Şair ve yazar Metin Celal, www.edebilathaber.com sitesinde yazdığı yazıda edebiyat tarihimizde ansızın yok olan ödüllerin akıbetini sordu. Artık verilmeyen öyle ödüller var ki Celal’in yazısında ne ara verilmemeye başlanmış hatırlamak bile zor. Celal yazısında tespit edebildiklerini tek tek yazmış.
Unutulan bir ödül: CHP Sanat Mükafatı
Celal’in ilk bahsettiği ödül CHP Sanat Mükafatı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1942, 1943, 1945, 1946 ve 1947 yıllarında verdiği ödülün roman, şiir, tiyatro, müzik, resim, heykel ve mimarî olmak üzere yedi dalda olması planlanmış. Ödül, her yıl güzel sanatlardan birine veya birkaçına verilmek suretiyle her beş yılda bir devrolunacak ve kazananlar, Halkevleri’nin kuruluş tarihi olan 19 Şubat’ı takip eden ilk pazar günü açıklanacakmış. İlk kez 1942’de roman dalında verilen ödülü ‘Sinekli Bakkal’la Halide Edib kazanmış.
Selçuk Çıkla’nın tespitine göre yapılan oylamada 1.Halide Edib Adıvar ‘Sinekli Bakkal’, 2. Yakup Kadri Karaosmanoğlu ‘Yaban’, 3. Abdülhak Şinasi Hisar ‘Fahim Bey ve Biz’, 4. Sabahattin Ali ‘Kuyucaklı Yusuf’, 5. Memduh Şevket Esendal ‘Ayaşlı ve Kiracıları’ olmuş. Ama jüri sadece Halide Edib’e ödül vermiş yani günümüzde bazı biyografilerde yazıldığı gibi diğer yazarlar bu yarışmada ödül kazanmamışlar.
Ödül 1946’da mimari, şiir ve tiyatro olmak üzere üç farklı kategoride verilmiş. Şiir yarışmasına 164 şair katılmış. Şiir dalında Cahit Sıtkı Tarancı ‘Otuz Beş Yaş’ şiiriyle birinci, Attila İlhan ‘Gavurdağlarından Rivayet’ adlı şiiriyle ikinci, Fazıl Hüsnü Dağlarca ‘Çakırın Destanı’ adlı şiiriyle üçüncü olmuş.
1947’de piyes kategorisinde verilen ödülde jüri ilk raporunda birinciliği Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Sabır Taşı’ adlı piyesine vermiş. Ancak CHP Genel İdare Kurulu bu rapora itiraz etmiş ve eserin şartnamedeki yarışmaya katılım süresine uymadığını ileri sürmüş. İtirazlar sonrası jüri ek bir rapor hazırlamış ve bu rapora göre birincilik ödülünü kazanmaya layık bir eser bulunamamış, ikinciliği Ahmet Muhip Dıranas, üçüncülüğü ise Bekir Büyükarkın kazanmış. 1947’den sonra ödül verilmemiş.
Zaman içerisinde düzenlenmeyen bir diğer ödül ise İnönü Sanat Armağanları. İlk kez 1948’de verilmeye başlanmış. ‘Hayal Şehir’ şiiriyle Yahya Kemal Beyatlı’ya, ‘Yunus Emre Oratoryosu’ ile Ahmet Adnan Saygun’a, ‘Küçük Şehir’ piyesi ile Cevat Fehmi Başkut’a verilmiş. 14 Mayıs 1950’de yapılan seçimlerde Demokrat Parti’nin iktidara gelmesi ile devlet olanakları ile verilen ödül son bulmuş.
TRT Ödüllerine ne oldu?
