Ludwig van Beethoven 7 ve 9. senfonilerini tamamen sağırken bestelemiştı, keza ‘Ay Işığı Sonatı’nı da. Çek besteci Bedrich Smetana da benzeri bir kaderi yaşamıştı. Caz piyansti Ray Charles da âmâydı. Türk halk müziğinin büyük ozanı Âşık Veysel de. Ancak bu imkânsızlıklar onları yıldırmadı. Sanat maddi yokluklar ya da fiziki zorluklara aldırış etmeden zincirleri kırıp insanlığın ortak bir ürünü haline geliyor. Korno anatçısı Felix Klieser de bu isimlerden biri. Doğuştan kolları olmayan müzisyen, orkestraların olmazsa olmazı bu üflemeli çalgıyı ayaklarıyla çalıyor. Üstelik geçen hafta BBC Proms kapsamında Royal Albert Hall’da konser verdi.
Konser öylesine büyük ilgi gördü ki Felix Klieser günlerdir hem İngiliz basınında hem de sosyal medyada hakkında en çok konuşulan isimlerden biri oldu. Alman müzisyen, kolları olmadan doğmasının onu bir korno virtüözü olmaktan alıkoymasına izin vermedi. Royal Albert Hall konserlerine hazırlanırken, geride onlarca engeli geride bırakmıştı.
“Müzisyenler kişiliği olan insanlar. Bizleri biz yapan şeyler aynı zamanda bizleri şekillendiriyor da” diyor Alman korno sanatçısı Felix Klieser. 3 Ocak 1991 tarihinde Almanya’da dünyaya gelen müzisyen, doğuştan sahip olduğu dezavantajına asla boyun eğmedi. 4 yaşındayken korno çalmaya başladı. Müzisyene göre bu, hayatın mucizesinin ta kendisiydi. Ailesine bu enstrümanı çalmayı istediğini söylediğinde bunun nasıl gerçekleşeceğine dair hem şüphesi vardı hem de pek iyimser sayılmazlardı.
Ancak Felix Klieser, içinde bulunduğu koşullara o küçük yaşında bile boyun eğecek birine benzemiyordu. Üstelik ne bir konsere gitmiş ne de ailesinde bir müzisyen yetişmişti. “Ben Fransız kornosu çalmak istiyorum” dediğinde ailesi “o ne ki” diye karşılık vermişti. Ailesi, kısa bir araştırmanın sonucu kornoyu bulup çocukarına getirmişti. Ancak küçük Felix bu enstrümanı nasıl çalacaktı? Öncelikle yaşadıkları Göttingen kentinde bir öğretmen bulundu. İlk yıllarda entrümanı yere sabitleyip çalarken büyüdükçe kendi çabasıyla yeni metotlar geliştirdi. Kornosunu sabitleyecek bir stand yardımıyla çalmaya başladı.
“En önemli şey, sorunları çözmeyi öğrenmektir”
Felix artık ayaklarını kullanıp enstrümanı tüm maharetiyle çalan genç bir yeteneğe dönüşmüştü. Hannover’de müzik eğitimini tamamlayan Felix Klieser, profesyonel bir müzisyen olmaktan ziyade tutkuyla bağlı olduğu enstrümanını hakkını vererek çalmayı daha çok önemsiyordu. İşte bu azmi onu bugün onu zirveye taşıyan itici güç oldu. Bournemouth Orkestrası’nda daimi müzisyen kadrosuna girmeyi başaran müzisyen, Sting ile turneye çıktı.
Sting’in turnesinde yer alması Felix Klieser’in ününe ün kattı. Bir imkânsızlık hikâyesiyle karşı karşıya kalan insanlar bu başarı öyküsünden çok etkilendi. Ülkesi Almanya’nın yanı sıra İngiltere’de de git gide ünlenen korno sanatçısı, İngiliz yayın kuruluşlarına verdiği röportajlarda şöyle söylüyordu: Büyürken en önemli şey, sorunları çözmeyi öğrenmektir.
Pandemi döneminde tüm müzisyenler gibi Felix Klieser de konsersiz geçen aylardan olumsuz etkilendi. Amiyane tabirle ekmek teknesi demir atmıştı. Ne kadar süreceği belli olmayan bu süreç herkesi kadar onu da psikolojik olarak etkilemişti. O karanlık günler kısa sürede olmasa da nihayet geride kaldı. Alman korno sanatçısı, şimdi şöhretinin zirvesinde ve Avrupa’nın en büyük müzik olaylarından biri olarak kabul edilen BBC Proms festivali kapsamında Royal Albert Hall’da bu akşam sahne alacak. Dünyanın en prestijli müzik salonlarından biri olan bu tarihi mekânda Felix, Mozart’ın ünlü ‘4 nolu Korno Konçertosu’nu seslendirecek. Bu mücadele hikâyesinin sahibini yakın bir zamanda Türkiye’de de tanıklık etmek güzel bir anı olacaktır.