Radiohead’den Thom Yorke ve Jonny Greenwood’un yanı sıra Sons of Kemet grubunun davulcusu Tom Skinner'dan oluşan The Smile merakla beklenen ikinci albüm 'Wall of Eyes'ı yayınladı. Müzik Radarı bu hafta bu önemli gelişmeye odaklanıyor.

Radiohead yıllardır Türkiye’ye gelmesi en çok istenen gruplardan biri. Bu istek ne yazık ki bir türlü karşılık bulmadı. Dinleyiciler İngiltere’den yayılan müzikal güzelliklerden biri olan topluluğun imzasını taşıyan bir işe uzun zamandır hasret. Ama Radiohead yoksa The Smile var. Radiohead’den Thom Yorke ve Jonny Greenwood’un yanı sıra Sons of Kemet’in davulcusu Tom Skinner’dan oluşan grup ikinci albümünü yayınladı. Müzik Radarı bu hafta ‘Wall of Eyes’ adlı bu albüme odaklanıyor.

The Smile 2022 yılında ‘A Light for Attracting Attention’ albümüyle müzikseverlerde bir heyecan yaratmayı başarmıştı. Pandemi koşullarında kaydedilen ve yayınlanan albüm elbette Radiohead’den de izler taşıyordu. Albüm ses getirse de yeni grubun kalıcı olup olmayacağı bilinmiyordu. Ancak ilk albümün üzerinden daha tam iki yıl geçmeden ‘WAll of Eyes’ geldi. Sekiz şarkıdan oluşan albüm geçen hafta müzikseverlerle buluştu.

The Smile teklisinde Paul Thomas Anderson imzası

Kayıtları müzik dünyasının mabedi Abbey Road Stüdyoları’nda yapılan ‘Wall of Eyes’ın ilk teklisi iki ay önce yayınlamıştı. Albümle aynı adı taşıyan şarkının klibi de eş zamanlı olarak izleyiciyle buluştu. Thom Yorke ve Jonny Greenwood ile daha önce de birlikte çalışan ve aralarında iyi bir bağ olan yönetmen Paul Thomas Anderson şarkının kibine imza atan isim oldu.

Müzik dinleme platformu Spotify’ın verilerine baktığımızda ‘Wall of Eyes’taki şarkılar arasında en çok dinlenen ‘Bending Hectic’ olurken çiçeği burnunda albümün tüm şarkıları kliplendi. Guardian’ın beş üzerinden dört verdiği, Rolling Stone dergisinin övgüyle bahsettiği albüm İngiliz eleştirmenlere göre yine de Radiohead’in gölgesinde kalma tehlikesi yaşıyor. Albümdeki şarkılara baktığımızda kendini hissettiren huzursuz ve bir nebze karamsar hava bu yönüyle Jonny Greenwood ve Thom Yorke’un tarz arayışının da bir sonucu.

Henüz üçüncü şarkının bitiminde stüdyodaki kayıt süreçlerinden sıkılan Thom Yorke’u yeniden toparlamak da elbette Jonny Greenwood’a kalmış. Albümün hem Radiohead’den gelen o müzikal mirastan, hem de içinde bulunduğumuz mevsim itibariyle yaşanan soğuk havadan izler taşıyor. Albüm yayınlandıktan sonra Avrupa ve Türkiye’de yaşayan Radiohead dinleyicileri bir konser turnesi için de bekleyişte.

Mozart’tan Türk modasına bir hediye: Rondo alla turca