Sezai Karakoç'un adına Mona Roza şiirini yazdığı, Cemal Süreya'nın uğruna soyadından bir harf eksilttiği Muazzez Akkaya, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi'ndeki (ASBÜ) Sezai Karakoç Anı Odası'nı gezdi.

Edebiyat tarihine geçen platonik aşk hikâyesinde uğruna ‘Mona Roza’ şiirinin yazıldığı kadın olan Muazzez Akkaya, Ankara Siyasal Bilimler Üniversitesi’nde (ASBÜ) açılan Sezai Karakoç Anı Odası’nı gezdi. Sezai Karakoç’un şiirlerinin, okul bilgilerinin ve mektuplarının sergilendiğiodayı gezen Akkaya, “Şimdi burada anılarım canlandı. Benim, Cemal Süreya’nın ve Sezai’nin ilk memuriyeti bu binada başladı. Güzel günlerdi, anlamlı anılar biriktirdik” dedi.

‘Detaylı bir diyaloğumuz yoktu’

Muazzez Akkaya, yıllardır gizemini koruyan Sezai Karakoç ve Cemal Süreya’nın kendisine olan sevgisine ilişkin, Karakoç’un mahcup ama ısrarlı tavrını çok iyi hatırladığını, önceleri şiirlerini almak istemediğini aktararak, “Detaylı bir diyaloğumuz yoktu. Kendisini kırmak istemiyordum, bir gün ‘tamam ver’ diyerek şiirleri aldım ve okudum” dedi.

‘Mahrem Şiir: Monna Rosa’ kitabının yazarı Emine Öte ile Söz ve Yazı ile Yaşamak: ASBÜ Türk Dili ve Edebiyatı 2. Öğrenci Sempozyumu’na da katılan Akkaya, öğrencilerin sorularını yanıtladı. Panelin açılışında, ‘Mona Roza’ şiirini okuyarak konuşmasına başlayan rektör Prof. Dr. Arıcan da, tarihi binada, Sezai Karakoç Salonu’nda Akkaya’yı ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduklarını bildirdi.

Soytarı Çiçekleri: Osamu Dazai’den bireyin anlam arayışı ve ölüm düşüncesi üzerine