Doğa ve canlılara karşı duyarlılığıyla tanınan Mercan Dede yeni bir projeye imza attı. İlhamını Marmara Denizi’ndeki seslerden alan müzisyen proje kapsamında bugüne kadar 840 saatlik ses ve 155 dakikalık görüntüleri kullandı. ‘Mercanlar Senfonisi’ ile denizlerin yağmur ormanları olarak nitelendirilen ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan mercanların korunması ve Marmara Denizi’ndeki su altı biyoçeşitliliğin zenginleştirilmesi hedefleniyor. Proje kapsamında dalgıçların su altına yerleştirdiği ses kayıt cihazlarıyla canlıların sesi kaydedildi. Bu sesler, eko-akustik uzmanı ve ses tasarımcı sosyolog İpek Oskay tarafından analiz edildi. Eser için bir de klip hazırlanıp yayınlandı.
Anadolu Efes ve Deniz Yaşamını Koruma Derneği iş birliğiyle yürütülen Denize +1 Nefes projesi kapsamında hazırlanan eser hakkında konuşan Mercan Dede, “İnsan kaynaklı iklim krizi, bugünümüzü ve gelecek nesilleri tehdit ediyor. Denizlerimiz ve onların ekosistem taşıyıcıları olan mercanlar, büyük bir öneme sahip. Bu nedenle biyoçeşitliliği destekleyen bu projeyi çok değerli buluyorum. Marmara Denizi’nin sesini duyurmak için eşkina, ıstakoz, karides, yunus ve midye gibi birçok deniz canlısının ses ve görüntüsünden ilham alarak ‘Mercanların Senfonisi’ eserini ortaya çıkardım” dedi.
‘Mercanlar, denizlerin amazon ormanları’
Deniz Yaşamını Koruma Derneği Başkanı Volkan Narcı, “Projenin ilk fazında gerçekleştirdiğimiz mercan nakli sonrasında gözlem dalışlarının yanı sıra su altı izleme sistemimiz sayesinde mercan bahçesini 7/24 canlı izleyebiliyoruz. Bu Türkiye’de bir ilk. Bu projeyle Anadolu Efes ile biyoçeşitliliğin gelişimini desteklerken, deniz ekosistemi farkındalığının artması için çalışıyoruz” dedi.
‘Mercanlar Senfonisi’ hakkında konuşan Anadolu Efes CEO’su Onur Altürk ise “Maviye olan tutkumuzu deniz ekosistemini iyileştirecek bir projeyle değere dönüştürdük. Deniz Yaşamını Koruma Derneği ile birlikte Marmara Denizi için harekete geçtik. Projemizin üçüncü fazında yolumuz doğa dostu müzisyen Mercan Dede ile kesişti. Marmara Denizi’nde kaydedilen ses ve görüntülerden aldığı ilhamla doğaya ve denizlere olan tutkusunu müthiş bir esere dönüştürdü ve Marmara’nın sesi oldu” dedi.