Sanat, spor ve eğitim insanı şekillendirir
Lucien Arkas’ın tüm bu çabasının bir nedeni var: “Türkiye’de kime sorsanız eğitime, kültür sanata, spora önem verilmesi gerektiğini anlatır. Benim gençliğimde bu üçüne de önem veriliyordu. Eğitimin, sanatın ve sporun insan hayatını nasıl şekillendirdiğini kendimden biliyorum. Bütün çabamın arkasında bu var. Benden sonraki kuşaklar da iyi eğitim almalı, sanat ve sporla tanışmalı hayatlarını bunlarla şekillendirme imkanı olmalı. Bunun için elimden geldiği kadar eğitim, kültür sanat ve spora özellikle destek oluyorum.”
Arkas Sanat Alaçatı mimarisiyle ve konseptiyle iddialı bir sanat merkezi. Ama 14 ay öncesine kadar burası bir çamaşırhaneymiş. Çeşme Belediye Başkanlığı’nın sanat merkezi açma ricasıyla Lucien Arkas kolları sıvıyor. İzmir’in dört bir yanında kültür merkezi açma hedeflerinden birini daha gerçekleştiriyor. Ki iki büyük sergi salonu, söyleşi ve dinletilerin yapılabileceği çok amaçlı salonu, kütüphanesi ve merkezin içindeki şık kafesiyle insanların uğrak noktalarından biri olabilecek bir mekan.
Ama Çeşme bir tatil beldesi ve canlı hayatı iki ay sürüyor. Çünkü turizm beldesi olarak akıllara işlenmiş. İşte tam olarak hedef de bu iki ayı mümkün olduğu kadar uzatmak. Çeşme’ye deniz kum için değil sanat için de insanların yolunu düşürmek. Ki Çeşme’nin yeni belediye başkanı Lal Denizli’nin hedefi bu.
İddialı iki sergi
Nasıl olacak derseniz sergiler giriyor devreye. Mesela Arkas Sanat Alaçatı’nın açılış sergilerinden biri Op Art akımının kurucusu Victor Vasarely seçkisinden oluşuyor. 2017’de İstanbul’da sergisi açılmıştı. Şimdi İzmir’de. Ki kendisi Renault logosunun yaratıcısıdır ve Vasarely’in sergisi kalıcı sergi. İkinci sergi ise 40 yaşın altında sanatçıların işlerinden oluşan, Dr. Necmi Sönmez’in küratörlüğünü yaptığı Yeni Topraklar’da… 155 sanatçının eserleri var sergide. Dr. Necmi Sönmez ” “Gençlere güvenen bir sergi” diyor. Ki güvenmenin ötesinde cesaretli ve özgüvenli eserlerden oluşuyor. Bu iki sergi de iddialı, insanın yolunu Çeşme’ye düşürecek türden.
Lucien Arkas “Çeşme sadece denize girilecek bir yer değil. Aynı zamanda bir buluşma yeri, bu potansiyelini de kullanmak istedim. Çeşme Belediyesi bu konuda istekli. Biz de iyi bir merkez açtık, bir buluşma yeri gibi planlandı burası. Gelecek nesillere yapılan bir yatırım gibi düşündüm. Çeşme’nin geleceği kültür sanattan geçiyor” diyor. Ki İzmir’in farklı noktalarında insanların karşılarına sanatı çıkarmada kararlı Lucien Bey.
‘2026’da Centre Pompidou’nun eserlerinin sergileneceği bir müze açacağız’
“İstanbul’da birçok müze, sanat merkezi var. İzmir’in de olmalı. Hatta bunlar birbirini beslemeli” diyor. Sonra iki sürpriz projesinden bahsediyor. “Göztepe’de tarihi bir köşk var. Sahibi bize bağışladı. Restore ettiriyoruz, yakında orada da müze açacağız. Türk ressamların resimlerini orada sergileyeceğiz.”
Ya ikincisi, işte o büyük sürpriz. Lucien Arkas o sürprizi verirken keyifleniyor: “Paris’teki Centre Pompidou 2025’te restorasyona girecek ve beş yıl kapalı kalacak. Onlarla işbirliği içinde bir projemizi hayata geçireceğiz. Centre Pompidou’daki eserlerin sergileneceği 2000 metrekarelik bir müze açacağız. Prensipte anlaştık. Kısmetse 2026’da müzeyi açacağız.”
İzmir’in böyle sanat dostu bir işinsanına sahip olması büyük şans. “İzmir deyince sanat gelmezdi insanların aklına, ama artık öyle değil. Sanat dünyasındaki itibarını yükseltiyor. Ben de elimden geldiği kadar buna katkı sunuyorum” diyor.