Şimdilerde farklı alanlarda organizasyonlar yapan TRT, bir dönem kültür sanat dünyası için de önemli bir kurumdu. Çünkü Kültür Sanat ve Bilim Ödülleri veriyordu. Metin Celal de yazısında “Dikkatli okurlar bilirler Oğuz Atay’ın ‘Tutunamayanlar’ının 1970 TRT Roman Ödülü’nü kazandığı, buna rağmen edebiyat çevrelerinde ilgi görmediği, yayıncı bulmadığı anlatılır. Sevgi Soysal, Mehmet Başaran, Abbas Sayar, Melih Cevdet Anday, Tarık Buğra, Orhan Duru, Mehmet Seyda, Ahmet Say, Zeyyat Selimoğlu, Gülten Akın, Afşar Timuçin, Fakir Baykurt, Vedat Türkali ve Necati Tosuner’in biyografilerinde de aynı bilgiyi görüyoruz, TRT ödüllerinde şiir, roman, öykü ve tiyatro dallarında başarı ödülleri almışlar. Yani Oğuz Atay tek ödül kazanan değilmiş. Ödül kazanıp tek ilgi görmeyen Atay mıydı, merak ediyorum. Ödülün tam adı TRT Kültür Sanat ve Bilim Ödülleri’ymiş. 152 sayfalık şartnamesini bastırıp kitap olarak yayınlamışlar. Ödülün 1970-1976 tarihleri arasında verildiği anlaşılıyor” yazarak bu ödüllerin 70’ler Türkiyesi’nde önemli bir işlev gördüğünü ortaya koyuyor.
Bir haber, beş ödül ve bugün hiçbiri yok
Metin Celal Ülkü Tamer’in Sanat Olayı Dergisi’nin bir haberinden yola çıkarak Nevzat Üstün Öykü Ödülü, Hasan Ali Ediz Çeviri Ödülü, Akademi Kitabevi Ödülleri, Necatigil Şiir Ödülü ve Simavi Vakfı Ödülleri’nin peşine düşüyor bu sefer:
“Behçet Necatigil Şiir Ödülü: 13 Aralık 1979’da vefat eden büyük usta Behçet Necatigil anısına ailesi bir ödül koymuş ve ilk ödülü ölüm yıl dönümünde, 13 Aralık 1980’de ‘İstanbul Kitabı’ ile İlhan Berk almıştı. 1993 yılına kadar, her yıl Behçet Necatigil’in ölüm yıldönümünde verilen ödül 1994 yılından itibaren şairin doğum günü olan 16 Nisan’da verilmeye başlanmıştı. 40 yıl aralıksız sürdürülen ve Türk şiirinin bence en önemli ödülü olan Behçet Necatigil Şiir Ödülü 2019’da Şavkar Altınel’e verilen ’40. Yıl Şiir Onur Ödülü’ ile noktalandı.
Her ödül ne yazık ki bu kadar uzun ömürlü olmuyor. Genellikle şair ve yazarların adını yaşatmak amacıyla aileleri ya da yayıncıları tarafından konulan ödüllerin birçoğu sürdürülemiyor. Bunlardan biri de şair ve öykücü Nevzat Üstün adına şiir ve hikâye dallarında verilen ödül. 1980’deki ilk ödülleri Ali Yüce şiir ve Osman Şahin hikâye dallarında kazanmış. Ödül son kez 1983’te verilmiş.
Hasan Ali Ediz Çeviri Ödülü, darbeye kurban gitti
Hasan Ali Ediz Çeviri Ödülü, çok nadir ödül verilen bir dalda, çeviride verilmesiyle de önemliydi. Türkiye Yazarlar Sendikası’nın yürüttüğü ödül sadece iki kez verilebilmiş. 1980’de Mehmet Özgül, 1981’de A. Kadir ödülü kazanmış. Sanıyorum sonrasında 12 Eylül Darbesi’yle Türkiye Yazarlar Sendikası’nın yöneticileri hakkında açılan davalar, sendikanın yasadışı ilan edilmesi derken ödül verilemez olmuş.
Akademi Kitabevi Ödülleri genç yazarları özendirmek amacıyla 1979’da kurulan ödül, şiir, hikâye, roman, deneme-inceleme-eleştiri-gezi ve çocuk edebiyatı dallarında yayımlanmış ya da yayıma hazırlanmış ilk yapıtlara verilmekteydi. Ödülü Nişantaşı’ndaki Akademi Kitabevi’nin sahibi Hadi Olca kurmuştu.
