Osman Kavala’ya itibar suikastı yapan, bunun için günler boyunca kamuoyunda tartışılan, önce TRT’nin dijital platformu Tabii’de yayına giren sonra da TRT 1’de gösterilmeye başlanan ‘Metamorfoz’ dizisinin yapımcı ve senaristi Mustafa Burak Doğu nihayet konuştu.
Yeni Şafak’tan Sevda Dursun’a röportaj veren Doğu, ‘Metamorfoz’ ile ilgili tartışmaları ‘kültürel iktidarı kaybetme paniği’ olarak yorumluyor. Dizinin başında ‘Bu dizideki tüm karakterler ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur’ ifadesi koymayan ve dizide Osman Kavala’nın hayat öyküsüyle örtüşen bir karakter inşa eden, hatta bu karakteri fiziksel olarak Kavala’ya benzeten Doğu, röportaj cevaplarında biz ve onlar diye toplumu ikiye ayırıyor.
Doğu, ‘Teoman Bayramlı’nın Osman Kavala ile ilgisi yoktur ‘ya da ‘ondan esirlendik’ demek yerine “Biz kapitalist bir iş adamından, o kapitalist sisteme ayak uydurmak için çevre katliamı yapan, gerektiğinde yabancı ülkelerle banka kuran, gerektiğinde hükümetlere silah sistemi satmayı göze alan bir iş adamından bahsettik. Onlar ‘Kavala’yı anlatıyorsunuz’ dediler” diyor. Lakin Doğu biz ve onlar olarak nitelendirdiği kesimin kimler olduğunu da anlatmıyor.
‘Sinema festivallerine sızdılar!’
Dizide Türkiye’deki sosyalist rolü yapan kirli burjuvayı anlattıklarını iddia eden Doğu, ‘Metamorfoz’u eleştirenleri de saldırgan olmakla suçluyor. Muhafazakar dünyanın çok sevdiği kültürel iktidar meselesi de Doğu’nun kaçış noktası. Doğu’ya göre Türkiye’deki kültürel iktidar şöyle şekillenmiş: “Avrupa’da 2. Dünya Savaşı’nda başlayan bu süreç, Türkiye’de de 80’den sonra yaşandı. Köklü kültür dergileri, sinema festivalleri, müzik firmaları ve yayın evleri gibi alanların içine sızdılar. Dışarıdan finanse ederek kültür endüstrisi ağı oluşturdular. Kültürel iktidar dediğimiz şey de tam olarak bu. Dizinin ikinci sezonuna karar verilirse, bu hegemonyanın günümüzde nasıl devam ettiğini anlatacağız.”
Doğu’ya göre kültürel iktidarın sahibi de eski solculardaymış: “Yapım şirketleri, reklam ajansları, yayınevleri gibi kültür sanat alanlarını incelediğinizde; 80 öncesi sosyalist, 80 sonrası kapitalist olan isimleri görürsünüz. Yurtdışından, AB’den fon alıp bağımsız gazetecilik yapan solcu gazeteciler de buna dahil. Yahut Türkiye’nin en büyük yapım firmalarını kuran, setlerde inanılmaz bir emek sömürücülüğü yapanlar da buna dahil. İşte ‘Metamorfoz’, tam olarak bu dönüşüme işaret ediyor.”
‘Açık bir ajan oyunu’
Genç senarist solcuların iş insanı olmasının normal olmadığını düşünüyor: “Bu dönüşüm, doğal bir süreç değil, bir istihbarat operasyonu. Silahsız, kansız, ama açık bir casusluk oyunu… Attila İlhan’ın dediği gibi; ‘Türk aydını, Batı’nın manevi ajanlığını’ üstleniyor. Bence bu durum hâlâ devam ediyor. Tayyip Erdoğan’ın kültürel hegemonya oluşturmak istediğini söyleyenler, 40 yılda oluşturdukları kültürel hegemonyaya alternatif gelsin istemiyorlar. Kültürel hegemonyaları devam ettikçe, bunlar var olmaya devam edecek.”
‘Feryada Gücüm Yok’tan ‘Metamorfoz’a
Mustafa Burak Doğu’nun söylemleri Şerif Gören’in çektiği Orhan Gencebay ve Nuri Alço’nun rol aldığı 1981 yapımı ‘Feryada Gücüm Yok’ filmini hatırlattı. Nitekim sosyal medyada da bu yönde paylaşımlar yapıldı. Filmde Nuri Alço’nun canlandırdığı karakter Orhan Gencebay’a kültür dünyasını nasıl şekillendirdiklerini anlatıyor. Tam da 12 Eylül askeri darbesi sonrası çekilen filmin yönetmeni Şerif Gören Türk sinemasının yaşayan en önemli sinemacısı. Şerif Gören, bu filmde neoliberal iş dünyasının kültürel hegemonyayı nasıl kurduğunu anlatıyordu. Doğu’nun anlatımına göre neoliberaller solcu oluyor…