BM Genel Kurulu kürsüsünde konuşulan konulardan biri de Taliban'dı. Meryl Streep 'dişi kedi bile Afgan kadınından daha özgür' dedi. Taliban tepki gösterdi. Dört ülke ilk kez UAD'de toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle ilgili Taliban'a dava açtı.

Afganistan’ın yönetimini 2021’de ele geçiren Taliban Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu esnasında dört ülkenin hedefindeydi. Avusturya, Kanada, Almanya ve Hollanda Taliban’ı BM Kadın Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ederek uluslararası hukuka aykırı davranmakla suçladı. BM Genel Kurulu esnasında temaslar gerçekleştiren dört ülke kadın ve çocuk haklarına dair ihlallerin soruşturulmasını ve cezalandırılmasını talep ediyor. Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) açılacak olan bu dava tarihi bir öneme de sahip. UAD, kurulduğundan bu yana ilk kez toplumsal cinsiyet sorununa değinen davayı ele alacak.

Bu bağlamda dünyaca ünlü oyunculardan da Afgan kadınlara destek sesleri yükseliyor. Oscar ödüllü ünlü oyuncu Meryl Streep de kürsüde söz alarak Taliban’ın kadınlara uyguladığı baskı politikalarını eleştirdi. Taliban ise kadın haklarına zarar verdiğini düşünmüyor, gelen eleştirilere “absürt” diyerek cevap verdi.

Taliban’a karşı ilk hukuki hamle

Dört ülkeden gelen bu hamle Taliban’ın Afganistan yönetimini ele geçirmesinden sonraki ilk hukuki hamle. Taliban üç yılı aşkın süredir Afganistan’da kadınlara ve çocuklara “kan kusturan” bir dizi yasağı hayata geçirdi. Kadınların kamusal alanlardaki varlığını tümüyle yok etmeyi hedefleyen bu yasaklar insan hakları grupları tarafından “akıl almayacak boyutlarda” görülüyor. Yasaklardan sonuncusu kadınların ve kız çocuklarının kamusal alanlarda şarkı söylemesini ve sesli okuma yapmasını engelleyen bir anayasa değişikliği oldu. Hemen ardından Taliban BM tarafından yürütülen çocuk felci aşılamalarını “kadınların fazla mobilize” olduğu gerekçesiyle durdurarak Afgan çocukları salgın hastalıklara esir eden bir yasak daha getirdi.

Taliban’ın açılan davaya cevap vermek için altı ayı olacak. Beklentiler UAD’de görülecek davanın ardından geçici çözümlere dair diplomatik görüşmelerin başlaması yönünde. Taliban UAD’nin yetkisini tanımıyor. Bu durumda dört ülkeden gelen hamlenin Taliban ile diplomatik ilişkilerini hala sürdüren ülkeler üstünde caydırıcı etki uyandırmaya yönelik olduğunu söylemek mümkün. Taliban ile görüşmeleri sürdüren ülkeler arasında Türkiye, Rusya ve Çin de var.

Merly Streep Taliban eleştirisiyle BM kürsüsünde

Meryl Streep de Taliban’ı BM kürsüsüne taşıyan isimlerdendi. Streep kedilerden, kuşlardan ve sincaplardan bahsederken kadınların Taliban rejimi altında kısıtlanan özgürlüklerine dair bir metafor kullandı. “Bugün Kabil’de dişi bir kedi bir kadından daha fazla özgürlüğe sahip. Bir kedi verandasında oturabilir ve yüzünde güneşi hissedebilir, parkta bir sincabı kovalayabilir. Kabil’de bir kuş şarkı söyleyebilir ama bir kız çocuğu söyleyemez. Bu inanılma bir şey. Bu, doğal hukukun bastırılmasıdır. Bu kültürün, bu toplumun altüst oluşu, dünyanın geri kalanı için alarm verici bir hikayedir” diyen Streep dünya kamuoyunu Afgan kadınları ve kızlarının “yavaş yavaş boğulmasını durdurmaya” çağırdı.

Taliban ne dedi?

BM kürsüsünden ardı ardına gelen açıklamalara Taliban’ın cevabı gecikmedi. Taliban sözcüsü Hamdullah Fıtrat Afganistan’da “insan haklarının korunduğunu” ve “kimsenin ayrımcılığa uğramadığını” söyledi. Sözcü X üzerinden yaptığı açıklamada “Afganistan aleyhine yapılmak istenen propaganda kadınların durumuyla ilgili yanlış bilgi veriyor” dedi.

Taliban kendisine yöneltilen tüm talep ve açıklamaları şeriat düzenini işaret ederek reddediyor. İnsan hakları araştırmacısı Ferişta Abbasi dünya kamuoyuna dört ülkeye destek vermeye çağırdı. Abbasi “Almanya, Kanada, Avusturya ve Hollanda’nın açtığı bu dava Taliban’ın kadınlara ve kız çocuklarına yönelik insan hakları ihlallerini durdurmak için çıkılmış bir yola dönüşebilir” dedi.

Ahundzade daha önce ‘durum iyiye gidiyor’ demişti

Taliban’ın merkez üssü Kandahar’dan Afganistan’ı yöneten ve çok nadir kamuoyu önüne çıkan Hibetullah Ahundzade geçen sene Kurban Bayramı vesilesiyle yaptığı açıklamada kadınlara ‘şeriata uygun rahat ve müreffeh bir yaşam’ sağlamak için adımlar atıldığını öne sürmüştü.

Yönetimde İslamiyet’in kurallarının benimsenmesiyle kadınların zorla evlendirmeler de dahil olmak üzere ‘geleneksel baskılardan’ kurtarıldığını söyleyen Ahundzade “Kadının özgür ve onurlu bir insan olarak statüsünü yeniden tesis ettik ve tüm kurumlar evlilik, miras ve diğer haklarının güvence altına alınmasında kadınlara yardım etmekle yükümlü kılındı” iddalarında bulunmuştu.

Ahundzade ‘kadınların başörtüsü takması ve yanlış yönlendirilmesi ile ilgili son 20 yılda ülkede görülen olumsuz unsurların yakında sona ereceğini’ söylemişti fakat bu açıklamaların ardından durum gitgide daha kötüye gitti, yasaklar ardı ardına geldi.