Kitabevi kapandı ödüller de son buldu
1971’de açılan Akademi Kitabevi 70’li-80’li yılların en önemli edebiyat mahfillerinden biriydi. Aziz Nesin, Attilâ İlhan, Edip Cansever gibi birçok önemli yazar ve şaire orada rastlamak mümkündü. Doğan Hızlan’ın deyişiyle ‘kitapçı değil, kitaplı bir buluşma mekânı’ olan kitabevi her hafta düzenlenen söyleşilerle ve imza günleriyle de okurların uğrak yeriydi. 1980’den 1991 yılına kadar 12 yıl kesintisiz verilen ödüllerin ilkini Murathan Mungan, Turgay Fişekçi, Nursel Duruel, İnci Aral gibi günümüzün önemli yazarları ilk kitapları ile kazanmıştı. Ödüller ilk eserlere verildiği için çok önemsenir, hakkında çok konuşulur, tartışılırdı.
Yayıncı Özcan Sapan ve Hadi Olca’nın oğlu Muzaffer Olca Kadıköy’de Akademi 1971 Kitabevi’ni kurunca 2014 yılında tekrar şiir, öykü ve roman dallarında olmak ve 30 yaşını doldurmamış genç yazarlara verilmek üzere Akademi Edebiyat Ödülleri’ni ilan etmişti. İlk ödüle değer bir eser bulunamamış ve ödül verilmemiş. Sonraki yıllarda da sürdürülmemiş. Bir kitabevinden çok kültür merkezi olarak çalışan Akademi 1971 maalesef 2020’de, pandeminin ilk günlerinde kapanmak durumunda kaldı.”
Onat Kutlar adına verilen ama artık unutulan ödüller
Metin Celal yazısında daha sonra birçok önemli ödülün akıbetini anlatıyor: “Onat Kutlar Ödülleri: Leyla Erbil’in jüri üyeliği yaptığı ve Türkiye PEN’in düzenlediği Onat Kutlar Anlatı Ödülleri sanıyorum bir kez, 1996’da verilmiş. Sabri Kuşkonmaz kazanmış. Ertesi yıl ise, yani 1997’de Onat Kutlar Film Öyküsü Yarışması düzenlenmiş. Leyla Erbil bu kez jüri üyeliğini kabul etmemiş. Birinciliğe değer yapıtın bulunamadığı yarışmada, ödüller Yılmaz Odabaşı (Şafak Kayada Çıplaktı), Mucize Özinal (Kum Saati) ve Kıvanç Nalça (Korku Kör Kuyu, Korku Kor) arasında paylaştırılmış.
2000 yılında PEN Yazarlar Derneği Onat Kutlar Edebiyat Söyleşisi Ödülü Necati Cumalı ile yaptığı ‘Yazıya Adanmış Bir Ömrün Tanıklığında’ adlı söyleşiyle Feridun Andaç verilmiş. Anlaşılan her yıl Onat Kutlar adına farklı bir edebiyat dalında ödül verilmesi hedeflenmiş ama sürdürülememiş.
Leyla Erbil’in ilkini almayı kabul ettiği Füsun Akatlı Kültür ve Sanat Ödülü’nün Doğuş Üniversitesi’nce her yıl kültür, felsefe, edebiyat, tiyatro alanlarından birinde verileceği açıklanmış ama de sadece bir yıl verilebilmiş.
Abdi İpekçi ödüllerine ne oldu?
1980’de verilmeye başlanan bir ödül de Abdi İpekçi Ödülleri olmuş. Milliyet Sanat dergisinin düzenlediği ödüllerde her yıl farklı bir sanat dalında ödül veriliyormuş. 1980’de oyun dalında verilen ödülleri Vüs’at o. Bener ve Tuncer Cücenoğlu kazanmışlar. 1996’da mektup dalında Enver Ercan’ın aldığı ödüller o yıldan sonra verilmemiş.
