Haruki Murakami yaşayan en önemli yazarlardan biri. Japon yazarın kitapları 50’den fazla dile çevrildi, birçok yazara, filme ve öyküye ilham verdi. Yazar şimdilerde henüz İngilizceye çevrilmemiş ‘The City and Its Uncertain Walls’ (Şehir ve Belirsiz Duvarlar) isimli kitabının heyecanını yaşıyor.
Murakami geçen hafta Oviedo şehrinde verilen Asturias Prensesi (Princess of Asturias) Edebiyat ödülünü almak üzere İspanya’yı ziyaret etti. Tören öncesinde de AP’ye 7 Ekim’de başlayan İsrail Filistin savaşı hakkındaki görüşlerini anlattı. Kitabında duvar ve sınırları anlatan Murakami Gazze Şeridi’ndeki çatışmanın dünyamızdaki fiziksel ve mecazi duvarların neden olduğu bölünmeyi vurguladığını söyledi. Ayrıca hiçbir taraf tutmadan İsrail ve Filistin arasında barış için dua ettiğini açıkladı.
Yazar romanlarında konu edindiği duvarların kendisi için ne anlama geldiğini de anlattı:
“Romanlarımdaki duvarlar gerçek duvarlar. Ama elbette metaforik anlamları da var. Benim için duvarlar çok anlamlı şeyler. Biraz klostrofobikim. Sıkışık bir alana kilitlenirsem hafif bir panik geçirebilirim. Bu yüzden sık sık duvarları düşünüyorum. Berlin’i ziyaret ettiğimde duvar hâlâ oradaydı. İsrail’i ziyaret ettiğimde ve altı metre yüksekliğindeki duvarı gördüğümde biraz korktum.”
‘Kontrol edemeyeceğim şeyler üzerine düşünmem’
74 yaşındaki yazara Nobel Edebiyat ödülü hakkındaki düşünceleri de soruldu. Zira Murakami yıllardır Nobel Edebiyat Ödülü’nü alabilecek yazarlar arasında gösteriliyor, ancak dünya çapındaki popülerliği ödülü kazanması önündeki en büyük engellerden biri. Zira Nobel komitesi için popülerlik ödül verme kriterlerinde bir dezavantaj yaratıyor.
Murakami ödüle dair hisleri sorulduğunda yalnızca kontrolünde olanlar hakkında endişelendiğini, önceliğinin kendi yazıları olduğunu söyledi:
“Esasen ödüllere çok fazla takılmam. Nedeni ödüllerin başka birinin yargısına göre verilmesi. Kendi kararlarımı verebileceğim şeylerle ilgiliyim. Elbette Asturias Prensesi Edebiyat ödülünü almaktan onur duyuyorum, ancak bu sadece bir sonuç. Önemli olan kendi hikayenizi anlatabilmek.”