Altın Portakal Şiir Ödülü: Altın Portakal Kültür ve Sanat Vakfı (AKSAV) ile Akdeniz Sanatevi (AKSEV) iş birliğiyle 1997’den itibaren düzenlenen Altın Portakal Şiir Ödülü benim en beğendiğim ödüllerdendi. 1997’de Enis Batur’un ‘Opera 1-4004’ adlı eseriyle kazandığı ödülde, izleyen yıl ödül kazanan eserin değerlendirildiği bir sempozyum da yapılıyor, sempozyum bildirileri de kitaplaştırılıyordu. Ödülü 2014’te Şeref Birsel ‘Dünyanın Külü’ adlı şiir kitabıyla kazanmıştı ama ödül töreni ve sempozyum yapılmadan ödül iptal edilmişti.
Çeviri ödülü azdır demiştik, olanların da hayatı kısa sürmüş. Bunlardan biri de Azra Erhat Çeviri Ödülü. Yazko Çeviri Dergisi’nin verdiği ödül 1983’te A. Kadir ve Celal Üster’e, 1984’te Tahsin Yücel ve Ülker İnce’ye verildikten sonra bir daha verilmemiş.
Yazko Çeviri’yi de yayınlayan Yazko Yazarlar Kooperatifi’nin şiir, öykü, roman ve inceleme dallarında telif ve yayınlanmamış eserlere verdiği ödüler de vardı. 1981 ve 1982’de verilebilen Yazko Ödülleri’ni şiir dalında İsmail Uyaroğlu ve Ahmet Telli, öyküde Ülke Aren, romanda Önay Sözer ve Seyit Alp, incelemede Önay Sözer, Ayşegül Yüksel, Kürşat Bumin kazanmışlar.
Gösteri Dergisi Ödülleri dört yıl sürdü
1980’in başında yayına başlayan Gösteri Dergisi Ödülleri de edebiyat çevrelerinin gündeminde olurdu hep. İlki 1981’de verilen, şiir dalında Murathan Mungan, Haydar Ergülen ve Hamdi Topçu’nun, öykü dalında Sevda Kaynar, Yasemin Okan ve Cengiz Öndersever’in kazandığı, her yıl farklı dallarda gerçekleştirilen ödüller 1985’ten sonra verilmedi.
Milliyet Yayınları Roman Yarışması: Karacan Armağanı, Milliyet gazetesi kurucusu Ali Naci Karacan anısına Milliyet gazetesince her sene farklı bir konuda verilmek amacıyla 1962 yılında başlatılmış. Röportaj dalındaki ilk yarışmada Dursun Akçam, Kerim Korcan ve Erol Toy ödülleri kazanmış. Karacan Armağanı 1969’dan sonra verilmemiş.
Aynı kuruluş 1975’te daha önce basılmamış eserlere verilecek Milliyet Yayınları Roman Yarışması’nı başlatmış. Vedat Türkali ‘Bir Gün Tek Başına’ ile ödülü kazanmış. İkinci ‘Pansiyon Huzur’la İrfan Yalçın, üçüncü ‘Korugan’la Sulhi Dölek olmuş. Ödülü 1979’da Mehmet Eroğlu’nun ‘Issızlığın Ortasında’ ve Orhan Pamuk’un ‘Karanlık ve Işık’ (‘Cevdet Bey ve Oğulları’ adıyla yayınlandı) kazanmıştı. Ama ödül şartnamesinde vaat edildiği gibi kitaplar basılmadı. Sanıyorum 12 Eylül Askeri Darbesi’ne giden terör ortamı bir çekingenlik yaratmıştı. Sonra yıllarca ödül verilmedi. 1990’da yeniden düzenlendiğinde de ödülü ‘Darbe’ adlı romanıyla Bekir Yıldız ve ‘Hamriyanım’la Habibi Bektaş kazanmıştı. Bir daha da verilmedi.
Madaralı Roman Ödülü 1974’te başladı, 15 yıl sürdü
En çok ilgi toplayan ödüllerden biri de Madaralı Roman Ödülü’ydü. Madaralı Roman Ödülü, emekli öğretmen Fikret Madaralı ile eşinin girişimleriyle başlayan bir roman ödülüydü. Fikret Madaralı gençlik çağlarında Sadri Ertem, Nâzım Hikmet gibi şair ve yazarlarla dostluk etmiş entelektüel bir öğretmenmiş. Madaralı Roman Ödülü, bir önceki yıl neşredilmiş romanlar arasından seçilen bir romana verilirdi. Ödül sahibi roman, Köy Enstitüleri’nin kuruluş yıl dönümü olan 17 Nisan’da ilân edilirdi. Ödülü ilk kez 1974’te Yaşar Kemal ‘Demirciler Çarşısı Cinayeti’ ile almış. Son kez de 1989 yılında verilmiş.
Eleştiri, deneme ve yayıncılık alanlarında verilen Memet Fuat Ödülleri de kısa ömürlü oldu. Yazarın ölüm yıldönümü olan 19 Aralık 2004 yılında verilen ödüller, 2005 yılında Memet Fuat‘ın doğum günü olan 16 Şubat’ta düzenlenen törenle sahiplerine verilmeye başlanmıştı. 2004’teki ilk ödülleri Nilüfer Kuyaş, Füsun Akatlı ve Norgunk Yayıncılık kazanmıştı. 2008’de Genç Şiir Ödülü kategorisi de eklenen ödül 2010’dan sonra verilmemiş.
Orhon Murat Arıburnu Ödülleri şair Hüseyin Alemdar’ın kişisel çabalarıyla başlatılmış, ilgi gören bir ödüldü. 1990’da ilk şiir ödülünü ‘Makiler’ adlı kitabıyla Sunay Akın almıştı. Ödül son kez 2004’te verildi.
Peyami Safa Roman Yarışması’nı üstadın kitaplarını yayınlayan Ötüken Neşriyat kurmuş. Daha önce yayınlanmamış romanlara verilen ödülü ilk kez 1975’te Bahaettin Özkişi ‘Sokakta’ romanı ile kazanmış. Üç kez ödül verilmiş. 1977’den sonra verilmemiş.
Sabahattin Ali ödülleri sürekli kılınamadı
1974’te Yeni Adımlar dergisi Sabahattin Ali Hikâye Yarışması’nı başlatmış. İlk ödül Zehra Tunç, Mehmet Başaran ve Ahmet Say arasında bölüştürülmüş. Ödül 1975’te ikinci kez verilmiş ama aynı yıl derginin kapanması ile bir daha verilememiş. Sabahattin Ali’nin ailesi ve yayıncısı Cem Yayınları 1981’de yayınlanmamış hikâye kitaplarına verilmek üzere yeni bir ödül başlatılmış ve ilk ödül ‘Dönüşü Olmayan Hikayeler’le İzzet Yasar’ın olmuş.
1985’ten sonra bu ödülle ilgili bir kayıta rastlamadım. 2010’da Edremit Belediyesi’nin düzenlediği Sabahattin Ali Şiir ve Öykü Yarışması’na rastlıyoruz. Sonuçları, Sabahattin Ali’nin kızı Prof. Filiz Ali açıklamış. Yani ailecek onaylanmış bir yarışma. 750 kişinin 2 bin 400 eserle başvuru yaptığı yarışmada Şiir dalında birinci Serkan Uçar, Hikâye dalında birinci Uğur Sencer Aydın olmuş. Yarışma devam etti mi, bir bilgiye ulaşmadım. Edremit Belediyesi’nin sitesinde de yarışmaya dair hiçbir bilgi yok.
Sonraki yıllarda Sabahattin Ali adına çeşitli yarışmalar düzenlendiğini, ödüller verildiğini görüyoruz Liselerarası Sabahattin Ali Öykü Yazma Yarışması beşinci kez gerçekleştirilmiş ama büyük ustanın adına yakışır bir ödülün sürekli kılınamaması dikkate değer.
Darbeci Kenan Evren’in hedefe koyduğu ödül: Türk Dil Kurumu Ödülleri
En önemsenen ödüllerden biri de Türk Dil Kurumu Ödülleri’ydi. Öyle önemseniyordu ki 12 Eylül darbe liderlerinin konusu olacak, konuşmalarında ödül sahipleri hedef gösterilecekti. Ödüller her yıl 26 Eylül Dil Bayramı’nda Ankara’da yapılan törenle sahiplerine verilirdi. Ödül verilen dallar farklı yönetmeliklere göre zaman zaman değişirdi. 1955’te bilim ve sanat dallarında verilmeye başlayan ödüller 1957’den itibaren şiir, roman, hikâye, oyun, çeviri, deneme, eleştiri, çocuk yazını gibi dallarda verilmeye başlanmış. 1957’de Fazıl Hüsnü Dağlarca ‘Delice Böcek’ kitabıyla şiir, ‘Suçumuz İnsan Olmak’la Oktay Akbal roman ödülünü kazanmışlar. 1981’de darbe lideri Kenan Evren’in hedef gösterdiği Yaşar Miraç’ın iki şiir kitabıyla birlikte TDK ödüllü ‘Trabzonlu Delikanlı’ şiir kitabı toplatılmış, tutuklanıp hapsedilme tehlikesi olan şair yurtdışına çıkmak durumunda kalmıştı.
12 Temmuz 1932’de Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan kurum 12 Eylül 1980 darbesinden sonra özerk halinden çıkarılıp Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’na bağlandı. Ödüller 1982’den sonra verilmedi.
Bir başka önemli ödül de Türkiye İş Bankası Ödülleri’ydi. Her yıl üç sanat dalında ödül veriliyordu ve bu dallardan biri edebiyattı. 1981’deki ilk edebiyat ödülünü Melih Cevdet Anday ‘Ölümsüzlük Ardında Gılgamış’ adlı şiir kitabıyla kazanmıştı. 1997’den sonra ödülle ilgili bir kayıta rastlayamadım.
Birçok büyük şairin biyografisinde görebileceğiniz bir ödüldü Yeditepe Şiir Armağanı. Döneminin en önemli edebiyat yayıncılarından Yeditepe dergisi ve yayınlarının sahibi Hüsamettin Bozok’un kurduğu ödül, bir önceki yıl yayınlanan şiir kitaplarını ödüllendirmek amacındaymış. İlki 1955’te ‘Karga ile Tilki’ ile Oktay Rifat’a verilen ödül 1984’e kadar sürdü.
1996 Aziz Nesin Gülmece Öyküsü Ödülleri Tanınmış Yazar kategorisinde Cenap Güven, ‘Bir Mahkeme Öyküsü’ adlı kitabıyla ödül kazanırken, tanınmamış yazarlar kategorisinde Atay Sözer ‘Güllabaci’ ile ödüle değer görülmüş.
İnkılap Kitabevi Roman Ödülü 2005’te sona erdi
Enver Ercan yayın yönetmeniyken Türkiye’nin en eski yayınevlerinden İnkılâp Kitabevi de şiir ve roman dallarında yayınlanmamış eserlere yönelik bir yarışma açmıştı. İlki 1997’de verilen ödülleri kazananlar arasında Didem Madak, Ersan Üldes, Süreyyya Evren, Yücel Balku, Serkan Işın, Cengis Asiltürk, Habib Bektaş, Ali Hikmet Eren tespit edebildiklerim. Son kez 2005’te verilen ödüllerde o yıl Turgay Fişekçi ilk romanı ‘Hep Yanımda Kal’ ile İnkılâp Kitabevi 2005 Roman Ödülü’nü kazanmıştı.”
Metin Celal tespit zaman içerisinde düzenlenilmesinden vazgeçilen ödüllerden tespit edebildiklerinin bunlar olduğunu yazıyor. “Ama” diyor “Bir zamanlar verilmiş, şimdi sadece yazar biyografilerinde kalmış çok daha fazla sayıda ödül var. Türk edebiyatında ödüller derinlemesine araştırılması gereken bir olgu. Yazık ki bu konuda yapılmış pek akademik araştırma yok.”